21. Hukuk Dairesi 2015/3290 E. , 2015/22407 K.
"İçtihat Metni" Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ordu İş Mahkemesi
TARİHİ : 23/10/2014
NUMARASI : 2014/31-2014/651
Davacı, oğlu F. U."nun iş kazası neticesinde ölmesi sonucunda ölüm tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacıya, 17/07/2005 tarihinde iş kazasında vefat eden ve oğlu olan sigortalı "dan dolayı ölüm geliri bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 24. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, sigortalının ölümü tarihinde eşine ve çocuklarına bağlanması gereken gelirlerin toplamı, sigortalının yıllık kazancının % 70 inden aşağı ise, artanı, eşit hisseler halinde, sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışmayan veya 2022 sayılı Kanuna göre bağlanan aylık hariç olmak üzere buralardan her ne ad altında olursa olsun gelir veya aylık almayan ana ve babasına gelir olarak verileceği, ancak, bunların her birinin hissesi sigortalının yıllık kazancının % 70 inin dörtte birini geçemeyeceği ve sigortalının ölümü ile eşine ve çocuklarına bağlanabilecek gelirlerin toplamı, sigortalının yıllık kazancının % 70 nden aşağı değilse ana ve babanın gelir bağlanma haklarının düşeceği belirtilmiştir.
Öte yandan, malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortasına ilişkin bazı geçiş hükümlerini düzenleyen 5510 sayılı Yasanın geçici 1. maddesinin 2. bendine göre, 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı kanunlara göre bağlanan veya hak kazanan; aylık, gelir ve diğer ödenekler ile 8/2/2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre ödenmekte olan ek ödemenin verilmesine devam edilir. Bu gelir ve aylıkların durum değişikliği nedeniyle artırılması, azaltılması, kesilmesi veya yeniden bağlanmasında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiştir.
Ayrıca 5510 sayılı Yasanın 97/1. maddesinde, bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, iş kazası, meslek hastalığı vazife malûllüğü ve ölüm hallerinde bağlanması gereken gelir ve aylıkların, hakkın kazanıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde istenmeyen kısmının zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, oğlu olan nun 17/07/2005 tarihinde geçirdiği iş kazasında hayatını kaybettiği, vefat tarihinde evli ve bir çocuğu bulunduğu 2003/1-17/07/2005 tarihleri arası 123 günlük hizmeti olduğu, davacının herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışmadığı ve ayrıca buralardan herhangi bir gelir veya aylık almadığı, davacının 13/06/2013 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu, Kurum tarafından talebin reddedildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışmadığı gibi buralardanda herhangi bir gelir ve aylık almadığı görülmektedir. Öte yandan 5510 sayılı Yasanın 97/1. maddesinde, iş kazası halinde bağlanması gereken gelir ve aylıkların, hakkın kazanıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde istenmeyen kısmının zamanaşımına uğrayacağı belirtilmiş olup, bu durumda talep tarihi olan Haziran/2013 itibariyle 5 yıllık süre Haziran/2008 tarihinden itibaren başlamış olsa da, 5510 sayılı Yasa 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Dolayısıyla davacıya 5510 sayılı Yasanın yürürlük tarihi olan 01/10/2008 tarihinden itibaren iş kazasında vefat eden çocuğundan dolayı ölüm geliri bağlanması gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde sonuca gidilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
14/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.