Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/5371
Karar No: 2012/7112
Karar Tarihi: 03.12.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/5371 Esas 2012/7112 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2012/5371 E.  ,  2012/7112 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar Arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili,davalı kooperatifin eski başkanı olan müvekkilinin davalı kooperatiften kooperatifin Karasu İnşaata olan 4.749,00 TL borcunu da müvekkilinin ödediğini, ayrıca 1.250,00 TL ve 2.037,00 TL başkanlık maaşı alacağı da bulunduğunu ileri sürerek, toplam 8.036,00 TL"nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 18.11.2008 tarihli oturumda, 2.037,00 TL alacağın dava dilekçesinde sehven başkanlık maaşı olarak gösterildiğini, oysa bu alacağın yine kooperatif yerine müvekkilince ödenen diğer bir kısım kalemlere ilişkin olduğunu ve bunun da tahsili gerektiğini ileri sürmüştür.
    Davalı vekili, davalının davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, aksine davalı kooperatifin davacıdan aidat alacağı bulunduğunu , davacının başkanı bulunduğu kooperatif yönetim kurulunun genel kurul tarafından ibra edilmediğini ve haklarında suç duyurusunda bulunulduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; alacak talep ettiği dönemde davalı kooperatifin başkanı olan davacının, kooperatifin defter ve kayıtlarıyla doğrulanmayan alacağının ispatına yarar delil öne süremediği, genel kuruldan alınan yetkiyle yaptırılan işlerin de yine defter ve kayıtlara geçirilmesi gerektiği, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 62/2. maddesine göre yönetim kurulunun, kendi tutanakları ile genel kurul tutanaklarının, gerekli defterlerin ve ortak listelerinin muntazam hazırlanıp, saklanmasından sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1)Davacının 1.250,00 TL huzur hakkı alacağına yönelik temyiz istemi yönünden;
    5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu HUMK"nın 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle HUMK’na eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2012 yılı için 1.690,00TL’dir.
    Dava dilekçesinde, huzur hakkı olarak 1.250,00 TL"nın tahsili istenilmiş olup, bu istemin reddine dair verilen karar, yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı cihetle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas, 1990/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden,davacı vekilinin huzur hakkı alacağı yönünden temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    2)Davacının yaptığı ödemelerle ilgili alacak talebine yönelik temyiz istemine gelince;
    Mahkemece iki farklı bilirkişiden rapor alınmış ise de ,alınan raporlar çelişkili olup yeterli inceleme ve araştırmaya dayanmamaktadır.
    Öncelikle belirtilmelidir ki, davalı konut yapı kooperatifinin tip anasözleşmesinin “Amaç ve faaliyetler” kenar başlıklı 6/5 maddesinde kooperatifin ancak finans kuruluşlarından kredi alabileceği öngörülmüştür.
    1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 98. maddesi göndermesiyle kooperatifler hakkında da uygulanması gereken 6762 sayılı TTK"nun " Hükmi Şahısların Ehliyeti" başlıklı 137. maddesinde; " Ticaret şirketleri hükmi şahsiyeti haiz olup, şirket mukavelesinde yazılı işletme mevzuunun çevresi içinde kalmak şartıyla bütün hakları iktisap ve borçları iltizam edebilirler. Bu husustaki kanuni istisnalar mahfuzdur. " hükmü yer almakta olup, bu hükümle ticaret ortaklıklarının medeni haklardan yararlanma ehliyeti düzenlenmiştir.
    6762 sayılı Ticaret Kanunu"nda yer alan bu düzenleme ile ticaret ortaklıklarının yararlanma hakkı kanuni istisnalar saklı kalmak kaydıyla şirket mukavelesinde yazılı işletme mevzuunun çerçevesi ile sınırlandırılmış olup, "ultravires" olarak adlandırılan bu teoriye göre, ortaklığın iştigal konusu dışında kalan işlerin ortaklığı bağlamayacağı ilkesi benimsenmiştir.
    Yargtay Hukuk Genel Kurulu"nun 09.12.1998 tarih ve 1998/11-863 Esas, 1998/895 Karar sayılı ilamı ile Dairemizin 23.05.2012 tarih ve 2011/5067 E, 2010/3575 K sayılı ilamında kooperatifin böyle bir işlemle bağlı sayılabilmesinin bu işleme açıkça icazet vermesiyle mümkün olacağı belirtilmiştir.
    1163 sayılı Kanunu"nun 59/1. maddesi hükmü karşısında da temsile yetkili kişiler ancak kooperatif namına onun amacının gerektirdiği bütün hukuki işlemleri yapabileceklerinden, kooperatifçe açıkça icazet verildiği anlamına gelecek bir işlem bulunmadığı durumda, kooperatif yöneticilerinin yetkisiz olarak yaptıkları işlemler kooperatif yönünden bağlayıcı olmayacaktır. Bu durumda, öncelikle, özel kişilerden borç para alınmasına icazet verildiği anlamına gelecek bir işlem bulunup bulunmadığı belirlenmeli, kooperatif yöneticilerine özel kişilerden borç alma konusunda yetki verilmemiş ancak buna rağmen borç alınmış ise uyuşmazlık ilke olarak vekaletsiz iş görme hükümleri çerçevesinde çözümlenmelidir.
    Somut olayda, mahkemece, kooperatif uygulamaları ve mali konularda uzman bir bilirkişiye, bu ilkeler ve açıklamalar çerçevesinde kooperatif kayıt, defter ve belgeleri ile davacı vekilince sunulan ödeme belgeleri üzerinde inceleme yaptırılıp, bu ödemelerin kooperatif kasasından yapılıp yapılmadığı, iddia edilen ödeme sonucu kooperatifin borcunun sona erip ermediği, bunun nasıl muhasebeleştirildiği, ödemenin gerçek bir ödeme olup olmadığı, bu dönemde kooperatifin gelir ve harcamalarının ne olduğu, davacının ödeme yaptığını iddia ettiği tarih ve öncesinde, kooperatifin aidatlardan ve diğer kaynaklardan gelen ödeme gücü incelenerek borçlanmaya gereksinimi bulunup bulunmadığı, kasa hareketlerine göre davacının ödeme iddiası ile kooperatif gelir ve giderlerinin uyum gösterip göstermediği, ödemenin genel kurulda benimsenip benimsenmediği, tereddütsüz bir şekilde belirlenmelidir. Defter ve belgelerin kendi gözetim ve denetiminde tutulması gerektiği olgusu nazara alındığında, kooperatif kayıtlarındaki düzensizlik ve karışıklığın, borç verdiğini iddia eden yönetici lehine sonuç doğurmayacağının ilke olarak kabul edilmesi ve davacının yaptığı ödemeleri kesin delillerle kanıtlaması gerekir. Ayrıca kooperatif anasözleşmesi getirtilmek suretiyle, amaç ve faaliyet konusuna ilişkin hükmü incelenerek kooperatif ihtiyacının karşılanması için ne şekilde finansman sağlandığı üzerinde de durulmalıdır.
    Bu durumda mahkemece, açıklanan bu ilkeler doğrultusunda araştırma yapılıp uygun sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, bu hususlara ilişkin tespit ve görüş içermeyen ve denetime elverişli bulunmayan bilirkişi raporuna itibar edilerek eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenle, huzur hakkına yönelik davacı vekilinin temyiz isteminin kesinlik sınırı nedeniyle reddine, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 03.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi