Esas No: 2021/18162
Karar No: 2022/15525
Karar Tarihi: 04.10.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/18162 Esas 2022/15525 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından mahkum edilen sanık hakkındaki temyiz incelemesi yapıldı. Özel belgede sahtecilik suçundan verilen cezanın, sanıktan ele geçen sahte belge sayısına göre belirlenmemesi ve tekerrüre esas alınan suçun uyarlama yargılamasına alınmamış olması nedeniyle bozma talebi değerlendirilmedi. Dolandırıcılık suçuna ilişkin ise hükümden sonra yürürlüğe giren bir Kanun gereği uzlaştırma işlemleri için gereği yapılmadığından karar bozuldu. Kararda, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi için uzlaştırma işlemleri yapılması gerektiği belirtilerek, kanun maddelerinin açıklandığı ifade edildi. İlgili kanunlar; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 61. maddesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253. ve 254. maddeleri, 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ve 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 321. maddesi olarak belirtildi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
...
...
1)Özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Sanıktan ele geçen sahte belge sayısı dikkate alınıp 5237 sayılı TCK'nin 61. maddesi uyarınca temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Cumhuriyet savcısının temyizinin sanık lehine olduğu gözetilerek aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış; sanığın tekerrüre esas alınan Bandırma 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.08.2010 tarih 2010/406 Esas ve 2012/480 Karar sayılı ilamına konu TCK'nin 155/2. maddesindeki hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun 24.10.2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesine göre uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmakla, bu suç yönünden uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak sonucuna göre sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun ve 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla; sanık ve Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden, eleştiri dışında usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA,
2)Dolandırıcılık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Sanığa yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca diğer yönleri incelenmeyen hükmün BOZULMASINA, 04.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Yz.İşl.Md.Y. ...