15. Ceza Dairesi Esas No: 2017/16698 Karar No: 2017/9827 Karar Tarihi: 24.04.2017
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/16698 Esas 2017/9827 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma sonucunda, müştekinin şikayetinde hukuki ihtilaf olduğu gerekçesiyle dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçundan şüpheli şirket ve yetkilileri hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Ancak Yüksek Adalet Bakanlığı, kanun yararına bozma talebiyle İstanbul 11. Sulh Ceza Hakimliği'nin verdiği kararın bozulmasını istemiştir. Tebliğnamede, Cumhuriyet savcısının ihbar veya başka bir yolla suçun işlendiği izlenimini öğrendiği anda işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca savcının topladığı delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaşması durumunda iddianame düzenleyerek kamu davası açması gerektiği vurgulanmıştır. Bu nedenle, müşteki ile şüpheli şirket arasındaki Brokerlik sözleşmesi gereğince tahsil edilen primlerin ödenmemesi iddiasıyla açılan davada, inceleme yapılmadan kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi isabetli değildir. Karara dayanak olan kanun maddeleri ise şöyle belirtilmiştir: 5271 sayılı CMK'nın 160, 170/2, 172 ve 173/3 maddeleri.
15. Ceza Dairesi 2017/16698 E. , 2017/9827 K.
"İçtihat Metni"
Nitelikli dolandırıcılık ve hizmet sebebiyle güveni kötüye kullanma suçlarından şüpheli.... ve .... Brokerliği A.Ş. hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, müştekinin şikâyetine konu olayın hukuki ihtilaf olduğundan bahisle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 03/11/2016 tarihli ve 2016/130150 soruşturma, 2016/70240 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İstanbul 11. Sulh Ceza Hakimliğinin 28/11/2016 tarihli ve 2016/264 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 28/02/2017 gün ve 94660652-105-34-1060-2017 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası ... Cumhuriyet Başsavcılığının 15/03/2017 gün ve 2017/14393 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu. Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede; 5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, müşteki ile şüpheli şirket arasındaki Brokerlik sözleşmesi gereğince, şüpheli şirket yetkililerinin müşterilerden tahsil ettiği primleri ihtara rağmen müşteki şirkete ödemediği iddia edilen somut olayda, şüpheli ve müşteki her iki şirketin sigorta işlemlerine ilişkin olarak defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, şüphelinin, müşterilerden tahsil edip uhdesinde para bulunup bulundurmadığı ile müşterilerden alamadığı prim bedelinin var olup olmadığı ve miktarının belirlenmesi ve tespit edilen şüpheli şirket yetkililerin ifadesine başvurulması suretiyle, toplanacak deliller ve yapılacak inceleme sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerekirken, müştekinin şikayet dilekçesinden sonra hiçbir işlem yapılmadan kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği gözetilerek, itirazın bu yönden kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 Sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, İstanbul 11. Sulh Ceza Hâkimliğinin 28.11.2016 tarih ve 2016/264 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 24.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.