Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2013/17993 Esas 2013/20357 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/17993
Karar No: 2013/20357
Karar Tarihi: 23.12.2013

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2013/17993 Esas 2013/20357 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Bu dava, kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken, kusurları sonucu kişilere zarar vermelerinden kaynaklanan ve zarar görenin kamu görevlisi aleyhine açtığı manevi tazminat davasıdır. Davacı tarafından ihale komisyon kararının onayı sırasında davalı tarafından yapılan fitne-fesatlık iddiası nedeniyle manevi tazminat istenmiştir. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak, yerel mahkemece yapılan değerlendirme usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. Bu konuda yasal düzenlemeler, TC Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K. gibi emredici hükümler içermektedir.
4. Hukuk Dairesi         2013/17993 E.  ,  2013/20357 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 30/05/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/09/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalı vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken, kusurları sonucu kişilere zarar vermelerinden kaynaklanan ve zarar görenin kamu görevlisi aleyhine açtığı manevi tazminat davasıdır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır.( TC Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler, emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.
    Davaya konu edilen olayda; ... Bölge Müdürü olarak görevli davalının, aynı yerde insan kaynakları ve destek şube müdürü olup olay tarihinde ihale komisyonu başkanlığı da yapan davacı tarafından onaya sunulan ihale komisyon kararının üzerine ...ve fesatlık yapmalı ancak işi de düzgün yapmak lazım. İhaleyi alan şirketin iş bitirme belgesi incelendi mi” ibaresinin yazılması, içerikteki beyanlarla davacıya fitne ve fesatlık yaptığı isnadında bulunulması sonucu kişilik haklarının zarar görmesi nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunulmuştur.
    Şu durumda, yerel mahkemece kamu görevlisi olan davalı hakkında, kusuruna dayanılarak açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçe ile işin esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre davalının diğer, davacının tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23/12/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY YAZISI

    Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13/1. maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabilir. İdare aleyhine böyle bir davanın açılabilmesi, hizmet kusurundan kaynaklanmış, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır. Kamu görevlisinin, özellikle haksız eylemlerde, Anayasa ve özel yasalardaki bu güvenceden yararlanma olanağı bulunmamaktadır.
    Dava dilekçesinde belirtilen maddi olgulardan davalının salt kişisel kusuruna dayanıldığının anlaşılması karşısında öncelikle bu iddia doğrultusunda delillerin toplanıp değerlendirilerek sonuca varılması gerekir. Açıklanan nedenlerle çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum. 23/12/2013












    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.