4. Hukuk Dairesi 2013/18004 E. , 2013/20352 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... Bakanlığı vdl. aleyhine 04/07/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın ...Bakanlığı yönünden davanın yargı yolu nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden kısmen kabulüne dair verilen 18/07/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ile davalılardan ... vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere göre davacının davalılardan ... Bakanlığı"na yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davacının davalı ..."ya yönelik temyiz itirazı ile davalı ..."nın temyiz itirazları yönünden;
Dava, kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken, kusurları sonucu kişilere zarar vermelerinden ve kamu hizmetinin iyi yerine getirilmemesinden kaynaklanan ve zarar görenlerin kamu görevlileri aleyhine açtıkları manevi tazminat davasıdır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır.( TC Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler, emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukuku"nun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.
Davaya konu edilen olayda; davalı polis memurlarının davacıyı haksız olarak emniyete götürmeleri ve öncesinde copla rastgele vurmaları nedeniyle kişilik haklarının zarara uğraması nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunulmuştur.
Şu durumda, yerel mahkemece kamu görevlisi olan gerçek kişi davalılar hakkında, kusurlarına dayanılarak açılan davanın( husumet yönünden) taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçe ile işin esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda 2 no"lu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; 1 no"lu bentte gösterilen nedenlerle davacının ... Bakanlığına yönelik temyiz itirazlarının reddine, bozma nedenine göre davacının ve davalı ..."nın diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına temyiz eden taraflardan peşin alınan harcların istekleri halinde geri verilmesine 23/12/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13/1. maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabilir. İdare aleyhine böyle bir davanın açılabilmesi, hizmet kusurundan kaynaklanmış, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır. Kamu görevlisinin, özellikle haksız eylemlerde, Anayasa ve özel yasalardaki bu güvenceden yararlanma olanağı bulunmamaktadır.
Dava dilekçesinde belirtilen maddi olgulardan gerçek kişi davalıların salt kişisel kusuruna dayanıldığının anlaşılması karşısında öncelikle bu iddia doğrultusunda delillerin toplanıp değerlendirilerek sonuca varılması gerekir. Açıklanan nedenlerle dairemiz kararının (2) nolu bendine katılmıyorum. 23/12/2013