12. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/24734 Karar No: 2016/1351 Karar Tarihi: 19.01.2016
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2015/24734 Esas 2016/1351 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2015/24734 E. , 2016/1351 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borçlunun senetteki imzaya ve borca itiraz ettiği, mahkemece yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda itirazın reddine karar verildiği görülmektedir. İİK"nun 170/a-2. maddesi gereğince icra mahkemesi, yasal sürede yapılan itiraz veya şikayet nedeniyle icra mahkemesine intikal eden işlerde, öncelikle, takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olup olmadığını ve alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunup bulunmadığını re’sen inceleyerek, takibin iptaline karar verebilir. 6102 sayılı TTK"nun 776/1-f maddesi gereğince, senette düzenleme yerinin yazılı olması gereklidir. Aynı Kanunun 777/4. maddesine göre ise, düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bononun, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Hukuk Genel Kurulu"nun 02.10.1996 gün ve 1996/12-590 sayılı kararında da benimsendiği üzere tanzim yeri olarak idari birim adının (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılması gerekli ve yeterli olup, ayrıca adres gösterilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Somut olayda, takibe dayanak yapılan bonoda tanzim yeri belirtilmediği gibi, senette tanzim edenin isminin altında yer alan "...l mah. ... cad. No:39/1" ibaresi idari birim değildir. Bu nedenle takibe dayanak belgede geçerli bir tanzim yeri bulunmadığından kambiyo senedi vasfında değildir. O halde mahkemece, takip konusu senet yönünden imza incelemesi yaptırmadan önce tanzim yeri olmadığı hususu re"sen gözetilerek, borçlunun kısmen ya da tamamen borcu kabulü olmadığı da dikkate alınarak, İİK"nun 170/a-2 maddesine göre, unsur eksikliği nedeniyle takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, imza itirazının reddi ile borçlunun tazminat ve para cezası ile sorumlu tutulması isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.