3. Hukuk Dairesi 2021/7401 E. , 2021/11627 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki uyarı, cezai şart ve reçete bedeli tahsili işlemlerinin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ... Eczanesi’nin sahibi olduğunu, kuruma faturalandırdığı 1 adet reçetedeki majistral ilacın yapımında kullanılan maddelerin dozunu medula ekranına sehven yanlış girmesi üzerine davalı tarafından 26.02.2014 tarihli yazı ile hakkında Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2012 yılı protokolünün 5.3.9. maddesinde yer alan Kuruma gerçeğe aykırı reçete faturalandırma eyleminde bulunduğu gerekçesiyle 230.931,20 TL cezai şart tahsili, uyarı cezası verilmesi ve ödenen 23.093,12 TL reçete bedelinin protokolün 4.3.6. maddesi gereğince geri alınacağına dair bildirim yapıldığını, uygulanan bu cezai şart ve reçete bedeli tahsil işlemlerinin haksızlığının tespiti ile önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; eczacının reçetede yazılı doz miktarlarını medula ekranına sehven yüksek girdiğine dair savunmasına, hastadan alınması gereken katılım payı miktarının yüksek çıkmış olması nedeniyle hatanın fark edileceğinden itibar edilmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; dosyaya sunulan bilirkişi raporundaki hesap doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne, 23.093,12 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine dair verilen karar, tavzih kararı ile davanın kısmen kabulü ile 23.093,12 TL"den davacının davalıya borçlu olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine olarak değiştirilmiş ve taraf vekillerinin temyizi üzerine; Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin, 06/11/2019 tarihli, 2016/29757 esas, 2019/10918 karar sayılı ilamıyla "...Mahkemece, hükümde değişikliğe yol açabilecek şekilde tavzih kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir...." gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyulduğu belirtilerek; dosyaya sunulan bilirkişi raporundaki hesap doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne, davalı Kurum tarafından davacı hakkında hukuka aykırı olarak 26.02.2014 tarihli 98206689/sözleşme-l8470911/1152710 sayılı işlemle uygulanan 230.931,20 TL tutarındaki cezai işleme ilişkin davalı kurum işleminin iptaline, 23.093,12 TL"lik reçete bedeli tahsil işleminin 187,86 TL"lik kısmının tahsiline ilişkin kurum işleminin iptaline karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-)Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı taraf; dava konusu 1 adet reçetedeki majistiral ilacın dozunu Medula ekranına sehven yüksek miktarda girdiğini iddia etmişse de, söz konusu reçeteye ilişkin ilaç katılım payı olarak sistem tarafından 4.618,63 TL ödeme çıkartılmış olmasına rağmen, reçete sahibi Hamdullah Coşkun’dan 10-15 TL civarında katılım payı alındığı hastanın savcılıkta verdiği beyanından anlaşılması karşısında, davacının hatasını Medula ekranına kayıt yaptığı sırada farketmiş olduğu ve buna rağmen reçeteyi karşıladığı 23.11.2012 tarihinden, bu hususta Kurumca savunmasının alındığı 16.12.2013 tarihine kadar Kuruma hatalı reçete kaydı yaptığını bildirmediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Tüm bu nedenlerle davacı hakkında uygulanan cezai işlem yerindedir. Ancak davalı kurum tarafından, davacı eczacı hakkında; Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2012 Yılı Protokolü’nün 5.3.9 ve 4.3.6. maddeleri gereğince uygulanan uyarı cezası ve cezai şart ile fatura bedeli kesintisi işlemlerine dayanak 2012 protokolünün 5.3.9. maddesi 01.10.2020 tarihinde yürürlüğe giren 2020 protokolünün 5.3.9. maddesi ile “Kurumca yapılan incelemeler neticesinde provizyon sistemine gerçeğe aykırı reçete kaydı yapılarak Kuruma fatura edildiğinin tespiti halinde reçete bedelinin 5 (beş) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacıya ilk uyarı tebliğ edilir. İlk uyarının tebliğ tarihinden itibaren 1 (bir) yıl içerisinde fiilin tekrar işlendiğinin tespiti halinde reçete bedelinin 10 (on) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacıya ikinci uyarı tebliğ edilir. İlk uyarının tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içerisinde, ikinci uyarıdan sonra fiilin yeniden (üçüncü kez) işlendiğinin tespit edilmesi halinde reçete bedelinin 20 (yirmi) katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 1 (bir) yıl süreyle sözleşme yapılmaz. Ancak bu durumun sehven yapıldığının eczacı tarafından bildirilmesi ve Kurumca yapılacak araştırma ve/veya inceleme sonucunda sehven yapıldığının tespit edilmesi durumunda bu hüküm uygulanmaz. Bu maddenin tekrara ilişkin hükmünün uygulanmasında Protokolün 6.4 numaralı maddesi dikkate alınmaz.” şeklinde değiştirilmiş ve yine aynı protokolün 6.10. maddesinde “Bu protokolün yürürlük tarihinden önceki dönemlerde geçerli olan protokol hükümlerine göre Kuruma fatura edilen ve kontrolleri Kurum tarafından bu Protokol yürürlük tarihinden sonra yapılan reçeteler için, ya da reçete kontrolleri yapılmış olmakla birlikte fesih uyarı ve cezai şarta ilişkin işlemlerin henüz tamamlanmadığı durumlarda tespit edilen fiil/fiiller için Kurumca bu Protokol hükümleri uygulanır. Ancak eczacı tarafından Kurumdan tebligat tarihinden itibaren bir defaya mahsus olmak üzere yazılı olarak talep edilmesi halinde, ilgili protokol hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Dava konusu cezai işlemin dayanağı olan protokol maddesinde değişiklik olduğu sabit olup, 2020 protokolünün ilgili maddesinin olaya uygulanıp uygulanamayacağı üzerinde durulmalıdır. Davacı her ne kadar, davalı kuruma, hakkında 2020 protokolünün uygulanması için başvurmamışsa da, dava açmış olmasının lehine olan sonraki protokollerin uygulanması için talebi olduğu şeklinde değerlendirilerek, davacının, kurumdan yazılı talepte bulunulup
bulunmadığının araştırılmasına gerek kalmamıştır. Artık somut uyuşmazlıkta mahkemece yapılacak olan 2020 protokolünün yukarıda belirtilen ilgili maddeleri değerlendirildikten sonra hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.