Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2012/428
Karar No: 2013/637

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2012/428 Esas 2013/637 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Bölümü         2012/428 E.  ,  2013/637 K.
  • 2247 SAYILI YASA?NIN 12. MADDESINDE ÖNGÖRÜLDÜĞÜ ŞEKILDE, ?UYUŞMAZLIK ÇIKARILMASINI ISTEMEYE YETKILI MAKAMA SUNULMAK ÜZERE? DILEKÇE VERILMEDIĞINDEN, AYİM BAŞSAVCILIĞINCA YAPILAN BAŞVURUNUN, AYNI YASA?NIN 27. MADDESI UYARINCA REDDİ GEREKTIĞI
  • UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 27

"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

                 Davacı     : A.A.

                Davalı      : Milli Savunma Bakanlığı

                Vekilleri  : Av.B.K.M., Av. S.E.S.               

                O L A Y : 1-Davacı dilekçesinde; davalı idarenin, tıpkı İçişleri Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün 18.04.2011 tarihli ve 6829 sayılı kararı gibi, çavuşluğa Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa göre atamasının yapılamayacağını 26.04.2011 tarihli ve 6381 sayılı yazı ile kendisine gönderdiğini;  Türk Silahlı Kuvvetlerinin personel alımı ile ilgili yaş sınırının 45’e yükseltilmesi sebebiyle, atama talebinin yerine getirilmesi gerekirken, yaptığı başvurunun reddedilmesinin yasaya aykırı olduğunu ifade ederek;  davalı İdarenin 26.04.2011 tarih 6381 sayılı ve 6191-3-3 konulu atama işlemi talebinin reddine dair kararının iptali istemiyle, genel idari yargı yerinde dava açmıştır.

2-Davalı İdarece, 20.10.2011 tarihli birinci savunma dilekçesi ile davanın çözümünde idare mahkemelerinin değil, askeri idari yargının görevli olduğu ileri sürülerek görev itirazında bulunulmuştur.

ANKARA 4. İDARE MAHKEMESİ: 22.12.2011 gün ve E:2011/1491 sayı ile,  2577 sayılı Yasanın 2. maddesinde; idari dava türlerinin, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı açılan iptal davaları; idari işlem ve eylemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları; kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı açılan davalar olarak sayıldığı; idari yargının idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimini yapmakla görevli olduğunun kurala bağlandığı; dosyanın incelenmesinden, Türk Silahlı Kuvvetleri emrinde uzman çavuş olarak görev yapmakta iken 1994 yılında sözleşmesi feshedilerek ilişiği kesilen davacı tarafından, kamu kurumlarında tekrar görev almak istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı, davalı idarece işlemin askeri hizmete ilişkin olması nedeniyle davanın Askeri Yüksek idare Mahkemesi"nce görülmesi gerektiği yönünde itirazda bulunulmuş ise de, 1602 sayılı Askeri Yüksek idare Mahkemesi Kanununun 20. maddesinde; Askeri Yüksek idare Mahkemesinin Türk Milleti adına; askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini ve diğer kanunlarda gösterilen görevleri yaptığı; ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda; ilgilinin asker kişi olması şartının aranmayacağı, bu Kanunun uygulanmasında asker kişiden maksadın; Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman jandarma, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve er, erbaş ve erler ile sivil memurlar olduğu yönünde düzenlemeye yer verildiğinden, her hangi bir kamu kurumunda tekrar görev almak maksadıyla yapılan başvuru üzerine tesis olunan işlemin asker kişiye yönelik olmadığı gibi askeri hizmete ilişkin de bulunmadığının görüldüğü;  bu durumda, asker kişiyi ilgilendirmeyen ve askeri hizmete ilişkin idari işlem veya eylemden kaynaklanmayan uyuşmazlığın görüm ve çözümünde idare mahkemelerinin görevli olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle;  davalı idarenin görev itirazının reddine,  Mahkemelerinin görevli olduğuna karar vermiştir.

                3-Görevlilik kararı  davalı İdareye 7.02.2012 tarihinde tebliğ edilmiş; davalı İdarece, Ankara 4. İdare Mahkemesi Başkanlığına hitaplı 10.02.2012 havale tarihli dilekçede aynen; “BEYANLARIMIZ: 1. Sayın Mahkemenizde görülmekte olan işbu dava ile, Bakanlığımızın 26 Nisan 2011 tarihli ve MİY:1930-1310-11/Per.D.Per.Ynt.Ş.6381 sayılı işleminin iptali talep edilmiştir. Bakanlığımızın dava konusu işlemi ile, 6191 sayılı Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu ile 926 sayılı TSK Personel Kanununa eklenen geçici 32"nci madde kapsamında davacı hakkında işlem tesis edilmiştir.

2. Nitekim, Sayın Mahkemece verilen ara kararların "İstemin Özeti" bölümlerinde de; "Davacının 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu"nun Geçici 32. maddesinden yararlanmak amacıyla yaptığı başvurunun reddine ilişkin 26.04.2011 tarih ve 6381 sayılı davalı idare işleminin iptali ve yürütmenin durdurulması istenilmektedir." denilmek suretiyle, dava konusunun 926 sayılı Kanunun Geçici 32"nci maddesi ile ilgili olduğu açıkça vurgulanmaktadır.

3. Bilindiği üzere, 926 sayılı Kanunun Geçici 32"nci maddesinin 4"üncü fıkrasında; "Başvurunun reddi halinde, bu ret işlemine karşı ilgililer altmış gün içinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde dava açabilirler." hükmüne yer verilmiştir.

4. Bu emredici yasa maddesine karşın, Sayın Mahkemenin 22 Aralık 2011 tarihli kararı ile görevlilik kararı verilmiş bulunmaktadır ki, anılan karar yukarıda yer verilen yasa hükmüne açıkça aykırılık teşkil etmektedir.

5. İzah edilen nedenlerle, 22 Aralık 2011 tarihli kararının yeniden incelenerek görevlilik kararının kaldırılması ve işbu davanın görev yönünden reddi kararı verilmesi talebinde bulunulması zorunluluğu hasıl olmuştur.

SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan ve resen belirlenecek nedenlerle, Sayın Mahkemenin 22 Aralık 2011 tarihli Görevlilik Kararının incelenerek kaldırılmasına,açık yasa hükmü doğrultusunda işbu davanın görev yönünden reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep ederim.” denilmiştir.

                4- Bu dilekçe üzerine, Ankara 4. İdare Mahkemesi’nce;  davalı idarenin olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması konusunda talepte bulunduğundan bahisle, dava dosyası önce Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, Başsavcılığın dosyayı iade etmesi üzerine Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcılığına gönderilmiştir

ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ BAŞSAVCISI; Milli Savunma Bakanlığı kadrolarında 30.11.1993 - 15.12.1994 tarih arasında Tnk.Uzm.Onb. olarak görev yaptıktan sonra 15.12.1994 tarihinde 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu ve Yönetmeliği hükümlerine göre sözleşmesi idare tarafından feshedilerek ilişiği kesilen davacının, 29.03.2011 tarihinde Milli Savunma Bakanlığına, 30.3.2011 tarihinde İçişleri Bakanlığına başvurarak “herhangi bir kamu kurumunda çalışmak istediğini” beyan ettiği, dilekçesine 6000 sayılı Kanunun 26 ncı maddesi ile 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanununun 5 nci madde birinci fıkrasıyla değiştirilen ve eklenen b fıkrasına göre çıkarılan 27910 sayılı 19 Nisan 2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan “Yaş Sınırı Nedeni Türk Silahlı Kuvvetlerinden Ayrılan veya Ayrılacak Olan Uzman Erbaşların Milli Savunma Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ANT Başkanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Kadrolarında Devlet Memuru Olarak İstihdamına Dair Yönetmeliği”ni eklediği; davacının başvurusuna İçişleri Bakanlığınca 18.04.2011 tarihli yazıyla; “İçişleri Bakanlığı Personeli Yer Değiştirme ve Atama Yönetmeliği” hükümleri kapsamında yaşını doldurmuş olması nedeniyle” İçişleri Bakanlığı kadrolarına açıktan ve naklen atanma imkanı bulunmadığının bildirildiği; Milli Savunma Bakanlığının 26 Nisan 2011 tarihli yazısıyla verilen cevapta ise; 6191 sayılı Kanun ile 926 sayılı Kanununa eklenen Geçici 32 nci madde kapsamında olmaması nedeniyle başvurunun reddedildiğinin bildirildiği; davacının, 07.07.2012 tarihinde İzmir Nöbetçi İdare Mahkemesinde kayda geçen dava dilekçesinde; davanın konusu ile sonuç kısmında Milli Savunma Bakanlığının 26.04.2011 tarihli 6191 sayılı Kanunu kapsamında sayılmama konulu kararın iptalini istediği,  dava dilekçesinin içeriğinde ise “Türk Silahlı Kuvvetlerinin personel alımı ile ilgili yaş sınırının 45’e yükselmesi sebebiyle atama isteminin reddinin yasa ve usule aykırı olduğunu" ileri sürdüğü;  Ankara 4 ncü İdare Mahkemesinin, 21.07.2011 tarihli görüşmesinde dava konusunun 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa eklenen Geçici 32 maddeden yararlanmak amacıyla yaptığı başvurunun reddine ilişkin 26.04.2011 tarih ve 6381 sayılı idari işlemin iptali olarak kabul ederek, davacının yürütmenin durdurulması talebini görüştüğü;  davalı idarenin,  dava konusunu Milli Savunma Bakanlığının 26.04.2011 tarih ve 638 sayılı ret kararının iptali olduğunu kabul ederek savunma yaptığı, bu savunma kapsamında görev itirazında bulunulduğu; Ankara 4 ncü İdare Mahkemesinin 22.12.2011 tarihli 2011/1491 Esas sayılı kararıyla görevlilik kararı verdiği;  davacının gerek Milli Savunma Bakanlığına, gerekse İçişleri Bakanlığına vermiş olduğu dilekçenin içeriğinden,  talebinin 6000 sayılı Kanunun 26 ncı maddesi ile 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanununun 5 nci maddesine eklenen b fıkrasından faydalanmak olduğu anlaşılmakla birlikte, her iki bakanlık tarafından talebin farklı gerekçelerle reddedildiği, 6000 sayılı Kanunun 26 ncı madde kapsamında olup olmadığının irdelenmediği;  bu hususun, dava dilekçesinin reddi suretiyle İdare Mahkemesince de açıklığa kavuşturulmadığı, dava konusunun açıkça ortaya konmadığı;  Davacının, Milli Savunma Bakanlığının 26.04.2011 tarihli 6191 sayılı Kanun ile 926 sayılı Kanuna eklenen Geçici 32 nci madde kapsamında kabul edilme talebinin reddine dair işlemi dava konusu olarak belirleyerek iptalini istemiş bulunduğundan ve İdare Mahkemesince dava konusu aynı şekilde kabul edildiğinden, Başsavcılıklarınca dava konusunun, “6000 Sayılı Kanun Kapsamında Memur Olarak istihdam Edilme" olarak genişletme imkanı olmadığı düşüncesiyle “Görev Uyuşmazlığı Çıkarılmaya Gerek Olmadığı’’na dair mütalaa verilemediği; davacının 926 sayılı Kanunun Geçici 32 nci maddesinden faydalandırılma yönündeki müracaatının MSB.lığının 26.04.2011 tarihli işlemi ile reddedilmesi sonrası, davacının söz konusu işlemin iptali istemli davanın görüldüğü Ankara 4 üncü İdare Mahkemesinde, davalı idare vekilince davaya cevap dilekçesi ile görev yönünden itirazda bulunularak davada Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görevli olduğunun öne sürüldüğü, Ankara 4 üncü İdare Mahkemesi tarafından 22.12.2011 tarihli oturumda görev itirazının reddine karar verildiği, bu karara karşı davalı idarece 10.02.2012 tarihinde verilen dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasının talep edilmesi üzerine dosyanın Ankara 4 üncü İdare Mahkemesince 26.09.2012 tarih ve 2011/1491 E. sayılı yazısı ekinde Başsavcılıklarına gönderdiğinin anlaşıldığı;  Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görevlerinin hükme bağlandığı 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 20 nci maddesinin; “Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Türk Milleti adına; askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini ve diğer kanunlarda gösterilen, görevleri yapar. Ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda; ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz./ Bu Kanunun uygulanmasında asker kişiden maksat; Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman jandarma, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve er, erbaş ve erler ile sivil memurlardır. ” hükmünü taşıdığı;  926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa, 22.03.2011 tarih ve 27882 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 10.03.2011 tarihli Kanun uyarınca eklenen Geçici 32 nci maddenin birinci fıkrasında; “12 Mart 1971 tarihinden bu Kanunun yayımı tarihine kadar, yargı denetimine kapalı idari işlemler veya Yüksek Askerî Şûra kararları ile Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilenler veya vefatları hâlinde hak sahipleri, bu madde hükümlerinden yararlanabilmek için altmış gün içinde Milli Savunma Bakanlığına başvururlar. ” hükmü;  aynı maddenin dördüncü fıkrasında ise; “Başvurunun reddi halinde, bu ret işlemine karşı ilgililer altmış gün içinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde dava açabilirler. ” hükmünün bulunduğu;  Türk Silahlı Kuvvetlerinde uzman erbaş (uzman onbaşı) olarak görev yapmış olan davacının, 926 sayılı Kanunun Geçici 32 nci maddesi hükümlerinden faydalandırılmasına yönelik yaptığı başvurunun Milli Savunma Bakanlığının idari işlemi ile reddi üzerine anılan maddenin dördüncü fıkrasının amir hükmü karşısında uyuşmazlığa konu edilen davanın görüm ve çözümünde askeri idari yargı yerinin görevli olduğunun değerlendirildiği gerekçesiyle; 2247 sayılı Kanunun 10, 12 ve 13 üncü maddeleri gereğince OLUMLU GÖREV UYUŞMAZLIĞI ÇIKARILARAK uyuşmazlığın çözümü için dosyanın UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE ve ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA KARAR VERİLMESİNİN gerektiği yolunda karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasanın 13. maddesine göre Danıştay Başsavcısı’nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; Anayasanın 157 nci maddesine göre, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin, askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesi olduğu; 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 20 nci maddesinin birinci fıkrasında "Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Türk Milleti adına; askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini ve diğer kanunlarda gösterilen, görevleri yapar. Ancak, askerlik yükümlüğünden doğan uyuşmazlıklarda; ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz" denildiği;  buna göre, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi"nin bir davaya bakabilmesi için dava konusu işlem veya eylemin "asker kişiyi ilgilendirmesi" ve askeri hizmete ilişkin bulunması" koşullarının birlikte gerçekleşmesinin gerektiği; 1602 sayılı Yasa"nın değişik 20 nci maddesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurların askeri kişi sayıldığı; Uzman Çavuş olarak görev yaparken hizmetten ayrılmış bulunan davacının, 1602 sayılı Yasa"nın 20 nci maddesinde sayılan asker kişilerden olduğu;  uyuşmazlıkta, Türk Silahlı Kuvvetleri emrinde Uzman Çavuş olarak görev yapmakta iken, 1994 yılında sözleşmesi feshedilerek ilişiği kesilen davacı tarafından, kamu kurumlarında tekrar görev yapmak istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemin askeri hizmete ilişkin bulunduğundan söz edilemeyeceği; belirtilen duruma göre, olayda Anayasa"nın 157 nci ve 1602 sayılı Yasanın 20 nci maddelerinde öngörülen "asker kişiyi ilgilendirme" ve askeri hizmete ilişkin bulunma" koşulları birlikte gerçekleşmediğinden, uyuşmazlığa konu edilen davanın görüm ve çözümünün genel idari yargının görevinde bulunduğu sonucuna ulaşıldığı yolunda, yazılı düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

                Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 13.5.2013 günlü toplantısında: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Savcısı Müjdat TUNA’nın başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü  ve yazılı açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un “Olumlu Görev Uyuşmazlığı Çıkarma”  başlıklı 10.maddesinde; “Görev uyuşmazlığı çıkarma; adli, idari ve askeri bir yargı merciinde açılmış olan davada ileri sürülen görev itirazının reddi üzerine ilgili Başsavcı veya Başkanunsözcüsü tarafından görev konusunun incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesinden istenmesidir.

Yetkili Başsavcı veya Başkanunsözcüsünün Uyuşmazlık Mahkemesinden istekte bulunabilmesi için, görev itirazının, hukuk mahkemelerinde en geç birinci oturumda, ceza mahkemelerinde delillerin ikamesine başlamadan önce; idari yargı yerlerinde de dilekçe ve savunma evresi tamamlanmadan yapılmış olması ve yargı yerlerinin de kendilerinin görevli olduklarına karar vermiş bulunmaları şarttır.

Görev itirazının yargı merciince yerinde görülerek görevsizlik kararı verilmesi halinde, görev konusunun Uyuşmazlık Mahkemesince incelenebilmesi, temyizen bu kararın bozulmuş ve yargı merciince de bozmaya uyularak görevli olduğuna karar verilmiş bulunmasına bağlıdır.

Uyuşmazlık çıkarma isteminde bulunmaya yetkili makam; reddedilen görevsizlik itirazı adli yargı yararına ileri sürülmüş ise Cumhuriyet Başsavcısı, idari yargı yararına ileri sürülmüş ise Danıştay Başkanının sözcüsü, askeri ceza yargısı yararına ileri sürülmüş ise Askeri Yargıtay Başsavcısı, Askeri İdari Yargı yararına ileri sürülmüş ise bu mahkemenin Başkanının sözcüsüdür.

Görev itirazının reddine ilişkin karara karşı itiraz yolunun açık bulunduğu ceza davalarında ret kararı kesinleşmeden uyuşmazlık çıkarma istenemez.” hükmüne;  “Yargı merciince yapılacak işlemler” başlıklı 12. maddesinde; “Görev itirazında bulunan kişi veya makam, itirazın reddine ilişkin kararın verildiği tarihten, şayet bu kararın tebliği gerekiyorsa tebliğ tarihinden, itiraz yolu açık bulunan ceza davalarında ise ret kararının kesinleştiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde, uyuşmazlık çıkarılmasını istemeye yetkili makama sunulmak üzere iki nüsha dilekçeyi itirazı reddeden yargı merciine verir.

Bu yargı mercii, dilekçenin bir nüshasını ve varsa eklerini yedi gün içinde cevabını bildirmesi için diğer tarafa tebliğ eder. Tebligat yapılan taraf, süresi içinde bu yargı merciine cevabını bildirmezse, cevap vermekten vazgeçmiş sayılır.

(Değişik fıkra: 23/07/2008-5791 S.K./4.mad) Yargı mercii, itiraz dilekçesi üzerine verdiği itirazı ret kararını kaldırarak görevsizlik kararı vermediği takdirde; yetkili makama sunulmak üzere kendisine verilen dilekçeyi, alınan cevabı ve görevsizlik itirazının reddine ilişkin kararını, dava dosyası muhtevasının onaylı örnekleriyle birlikte uyuşmazlık çıkarma isteminde bulunmaya yetkili makama gönderir.

Bir davada uyuşmazlık çıkarılması için yalnız bir kez başvurulabilir.” hükmüne;  “Uyuşmazlık Çıkarma İsteminde Bulunmaya Yetkili Makamca Yapılacak İşlemler” başlıklı 13. maddesinde; “(Değişik cümle: 23/07/2008-5791 S.K./5.mad) Uyuşmazlık çıkarma konusundaki dilekçe ile ekleri kendisine ulaşan yetkili makam, gerekirse dilekçedeki veya eklerindeki eksiklikleri tamamlattıktan sonra, uyuşmazlık çıkarmaya yer olmadığı sonucuna varırsa veya yapılan başvuruda 12 nci maddenin birinci fıkrasında öngörülen sürenin geçirilmiş olduğunu tespit ederse, istemin reddine karar verir. Bu karar, ilgili kişilere veya makama ve ilgili yargı merciine, hemen tebliğ olunur. Bu karara karşı hiç bir yargı merciine başvurulamaz.

        Uyuşmazlık çıkarılmasını gerekli gördüğü durumlarda yetkili makam, dilekçe ve eklerinin kendisine ulaştığı tarihten, şayet eksiklikleri tamamlatmak yoluna gitmiş ve bu erekle gönderdiği yazıları on gün geçmeden postaya vermiş ise eksikliklerin tamamlandığı tarihten başlayarak en geç on gün içinde düzenleyeceği gerekçeli düşünce yazısını, kendisine gönderilen dilekçe ve ekleri ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine yollar ve ayrıca Uyuşmazlık Mahkemesine başvurduğunu ilgili yargı merciine hemen bildirir.(Ek cümle: 23/07/2008-5791 S.K./5.mad) Bu takdirde ilgili yargı mercii, 18 inci maddede öngörüldüğü şekilde davanın görülmesini geri bırakır.

Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı, düşünce yazısıyla eklerini, görevsizlik itirazını reddeden yargı merciine göre ilgili bulunan Başsavcı veya Başkanunsözcüsüne tebliğ edebilir. Tebliği alan makam karşılık vermek isterse, yedi gün içinde yazılı karşılığını vermekle görevlidir.”hükmüne yer verilmiş; Yasa’nın 27. maddesinde ise “Uyuşmazlık Mahkemesi, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceler; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddeder.” denilmiştir.

                Anılan 12. maddeye göre, uyuşmazlık çıkarılmasını istemeye yetkili makama sunulmak üzere düzenlenen dilekçenin, görevlilik kararının tebliğ edildiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde itirazı reddeden yargı merciine verilmesi gerekmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, görev itirazının reddine ilişkin İdare Mahkemesinin görevlilik kararının, davalı idareye tebliğ edilmesinden sonra,   davalı idare vekilince, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle, bu tarihten başlayarak onbeş gün içinde, uyuşmazlık çıkarılmasını istemeye yetkili makama sunulmak üzere iki nüsha dilekçenin itirazı reddeden yargı merciine verilmediği; buna karşılık, İdare Mahkemesince, davalı vekilinin “Mahkemenin 22 Aralık 2011 tarihli Görevlilik Kararının incelenerek kaldırılmasına, açık yasa hükmü doğrultusunda işbu davanın görev yönünden reddine” karar verilmesi istemiyle verdiği dilekçeye istinaden; davalı idarenin olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması konusunda talepte bulunduğundan bahisle, dava dosyasının önce Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, Başsavcılığın dosyayı iade etmesi üzerine Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcılığına gönderildiği buna rağmen, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcılığınca, istemin reddedilmediği anlaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 12. ve 13. maddelerine aykırılık olarak “olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle dilekçe verilmemesi” nedeniyle, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcılığınca yapılan başvurunun, aynı Yasa"nın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir. 

SONUÇ : 2247 sayılı Yasa’nın 12 ve 13. maddelerinde öngörülen koşulları taşımayan  BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 13.5.2013 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi