23. Hukuk Dairesi 2012/4300 E. , 2012/7080 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Av. ... gelmiş davacı tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasındaki 28.10.2004 tarihli arsa paylı inşaat sözleşmesi uyarınca, binanın imal edilerek davalı arsa sahibine teslim edildiğini, davalının ise davacıya devretmesi gereken toplam 10 adet bağımsız bölümün tapularını devretmediğini ileri sürerek, bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline, taşınmazların üçüncü kişilere devredilmiş olması halinde ise, dava tarihi itibariyle rayiç değerleri karşılığı şimdilik 10.000,00 TL’nın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında rayiç değere ilişkin istemini 990.000,00 TL’na çıkartmıştır.
Davalı vekili, sözleşmenin adi yazılı şekilde yapıldığı için geçersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, imal edilen yapının müteahhidinin davacı olduğu, davanın terditli açıldığı, taraflar arasındaki sözleşme adi yazılı şekilde yapıldığından, tapu iptali ve tescili sonucunu doğuracak sözleşmelerin TMK’nın 706. maddesi ve Tapulama Kanunun 26. maddesi gereği resmi şekle tabi olduğu, bu davada davacının dayandığı sözleşmenin şekil şartını taşımaması nedeniyle tapu iptali ve tescile ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerektiği, sözleşmenin tarafı olan davalının, sözleşmenin muvazaalı yapıldığı iddiasını yazılı delille ispatlaması gerektiği, bu yönde delil sunulmadığı, kaldı ki, inşaatın yapı izin ve iskan belgelerinde müteahhit olarak davacı ...’in isminin yer aldığı, davalının taşınmazlarına ilişkin olarak davacının babasına verdiği vekaletnamelerle ilgili olarak, vekalet görevinin kötüye kullanılmasına ilişkin davanın ayrı bir davanın konusunu oluşturabileceği ve davacı adına isabet eden bağımsız bölümlerin değerinin talep edilebileceği gerekçesiyle, tapu iptali ve tescile ilişkin istemin reddine, 990.000,00 TL’nın davalıdan temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2)Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescili, taşınmazların üçüncü kişiler adına tescil edilmiş olması halinde ise davacıya devri gereken taşınmazların rayiç bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında düzenlenen 28.10.2004 tarihli “Kart Karşılığı İnşaat ve Daire Sözleşmesi” adi yazılı şekilde düzenlendiğinden, kural olarak TMK’nın 706. TBK’nın 237. Tapu Kanunu’nun 26. Noterlik Kanunu’nun 60. maddeleri uyarınca geçersiz ise de, yüklenici olan davacı yapı ruhsatını almak suretiyle inşaatı tamamlamış ve 18.05.2007 tarihinde de yapı kullanma izin belgesini almak suretiyle teslim etmiş olmakla, sözleşmenin şeklen geçersizliğinin ileri sürülmesi Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 30.09.1988 tarih, 1987/2 E. 1988/2 K. sayılı ilamı gereğince iyiniyetli davranış olarak kabul edilemez.
Bu itibarla, mahalli mahkemenin, taraflar arasındaki sözleşmenin geçersizliğine dair kabulü yerinde görülmemiş olup, o nedenle de, taraflar arasındaki uyuşmazlığın anılan sözleşme uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
Dava dilekçesiyle, davacı yüklenici vekili, öncelikle sözleşme gereğince davacı adına tescili gereken bağımsız bölümlerin ferağını talep etmiş, bağımsız bölümlerin üçüncü kişilere devredilmiş olması halinde rayiç değerleri üzerinden tazminat talebinde bulunmuştur. Davacı tarafın istemi bu şekilde bulunmakla ve tapu kayıtlarına göre, davaya konu edilen tüm bağımsız bölümler halen davalı adına kayıtlı iken, 6100 sayılı HMK’nın 111/2. maddesi nazara alınarak, öncelikle tescil isteği hakkında bir değerlendirme yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi zorunludur.
Bu durumda, mahkemece, yukarıda değinilen hususlar göz ardı edilerek, hatalı kabul ve yorumla yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 900,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.