22. Hukuk Dairesi 2015/3730 E. , 2016/10099 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının davalı işverenin işçisi olarak 01.12.2010-30.10.2013 tarihleri arasında çalıştığını, davacının iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini, ihtarnameden sonra ücretlerin bankaya yattığını, işyerinde iki vardiya sekiz saat çalışıldığını, davacının asgari ücretin üzerinde ücret aldığını, asgari ücret kısmını bankadan, üstü 200,00 TL’nin de elden ödendiğini belirterek kıdem ve yıllık izin alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davalı işverene yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davalı vekili temyiz dilekçesinde mahkemece taraf teşkilinin usulüne uygun olarak sağlanmadığını, yapılan tebligatların usulüne uygun olmadığını, tebligatların müvekkiline ulaşmadığını ve cevap haklarının kısıtlandığını, bu sebeple taraf teşkili sağlanmadığından kararın bozulmasını istemiştir.
Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddianın ileri sürülmesi ve savunmanın yapılabilmesi ile delillerin eksiksiz olarak toplanılıp tartışılabilmesi öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile mümkündür. Hasımsız davalar hariç olmak üzere dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan, davaya bakılamaz, yargılama yapılamaz.
Dava ile ilgili olan kişilerin davaya ilişkin bir işlemi öğrenebilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılması, duruşma gün ve saatinin muhataba bildirilmesi gerekmektedir.
Somut olayda meşruhatları içeren dava dilekçesi ekli tebligatın ve duruşma gününü bildiren tebligatın dava dilekçesinde bildirilen davalı şirketin adresine gönderildiği, tebligatın şirket çalışanına tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 12. ve 13. maddeleri uyarınca, tüzel kişilere tebliğ yetkili temsilcilerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Temsile yetkili kişinin herhangi bir sebeple tebliğ yapıldığı sırada işyerinde bulunmaması veya bizzat alamayacak durumda olması halinde, kendisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürüne, bu da mümkün değilse, tüzel kişinin o yerdeki memur veya işçilerinden birine yapılmalıdır. Bu sıraya uyulması kanuni zorunluluk olup, aksi takdirde tebligat usulsüz sayılacaktır. Tebligat tüzel kişinin yetkili temsilcisine ve sıralı kişilere yapılmışsa, bunun sebeplerinin açıkça ve ayrıntılı olarak tebligat mazbatasına yazılması gerekir. Yukarıdaki açıklamalar ışığı altında değerlendirildiğinde, dava dilekçesinin ve duruşma gününün tebliğ işlemlerinin, mevzuat kapsamında yöntemince yapılmadığı ve bu sebeple geçersiz olduğu açıktır.
Bu sebeple, davalı şirketin Anayasanın 36. maddesinde de açıklanan savunma hakkını kullanabilmesi için dava dilekçesi ve davetiyenin ilgili mevzuat hükümlerine uygun şekilde tebliğ edilmesi zorunludur. Kamu düzenine ilişkin bu yönün gözardı edilerek, davalının yokluğunda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozma sebebidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.