18. Ceza Dairesi 2019/18411 E. , 2020/5291 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
A) Sanık ... hakkında hakaret suçundan kurulan hükmün temyizinde;
Sanığa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Adli para cezası tayin edilirken TCK’nın 52. maddesi uyarınca temel cezanın gün üzerinden belirlenmesi, artırım ve indirimlerin de gün üzerinden yapılması gerektiği düşünülmeden, yönteme aykırı biçimde yıl ve ay üzerinden hesap yapılarak eksik ceza tayin edilmiş ise de, aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,
Anlaşıldığından, sanık ...’in ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
B) Sanık ... hakkında hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme, sanık ... hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçlarından kurulan hükümlerin temyizinde ise; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1) Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.
Yargılamaya konu somut olayda; sanık ...’nın görevli polis memurlarına hitaben söylediği kabul edilen iddianame konusu ve mahkemece kabul edilen “tabi lan arkadaşımın bıçağını verin lan” biçimindeki sözlerinin müştekilerin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu, dolayısıyla hakaret suçunun unsurları itibari ile oluşmadığı gözetilmeden, yetersiz gerekçe ile sanık ...’nın mahkûmiyetine karar verilmesi,
2) TCK"nın 265. maddesinde "görevi yaptırmamak için direnme" başlığıyla, seçenek hareketli ve amaçlı bir fiil olarak düzenlenen ve görevin yapılmasını önleme maksadıyla kamu görevlisine karşı gelinmesi eylemlerini cezalandıran suç tipinde; hareketin "cebir veya tehdit" şeklindeki icrai davranışlarla işlenebileceğinin öngörüldüğü ve belirtilen tipik hareketleri içermeyen pasif direnme fiillerinin bu suçu oluşturmayacağı göz önüne alınmalıdır.
Sanıkların taşkınlık yapmalarını önlemek amacıyla polis merkezine götürülmek üzere ekip aracına bindirildikleri sırada sanık ...’nın sözkonusu ekip aracına binmemek için direndiği biçiminde mahkemece kabul edilen eyleminde görevi yaptırmamak için direnme suçunda aranan cebir ve tehdit unsurunu görevli polis memurlarına yönelik ne surette gerçekleştirdiğinin denetime imkan verecek şekilde açıklanıp kanıtlara dayalı olarak tartışılmadan, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle sanık ... hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması,
3) İki nolu bozmaya uyulması halinde sanık ...’in direnme eylemine ilişkin kurulan hükümde TCK’nın 265/3. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
4) Kabule göre de;
Hakaret suçunda adli para cezası tayin edilirken TCK’nın 52. maddesi uyarınca temel cezanın gün üzerinden belirlenmesi, artırım ve indirimlerin de gün üzerinden yapılması gerektiği düşünülmeden, yönteme aykırı biçimde yıl ve ay üzerinden hesap yapılarak eksik ceza tayin edilmesi,
Kanuna aykırı ve sanıklar ... ve ...’nın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 02/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.