Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2016/3227 Esas 2016/7014 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması, hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme, başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Hükümlülük


Gereği görüşülüp düşünüldü:

Sanığın duruşma isteminin, cezanın miktarı itibariyle CMUK.nun 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede;

I- Sanık hakkında hırsızlık ve banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;

5237 sayılı TCK.nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının; Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararı gözetilerek infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.

6545 sayılı Yasa ile TCK.nun 142/1-b maddesi yürürlükten kaldırılmış ise de, anılan suçun 142/2-h maddesinde düzenlenmiş olması ve bu düzenlemenin açıkça sanık aleyhine bulunması göz önüne alınarak yapılan incelemede; yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçların oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın, suçların sabit olmadığına yönelik temyiz itirazları yerinden görülmediğinden reddiyle hükümlerin oybirliğiyle (ONANMASINA),

II- Sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme, başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;

1- Konut dokunulmazlığı ihlal suçunun suç tarihine göre, 5271 sayılı CMK"nın 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşma kapsamında kalması dikkate alınarak, taraflara uzlaşma teklif edilerek sanığın hukuki durumunun tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

2- Mala zarar verme suçu ile ilgili olarak, 20.09.2006 tarihinde gerçekleştiği belirtilen eylemle ilgili olarak mala zarar verildiğine dair herhangi bir iddia veya delilin bulunmadığı, balkon camının sinekliğinin kesildiğine ilişkin tespitin 30.09.2006 tarihinde yapıldığı belirtilen hırsızlık eylemine ilişkin inceleme sırasında tespit edildiği gözetilerek atılı suçtan sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,

3- Başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan kurulan hü- kümle ilgili olarak, UYAP ortamından yapılan incelemede, sanık hakkında 22.10.2006 tarihinde gerçekleştirdiği eylem ile ilgili olarak başkasına ait kimlik bilgisinin kul- lanılması suçundan ... Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2011/613 esas sayılı dosyası üzerinden yargılandığının anlaşılması karşısında, mükerrer yargılamanın önlenmesi açısından ilgili dosyanın akıbeti araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi,

3- Sanık hakkında TCK.nun 267/1. maddesi uyarınca hükmedilen cezanın hangi nedenlerle aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca artırıldığının karar yerinde tartışılıp değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

4- Sanığın işlediği suç nedeniyle yakalanmasının ardından kendisini ... olarak tanıttığı ve ... hakkında yargılama yapılarak mahku- miyetine karar verildiği, kararın kesinleşmesinin ardından ..."ın hükümlü olarak hükmedilen cezayı bir süre infaz ettiğinin anlaşılması karşısında, bu süreç içerisinde TCK.nun 267/4. maddesinde belirtildiği şekilde ..."ın gözaltına alınması ve tutuklanması durumunun söz konusu olmadığı, yorum yapılarak cezanın infazı için hürriyetin kısıtlanmasının da bu fıkraya girebileceğinin değerlendirilmesinin söz konusu olmadığı gözetilerek sanığın üzerine atılı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraati yerine yazılı şekilde hüküm kurulması,

Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 30.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.