23. Hukuk Dairesi 2012/5052 E. , 2012/7067 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı kooperatifin müvekkili hakkında altı adet borç senedine dayalı olarak 16.500,00 TL alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlattığını, senetlerde yer alan imzaların müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek, müvekkilinin davalı kooeparatife borcu bulunmadığının tespiti ile % 40 kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, borç senetlerindeki imzaların ihtiyar heyetince tasdik edilmiş olması nedeniyle inkârının mümkün olmadığını, öte yandan icra takibi sonucunda davacı hakkında borç ödemeden aciz vesikası düzenlendiğinden, borcun tamamının Hazine tarafından ödeneceğini, bu nedenle dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, benimsenen Adli Tıp Kurumu raporu ve tüm dosya kapsamına göre; icra takibine dayanak teşkil eden altı adet borç senedinde yer alan imzalar ile davacıya ait imzaların mukayese edilmesi sonucunda, senetlerde yer alan imzaların davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği, davacının bu senetlerden ötürü davalı kooperatife her hangi bir borcu bulunmadığı ve icra takibinin kötüniyetli olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının davalı kooperatife borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline ve kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Dava, müşterek ve mütesesil borç senedine dayalı olarak başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. İİK"nın 72/5. maddesi gereğince takibin, haksız ve kötüniyetli olması halinde, istem varsa, borçlu lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir. Diğer anlatımla borçlu davacı yararına kötüniyet tazminatına hükmedebilmek için, alacaklı davalının takibinde haksız olması yeterli olmayıp, kötüniyetli olduğunun da isbatı gerekir.
Somut olayda mahkemece, davalı kooperatifin senetlerdeki imzaların davacıya ait olmadığını bildiği halde senetleri takibe koyduğu ve senetlerde her hangi bir ciro durumunun
sözkonusu olmadığı nazara alınarak davalı kooperatifin takibinde kötüniyetli olduğu gerekçe gösterilerek kötüniyet tazminatına hükmedilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, tüzel kişi olan kooperatifin yöneticilerinin zaman içinde değişmesi sebebiyle takibe geçen kooperatif yönetiminin, senedin tanzim tarihindeki yönetimden farklı olması halinde haksız olma halinin bilinildiğinin veya bilinmesi gerektiğinin ispatı gerekir. Davalının, tüzel kişi olması sebebiyle bu hususu bilmesi gerektiğinin kabulü mümkün değildir.
Öte yandan, dosya içeriğine göre, davacı adına atılan imzanın sahteliği, dava öncesinde tespit edilmemiştir. Kooperatifin yeni yöneticilerinin, görünürde bir imza varken ve hatta kooperatif kayıtlarında davacının borçlu olduğu görünüyorsa takibe geçmesi kötüniyet değil, görevin yerine getirilmesi olacağı düşünülmeden yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 30.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.