MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 131 ada 15 parsel sayılı 2.184,12 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Sulh Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak sureti ile tespit edilmiştir. Davacı ... tarafından davalılar ... ve Köy Tüzel Kişiliği aleyhine Sulh Hukuk Mahkemesinde açılıp görevsizlikle Asliye Hukuk Mahkemesine devredilen ...’un müdahil sıfatı ile katıldığı tescil davası, davaya konu olan parsel hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle görevsizlik kararı verilerek Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde çekişmeli parsel tutanağı ile dava dosyası birleştirilerek ve usule ilişkin bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda asli müdahil ...’un davasının reddine, davacının davasının kabulüne, taşınmazın payları da gösterilmek suretiyle ... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacı yararına 3402 sayılı Kanun’un 14. maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece Asliye Hukuk Mahklemesinde yapılan keşifteki bilirkişi raporuna ekli haritayla kadastro paftası çakıştırılarak taşınmazın tamamının aktarılan dosya kapsamında olup olmadığı belirlenmemiş; yapılan keşifte davacı tarafça kullanılan yerin etrafının duvarlarla çevrili olduğu belirtilmesine rağmen fen bilirkişi tarafından düzenlenen krokide bu husus gösterilmemiş, önceki keşifte dinlenilen tanıklar Kadastro Mahkemesinde yapılan keşif sırasında dinlenilmemiş, 26.05.2006 tarihli ziraatçi bilirkişi ... tarafından düzenlenen raporda taşınmazın içerisinde bir bölüm yerin göl yeri olduğu ve toprak yapısının farklı olduğu belirtilmesine rağmen jeolog bilirkişiden bu bölümün toprak yapısı hakkında rapor alınmamış, sözü edilen bölüm üzerinde aktarılan davanın açıldığı tarih itibariyle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı üzerinde durulmamıştır. Eksik inceleme, araştırmaya ve uygulamaya dayanılarak karar verilemez.

Doğru sonuca ulaşabilmek için mahkemece, usulünce belirlenecek yerel bilirkişiler ile kadastro tutanaklarında adları yazılı tespit bilirkişilerinin katılımıyla ve önceki keşiflerde dinlenen taraf tanıkları huzuruyla mahallinde yeniden keşif yapılmalı; yerel bilirkişi, tanık ve tespit bilirkişilerinden taşınmazın fiili kullanım durumu dikkate alınmak suretiyle kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı hususlarında ayrıntılı bilgi alınmalı, Asliye Hukuk Mahkemesinden aktarılan davada davaya konu taşınmaz ile Kadastro Mahkemesinde davaya konu taşınmazın aynı olup olmadığı belirlenmeli, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan taşınmazın niteliğiyle ilgili, jeolog bilirkişiden göl yeri olduğu belirtilen bölümün toprak yapısı ile ilgili bilimsel ve teknik verilere dayalı raporlar alınmalı, önceki 13.05.2006 tarihli keşifte düzenlenen fen bilirkişi raporunda gösterilen göl yerinin zilyetlikle iktisaba elverişli olup olmadığı araştırılıp, sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar yerine getirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup, davacı ... temsilcisinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 19.06.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.