3. Hukuk Dairesi 2021/797 E. , 2021/11623 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen cezai şart ve reçete bedeli tahsili ile sözleşmenin süreli feshi işlemlerinin iptali davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulüne yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ... Eczanesi’nin sahibi olduğunu, Kurum tarafından gönderilen 29/03/2017 tarihli yazı ile Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2016 Yılı protokolünün 5.3.2. maddesinde yer alan reçete arkasındaki imzanın reçete sahibine ya da ilacı alana ait olmaması nedeniyle sözleşmesinin 1 ay süreyle feshedilmesine ve 386,60 TL reçete bedeli ile 152,62 TL yasal faizi ve 1.604,98 TL cezai şart ödemesine karar verildiğini, ancak dava dışı ... adına yazılan 09/02/2012, 03/12/2012 ve 25/11/2013 tarihli reçetelerin protokole uygun şekilde karşılandığını, davalının 30/10/2012 tarih ve 856109 sayılı yazı ile kendisine daha önce aynı eylem nedeniyle yazılı uyarı gönderdiğinden bahisle fesih kararı vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu toplamda 2.144,20 TL borç tahakkuku yapılmasına, sözleşmenin bir ay süreyle feshedilmesine dair kararın iptalini ve davalı kuruma 2.144,20 TL borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
Davalı; yapılan işlemlerin yerinde ve yasal olması sebebiyle davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince; dava dışı ...’ın mahkemelerinin 2017/168 esas sayılı dosyasında ve bu dosya kapsamında tanık olarak verdiği beyanı esnasında ehliyetinin çantasında kaldığını fark etmediğini söylemesi ve davacı tanığının beyanlarında davacıya ait eczanede hastaların kimlikleri kontrol edilmeden ilaçların teslim edilmediğinin anlaşılması, dosya kapsamından ve bilirkişi heyeti raporundan dava dışı ... adına birçok meme kanseri ile ilgili tetkik ve tedavi yapıldığı, ilaç alındığı, dava konusu reçetelerin karşılanması esnasında atılan imzaların dava dışı ..."a ait çıkmamasının bu durumu değiştirmeyeceği, birçok sağlık kuruluşuna da olduğu gibi davacının dava dışı şahıslarca ...’a ait kimlik bilgileri kullanılarak kandırıldığı, bu kapsamda davacı üzerine kusur
atfedilemeyeceği anlaşılmakla davanın kabulüne, davalı tarafından davacı hakkında uygulanan 29/03/2017 gün ve 19966705-934.01.17-E.1765369 sayılı 2.144,20 TL borç tahakkukuna ilişkin yaptırımın ve sözleşmenin bir ay süreyle feshedilmesine ilişkin yaptırımın iptaline karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; hak sahibi ..."ın yerine bir başkasının muayene edildiği ve eczacı tarafından da ilaçların hak sahibine teslim edilmediği yapılan imza incelemesi ve dosya kapsamı ile sabit olduğundan, davacı eczacı; ...’a ait reçete olay tarihinde eczanesine geldiğinde kimlik kontrolü yapmayarak kusurlu davrandığından ayrıca 2016 yılı eczane protokolünün 5.3.2. maddesinin uygulanması için kusur dahi aranmadığından ve ilaçların hak sahibine ulaştırılmamasını cezai işlem uygulanması için yeterli kabul ettiğinden yerel mahkeme kararı yerinde bulunmayarak davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının Kuruma fatura ettiği dava dışı ...’a ait 09/02/2012, 03/12/2012 ve 25/11/2013 tarihli 3 adet reçete nedeniyle Kurumca Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2016 Yılı protokolünün 5.3.2. maddesince uygulanan cezai işlemin yerinde olup olmadığına ilişkindir.
Davacı hakkında uygulanan; Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2016 Yılı protokolünün 5.3.2. maddesi “Eczacının Kuruma fatura ettiği reçetelerde (e-reçete olarak düzenlenenler hariç) bulunması gereken ve reçete muhteviyatı ilaçların reçete sahibine ya da ilacı alana teslim edildiğine ilişkin imzanın, reçete sahibine veya ilacı alana ait olmadığının tespit edilmesi halinde, reçete bedelinin 2 (iki) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı yazılı olarak uyarılır, tekrarı halinde reçete bedelinin 5 (beş) katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 1 (bir) ay süre ile sözleşme yapılmaz. Ancak hastanın veya ilacı teslim alan kişinin ilacı aldığını beyan etmesi durumunda bu madde hükmü uygulanmaz.” şeklindedir.
Somut uyuşmazlıkta; cezai işleme konu reçetelerin sahibi ...’ın yargılama sırasında alınan beyanından ve aynı mahkemenin 2016/288 esas sayılı dosyasında verdiği beyandan ehliyetini kaybettiği ve Kurum tarafından yapılan incelemelerde bu ehliyetin kullanılarak tedavi hizmeti alındığı, özel hastanelerce sunulan ...’a ait ehliyet fotokopisinden anlaşılmaktadır. Bu durumda eczacının kimlik kontrolü yaptığına dair iddiası ve dinlettiği tanıkların beyanlarının aksinin Kurumca ispatlandığının kabulü mümkün değildir. Zira 3. bir şahıs, ...’ın ehliyetini kullanarak kişileri ve kurumları yanıltmaktadır. Davacı tarafın sözleşmeye aykırı bir eylemi bulunmadığı gibi, davacının eylemi ile Kurumun uğradığı zarar arasındaki illiyet bağı 3. kişinin ağır kusuru ile kesilmiştir. Ayrıca yukarıda belirtilen protokolün 5.3.2. maddesinde “(e-reçete olarak düzenlenenler hariç)” denilmiş olmasına rağmen ...’a ait 25/11/2013 tarihli e reçete nedeniyle de cezai işlem uygulanması hatalı olmuştur. Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesince davanın kabulü kararı yerinde olmasına rağmen istinaf mahkemesince kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedeni yapılmıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2020 tarih 2019/883 esas – 2020/642 karar sayılı kararının HMK"nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 18/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.