4. Ceza Dairesi 2020/30504 E. , 2021/7318 K.
"İçtihat Metni"Hakaret ve tehdit suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, sanık hakkında geçerli bir iddianın ileri sürülmediği ve usulüne uygun olarak açılmış bir kamu davası bulunmadığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına dair Antalya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/09/2019 tarihli ve 2018/477 esas, 2019/598 sayılı kararına karşı Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan itirazın kabulü ile anılan kararın ortadan kaldırılmasına dair Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/02/2020 tarihli ve 2020/95 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında; "Dosya kapsamına göre, her ne kadar Mahkemesince sanık hakkında verilen bahse konu karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karara karşı itiraz yoluna gidilebileceği belirtilmiş ise de, anılan kararın istinaf kanun yoluna tabi olduğu ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 264. maddesinde yer alan, “(1) Kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunun veya merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmaz. (2) Bu hâlde başvurunun yapıldığı merci, başvuruyu derhâl görevli ve yetkili olan mercie gönderir.” biçimindeki düzenleme dikkate alındığında, anılan karara karşı Cumhuriyet Savcısı tarafından verilen 27/09/2019 tarihli itiraz dilekçesinin, süresinde verilmiş istinaf dilekçesi olarak kabul edilip, incelenmek üzere Antalya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi gerektiği gözetilmeden, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK"nın "Duruşmanın Sona Ermesi ve Hüküm" başlıklı 223/1. maddesine göre; "Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür".
Aynı Kanunun "İtiraz Olunabilecek Kararlar" başlıklı 267/1. maddesi "Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir." hükmünü ihtiva etmekte olup, itiraz usulü ve inceleme mercilerini düzenleyen 268. madde ise şu şekildedir:
"Madde 268 - (1) Hâkim veya mahkeme kararına karşı itiraz, kanunun ayrıca hüküm koymadığı hâllerde 35. maddeye göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hâkim onaylar. 263 üncü Madde hükmü saklıdır.
(2) Kararına itiraz edilen hâkim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderir.
(3) İtirazı incelemeye yetkili merciler aşağıda gösterilmiştir:
a) (Değişik bent: 18/06/2014-6545 S.K./74. md) Sulh ceza hâkimliği kararlarına yapılan itirazların incelenmesi, o yerde birden fazla sulh ceza hâkimliğinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen hâkimliğe; son numaralı hâkimlik için bir numaralı hâkimliğe; ağır ceza mahkemesinin bulunmadığı yerlerde tek sulh ceza hâkimliği varsa, yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine; ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerlerde tek sulh ceza hâkimliği varsa, en yakın ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine aittir.
b) (Değişik bent: 18/06/2014-6545 S.K./74. md) İtiraz üzerine ilk defa sulh ceza hâkimliği tarafından verilen tutuklama kararlarına itiraz edilmesi durumunda da (a) bendindeki usul uygulanır. Ancak, ilk tutuklama talebini reddeden sulh ceza hâkimliği, tutuklama kararını itiraz mercii olarak inceleyemez.
c) Asliye ceza mahkemesi hâkimi tarafından verilen kararlara yapılacak itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları ağır ceza mahkemesine ve bu mahkeme ile başkanı tarafından verilen kararlar hakkındaki itirazların incelenmesi, o yerde ağır ceza mahkemesinin birden çok dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye; son numaralı daire için birinci daireye; o yerde ağır ceza mahkemesinin tek dairesi varsa, en yakın ağır ceza mahkemesine aittir.
d) Naip hâkim kararlarına yapılacak itirazların incelenmesi, mensup oldukları ağır ceza mahkemesi başkanına, istinabe olunan mahkeme kararlarına karşı yukarıdaki bentlerde belirtilen esaslara göre bulundukları yerdeki mahkeme başkanı veya mahkemeye aittir.
e) Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları ile Yargıtay ceza dairelerinin esas mahkeme olarak baktıkları davalarda verdikleri kararlara yapılan itirazlarda; üyenin kararını görevli olduğu dairenin başkanı, daire başkanı ile ceza dairesinin kararını numara itibarıyla izleyen ceza dairesi; son numaralı daire söz konusu ise birinci ceza dairesi inceler.
İncelenen somut olayda; sanık ... hakkında, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca, 22/05/2018 tarih, 2018/4305 soruşturma, 2018/13256 esas ve 2018/10876 numaralı iddianame ile, "müştekiye karşı onur kırıcı ve korkutucu sözler sarf etmek suretiyle tehdit ve hakaret suçlarını işlediği" iddiasıyla kamu davası açıldığı,
Yapılan yargılama neticesinde, Antalya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/09/2019 tarih ve 2018/477 esas, 2019/598 sayılı kararı ile, "Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı"nın iddianamesi incelendiğinde, sanığın üzerine atılı fiiller olarak "onur kırıcı ve korkutucu sözler" iddiasının ileri sürülüp sanığın hangi sözü söylediğinin iddia konusu yapılmadığı, bu şekilde iddianamede hüküm verilecek bir fiilin bulunmadığı, bu suretle sanık hakkında geçerli bir iddianın ileri sürülmediği, bu şekilde bu suçlar yönünden usulüne uygun olarak açılmış bir kamu davası bulunmadığı" gerekçesiyle tehdit ve hakaret suçları yönünden ayrı ayrı karar verilmesine yer olmadığına hükmedildiği,
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca mahkemenin bu kararına itiraz edildiği,
Mahkemesince, itiraz yerinde görülmeyerek dosyanın itirazın değerlendirilmesi amacıyla Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği,
İtirazı inceleyen Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesince, 13/02/2020 tarih ve 2020/95 değişik iş sayılı karar ile, "Somut olayda sanık hakkında tehdit ve hakaret suçlarından yapılan yargılama sonucunda, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 223/1. maddesinde sayılan hüküm çeşitlerinden biriyle karar verilmesi gerekirken, mahkemesince sanığın üzerine atılı eylemlerin neler olduğu açıklanmadan iddianame düzenlendiğinden bahisle anılan Kanun"da düzenlenmeyen bir hüküm biçimi olan karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm kurulamayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu" gerekçesiyle itirazın kabulü ile Antalya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/09/2019 tarih ve 2018/477 esas, 2019/598 sayılı kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verildiği anlaşılmakla,
5271 sayılı CMK"nın 272/1. maddesi gereğince, ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere karşı istinaf yoluna başvurulabileceği, aynı Kanunun 223. maddesinde ise beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirlerine hükmolunması, davanın reddi ve düşme kararlarının hüküm türleri olarak düzenlendiği, bu kapsamda Yerel Mahkemenin sanık hakkında tehdit ve hakaret suçları yönünden karar verilmesine yer olmadığına biçimindeki kararı hüküm niteliğinde olmadığından bu karara karşı, anılan düzenlemeler doğrultusunda istinaf yolu açık olmayıp, itiraz yoluna gidilebileceği ve itirazı incelemeye Ağır Ceza Mahkemesi yetkili olduğundan, Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/02/2020 tarihli ve 2020/95 değişik iş sayılı kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 03/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.