8. Hukuk Dairesi 2018/9764 E. , 2019/2944 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Çaplı Taşınmaza Elatmanın Önlenmesi, Komşuluk Hukukundan Kaynaklanan Elatmanın Önlenmesi, Yıkım Ve Eski Hale Getirme
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl dava yönünden karar verilmesi yer olmadığına, birleşen dava yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı-birleşen davada vekili ile davalı-birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı-birleşen davada davacı S.S ... Kadıkale Konut Yapı Kooperatifi vekili, asıl davada kayden maliki olduğu 712 ve 713 parsel sayılı taşınmazların bir bölümünün Mayıs 2003 yılında kesinleşen imar planına göre yolda kaldığını, ancak yola isabet eden bölümün belediye tarafından istimlak ve yola terk işlemleri yapılmadığı ve rızaen terk işlemi de gerçekleştirilmediği halde, komşu parsel maliki olan ve otel inşa eden davalının, yol inşaatı yaparak, ağaçlar ile istinat duvarını yıkarak taşınmazlarına haksız yere müdahale ettiğini, bu hususun ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/6 değişik iş sayılı tespit dosyasından alınan bilirkişi raporları ile sabit olduğunu ileri sürerek, elatmanın önlenmesine, tecavüzlü kısımdaki muhdesatın yıkımına, taşınmazın eski hale getirilmesine ve tespit dosya masraflarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, birleşen davada ise, siteyi oluşturan ve mülkiyeti kendisine ait 712, 713, 717 ve 735 parsel sayılı taşınmazlar üzerine yazlık konut inşa edildiğini, imar uygulaması gereği yollara ve yeşil alanlara isabet eden bölümlerin ayrılıp, giderleri tarafından karşılanarak gerekli düzenlemelerin yapıldığını, ancak komşu parsel maliki olan turizm tesisleri ve tatil köyü inşa eden davalının arkeolojik sit alanında kalmasına rağmen koruma kurulundan ve gerekli yerlerden izin almadan, herkesin serbestçe ve eşit oranda yararlanma hakkının bulunduğu site içi yeşil alanına LPG deposu inşa ederek ve etrafını tel örgü ile çevirerek kullandığını, gerekli teknik donanıma ve koşullara sahip olmayan, onaylı uygulama projesi ve inşaat ruhsatı bulunmayan anılan deponun çevre sağlığı, mal ve can güvenliği yönünden de büyük tehlike arzettiğini, yine davalının imar uygulaması ile kooperatif arsalarından yola ayrılan kooperatif site içi ulaşım yolunu tel örgü ile çevirerek ve kapı takarak kendi sahasına katmak suretiyle tasarruf ettiğini, kendileri tarafından yapılan bir kısım site içi yollarının zemin kaplamalarına, kenarlardaki tretuvar bordör taşlarına, aydınlatma direklerine ve elektrik tesisatına zarar verdiğini, yine kooperatif ile davalının taşınmazı arasındaki yollarda da davalının ağır yük araçları ve iş makinelerinin geliş geçişleri sebebi ile çökmeler, demir ızgaralarında oynama ve şekil bozuklukları oluştuğunu, öte yandan su borularının geçirilmesi konusunda davalı ile 20.03.2004 tarihli protokol imzaladıkları halde protokol gereklerinin yerine getirilmediğini, 735 parsel sayılı taşınmazına ve sınırdaki yola inşaat artıkları ve moloz döktüğünü, 735 parsel sayılı arsa sınırından geçen yolun devamındaki tepenin iş makineleri ile kazılarak doğal yapı ve görünümünün bozulduğunu, yine davalının turizm tesisleri ile apart otellerinin havalandırma ve soğutma kuleleri ile otel çatısında yer alan soğutma ve havalandırma motorlarının fanlarının aşırı gürültüye yol açarak gürültü kirliliğine sebep olduğunu ve çevre sağlığını tehdit ettiğini, bu hususların ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/152 değişik iş sayılı dosyasında düzenlenen bilirkişi raporları ile de sabit olduğunu ileri sürerek, elatmanın önlenmesine, yıkıma, taşınmazların eski hale getirilmesine, soğutma ve havalandırma kule ve motorlarında gerekli ve yeterli izolasyonun sağlanmasına karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında dava dilekçesini kısmen ıslah ederek, dava konusu yerlerin eski hale getirilmesi konusunda davalı tarafa iki aylık süre verilmesine, verilen sürede eski hale getirme işlemlerinin gerçekleştirilmemesi halinde eski hale getirme giderlerinin tacir olan davalıdan avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı-birleşen davada davalı ... Deri Konfeksiyon Ticaret ve Sanayi A.Ş vekili, iddiaların doğru olmadığını, gerekli izinler alınarak işlemler yapıldığını, davacının taşınmazlarına herhangi bir müdahalesinin olmadığını, imar gereği yola ve yeşil alana terkettiği alanlarda hakkının bulunmadığını, davacının site içerisindeki her türlü eksikliği şirketlerine yaptırma çabası içinde olduğunu belirterek, davanın ve birleşen davanın reddini savunmuştur.
Mahkemenin, ıslah edilmiş davanın kısmen kabulüne, davalının davacı kooperatife ait 735 parsel sınırından geçen ulaşım yolunu kapatan demir profil kapının ve fiber bekçi kulubesi yapmak suretiyle 173,32 m²lik kısmına haksız el atmasının önlenmesine, demir profil kapının ve fiber bekçi kulubesinin kal"ine ve yolun açılmasına, enkazın kaldırılması ve eski hale getirilmesi için davalıya 2 gün süre verilmesine, davalının eksiksiz işbu edimini yerine getirmemesi halinde 150,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bilirkişilerin 21/10/2010 tarihli rapor ve eki krokilerinin işbu raporun eki olarak kabulüne, davacının fazlaya ilişkin ve diğer taleplerinin reddine dair ilk kararı, davacı-birleşen davada davacı vekili ve davalı-birleşen davada davalı vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 05.03.2015 tarihli ve 2014/3901 Esas-2015/3349 Karar sayılı ilamı ile asıl dava bakımından konusuz kalması sebebi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, birleşen dava bakımından ise ilamda yazılı şekilde inceleme ve araştırma yapılması gereğine işaret edilerek araştırmaya yönelik olarak bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, asıl dava yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleşen dava yönünden 735 parsel sayılı taşınmazın önünde, kamuya terk edilen alanda bulunan ve davalı tarafından konulan LPG tankının tüm üniteleri ve etrafındaki tel örgüleri, kapısıyla birlikte kal"ine, davalıya ait havalandırma ve klima motorlarının çıkardığı gürültünün önlenmesine yönelik talep hakkında da bu talebi yönelik dava konusu kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı-birleşen davada davacı vekili ile davalı-birleşen davada davalı vekili tarafından birleşen davaya yönelik olarak temyiz edilmiştir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre, davalı-birleşen davada davalı vekilinin tüm, davacı-birleşen davada davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı-birleşen davada davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere ve kural olarak bozma ilamına uyulmakla davanın tarafları için lehte ve aleyhte usuli kazanılmış hak doğar. Her ne kadar usuli kazanılmış hak usul hukukunda açık bir biçimde düzenlenmemiş ise de, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararlarıyla usuli kazanılmış hakkın varlığı uygulamada kabul edilmiştir. (04.02.1959 tarihli ve 13/5 YİBK ile 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK). Bu hak mahkemelerce ve Yargıtay"ca ihlal edilemeyeceği gibi uyulan bozma ilamı çerçevesinde karar verilmesi zorunludur.
Mahkemece, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin yukarıda bahsi geçen bozma ilamına uyulduğu belirtildiği halde, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmeden hüküm kurulduğu belirlenmiştir. Şöyle ki, uyulmasına karar verilen bozma ilamında "Somut olayda; birleşen dava bakımından mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki; davaya konu 735 nolu parselin önünde kamuya terkedilen alanda bulunan LPG tankının faal olup olmadığı, anılan LPG tankının 5307 Sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu Ve Elektrik Piyasası Kanun"unda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve ilgili yönetmelik ve şartnamelerine uygun kurulup kurulmadığı, komşuluk hukuku gereğince çevreye ve yaşayan insanlara herhangi bir tehlike yaratıp yaratmadığı, zararlı olup olmadığı hususlarında konusunda uzman bilirkişilerden (petrol mühendisi, elektrik mühendisi, makine mühendisi, çevre mühendisi vb.) rapor alınmadığı, yine davalıya ait havalandırma motorları ile klima motorlarının en son ayarda gürültü ölçümlerinin yapılıp bu doğrultuda değerlendirme yapılmadığı, evrak arasına sunulan ve taraflar arasında düzenlenen protokollerin de bilirkişilerce ve mahkemece değerlendirilmediği görülmektedir. Öte yandan; yeşil alanlar ile yollar umumun kullanımına tahsis edilmiş, herkesin yararlandığı kamu malları olduğundan orada ikamet eden ve bunlardan yararlanan herkes buralara yapılan tecavüzün giderilmesi için dava açma hakkına sahiplerdir. Ne var ki mahkemece, bu ilkeler kapsamında da bir değerlendirme yapılmış değildir. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma ve incelenme yapılması, mahallinde yeniden konusunda uzman bilirkişilerle birlikte keşif yapılarak tarafların ileri sürdükleri tüm iddia ve savunmalarını karşılayacak şekilde rapor alınması, özellikle yeşil alanda bulunduğu belirlenen LPG tankı ile davalının tesisi üzerinde kurulu bulunan soğutma ve havalandırma kuleleri ile havalandırma ve klima motorlarının kişi ve çevre sağlığına zarar verip vermediği, bunun da giderilmesi için alınması gerekli önlem ya da önlemlerin nelerden ibaret olduğu hususlarında bilirkişilerden ayrıntılı rapor alınması, uyuşmazlığa ilişkin varsa alternatif çözüm yollarının raporda açıklattırılması, ondan sonra varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir." gereğine işaret edilerek tarafların tüm iddia ve savunmalarını karşılayacak şekilde rapor alınması gerektiği belirtilmiş olmasına rağmen, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra yapılan yargılamada; davacının taleplerinden sadece LPG tankı ile havalandırma ve klima motorları ile sınırlı olarak inceleme ve araştırma yapıldığı, davacının diğer talepleri hakkında herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadığı gibi olumlu olumsuz bir karar da verilmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece davacının birleşen dava ve ıslah dilekçesinde, LPG tankı ile havalandırma ve klima motorları dışında başkaca talepleri de olduğu hususu göz ardı edilerek eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Mahkemece yapılması gereken iş, davacının birleşen dava ve ıslah dilekçesinde belirtilen LPG tankı ile havalandırma ve klima motorları dışındaki diğer tüm talepleri hakkında da taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek işin esası hakkında olumlu olumsuz bir karar vermekten ibarettir.
SONUÇ: Davacı-birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı-birleşen davada davalı vekilinin tüm, davacı-birleşen davada davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 35,90 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile artan 52,90 TL"nin temyiz edenden davalıdan alınmasına, peşin harcın da istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 20.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.