Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/10298
Karar No: 2019/5637
Karar Tarihi: 02.05.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/10298 Esas 2019/5637 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Bu karar, bir kefalet sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin rucuen tahsiline ilişkindir. Davacı, davalı asıl borçlu ve kefillerden ödediği bedelin rucuen tahsilini istemiştir. Mahkemece, bir kısım davalılar nedeniyle icra takibinin yetkili yerde yapılmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Ancak bu davalılar için ortak yetkili yerde dava açılabileceği ve mahkemenin işin esasına girerek karar vermesi gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur. Ayrıca, kefil olan davalıların sorumluluğunun kefalet limiti dahilinde olması gerektiği ve tek krediyi kapsayan bir kefalet sözleşmesi olmadığından her kefilin sorumluluğunun kendi sözleşmesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek bu hususlar dikkate alınarak bilirkişiden ek rapor alınması ve kararın bu rapora göre verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 7. maddesi: birden fazla davalı ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu: İcra takibinin yetkili yerde yapılması gerektiği ve icra takibine itiraz edilebileceği belirtilmektedir.
13. Hukuk Dairesi         2016/10298 E.  ,  2019/5637 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalılardan ... ve ... avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    K A R A R

    Davacı, davalılardan ..."ın kullanmış olduğu krediye kefil olduğunu, borcu ödememesi üzerine dava dışı banka tarafından icra takibi yapıldığını, takipteki borcun büyük kısmını kendisinin ödediğini, diğer borçluların ise kefil olduğunu, ödediği bedelin tahsili amacıyla hem asıl borçlu hem kefillere karşı icra takibi başlattığını, başlatılan takibe haksız olarak itiraz ettiklerini ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına, borçluların %20"den aşağı olmamak üzeri icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
    Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
    Mahkemece, davalılar ..., ..., ..., ... ve ... yönünden icra takibinin yetkili yerde yapılmaması nedeniyle davanın usulden reddine, diğer davalılar yönünden ise davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar ... ile ... tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davacının temyiz istemi yönünden yapılan incelemede; Davacı, davalı asıl borçlu ve kefillerden ödediği bedelin rucuen tahsilini istemiştir. Mahkemece, bir kısım davalılar ..., ..., ..., ... ve ... yönünden icra takibinin yetkili yerde yapılmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de;2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun yollaması ile dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 7. maddesinde davalı birden fazla ise dava ,bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir hükmü düzenlenmiştir. Bu durumda tüm davalılar için ortak yetkili yerde dava açılabilir. O halde mahkemece, bu davalılar yönünden de işin esasına girilerek, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedinidir.
    2-Davalılar ... ile ... yönünden yapılan temyiz incelemesinde; Dava, kefalet sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin rucuen tahsiline ilişkindir. Dosya kapsamında yapılan incelemede; davalı asıl borçlu ...’ın 15.08.2006 tarihinde 7.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzaladığı, bu krediye davalılar ..., ..., ... ...’ın kefil olduğu, bu kredinin limitinin 23.05.2007 tarihinde 12.000 TL daha yükseltildiği, limit artırımı yapılan miktara da davacı ..., dava dışı... ile 2011 yılında vefat eden ...’ın kefil olduğu, bankaca borcun ödenmemesi üzerine 11.09.2007 tarihinde asıl borçlu ..., müşterek borçlu müteselsil kefiller ..., ... ve ...’a 5.770,00 TL üzerinden, 03.01.2008 tarihinde de yine borçlu ..., müşterek borçlu müteselsil kefiller ..., ... ve...’na 15.729,12 TL üzerinden ihtarname gönderildiği, borcun tamamının ödenmemesi üzerine, bankaca 19.410,01 TL üzerinden ... 2. İcra Dairesi’nin 2008/1404 Esas sayılı dosyası asıl borçlu ve tüm kefillere karşı kendi sözleşmeleri ile sınırlı olmak kaydıyla takibe başlandığı,başlatılan takipte borçlu ... tarafından 555,00 TL, müşterek borçlu müteselsil kefiller ... 17.164,25 TL, ... 240,00 TL, ... 795,00 TL, ... 240,00 TL, ... 19.424,25 TL ödediği, böylelikle borcun toplam 19.424,25 TL ödenerek kapattıldığı, bunun üzerine davacı ...’ın vefat eden ... mirasçıları ile diğer asıl borçlu ve kefillere karşı rucu için iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır. Mahkemece, rucu kapsamında davalıların sorumlu olduğu miktarın tespiti için mali konuda uzman bilirkişiden rapor alınmış, alınan raporda; rucuya konu dava dışı icra dosyasında yapılan tüm ödemeler hesap edilerek dosyanın kapatıldığı miktar bulunmuş, bu miktar ve bu miktara işlenmiş faizin tamamından asıl borçlunun sorumlu olduğu, müşterek müteselsil kefillerin ise sorumluğunun kendi payları ile sınırlı olduğu, bu tutarın toplam ödenen bedelin dava edilen 5 kefile bölünmesi suretiyle bulunabileceği, bulunan tutardan da kefillerin ödedikleri miktarın düşülmesi gerektiği, işlemiş faizden de kefillerin sorumlu olduğu kanaati bildirilmiş, bu esaslar çerçevesinde sorumluluk miktarı tayin edilmiştir. Davalılar ise alınan rapora itiraz etmiş,itirazlarında; dava dışı kefil... oğlunun hesaplama dışı bırakılarak tüm miktarın kendilerinden tahsilinin haksızlık olduğunu, müşterek borçluluğun söz konusu olmayıp her bir kefilin sorumluluğunun kendi kredisi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, davacının limitini aşarak yaptığı ödemelerden de kefillerin sorumlu olmadığını belirtmişlerdir. Her ne kadar mahkemece bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli bulunarak itirazlar reddedilip bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; somut olayda aynı kredi sözleşmesi kapsamında iki farklı kredi kullanılmıştır. Her bir kefilin kefil oldukları krediler farklıdır. Herbir kefilin sorumluluğu kendi sözleşmesi ve kefalet limiti dahilinde olmalıdır. Tek bir kredi kullanılmış ve kefiller bütün krediye kefil olmuş gibi değerlendirilme yapılması hatalıdır. Bu çerçevede dava dışı kefil...’nun hesaplama dışı bırakılması da hukuka aykırıdır. O halde mahkemece, az yukarıda değinilen hususlar nazara alınarak bilirkişiden ek rapor alınıp hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedinidir.
    3-Bozma nedenine göre temyiz eden davalılar ... ile ..."nin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalılar ... ile ... yararına BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden davalılar ... ile ...’nin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi