8. Hukuk Dairesi 2017/527 E. , 2019/2943 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı-birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı-birleşen davada davalı ... vekili, dava ve açıklama dilekçelerinde belirtilen malvarlıkları nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuş, ayrıca ziynet eşyalarının bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiş, birleşen davanın reddini savunmuştur.
Davalı-birleşen davada davacı ... vekili, davanın reddini savunmuş, birleşen dava dilekçesinde belirtilen araç nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuş, ayrıca ziynet ve ev eşyalarının bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacı-birleşen dosya davalısı ... tarafından açılan davanın ve taleplerinin ayrı ayrı reddine, davalı-birleşen dosya davacısı ... tarafından açılan ... plakalı araca ilişkin 5.000 TL"lik alacak talebinin kabulü ile bu miktarın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, davalı-birleşen dosya davacısı ... tarafından açılan davada istenilen diğer taleplerin ayrı ayrı reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı-birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı-birleşen davada davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. a. Davacı-birleşen davada davalı vekilinin ziynet eşyalarına yönelik temyiz itirazlarına gelince:
Mahkemece, davacı ... kendisine düğünde takılan ziynet eşyalarının karşılığı olarak 15.000 TL talep etmiş ise de, 20.12.2013 havale tarihli beyan dilekçesinde iddia ettiği gibi bu ziynet eşyalarını evlilik birliği içerisinde davalının annesine, babasına, kooperatife veya eşinin borçlarına verdiğine ilişkin kabul yönünde hüküm kurmaya yeterli delil ve tanık beyanı bulunmadığından, duruşmada hatırlatılan yemin deliline de dayanmadıklarından sübut bulmayan bu talebin reddine karar vermek gerektiği belirtilmişse de, gerekçe dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki, davacı vekili, dava ve açıklama dilekçelerinde dava konusu edilen ziynetleri tek tek belirtmek suretiyle bunların evlilik birliği içerisinde bozdurularak harcandığını iddia etmiştir. Davalı vekili ise, düğünde davalıya takılan takıların tamamının, davacıya takılan takıların ise bir kısmının ortak hayatın devamı sırasında taraflarca alınan ortak karar doğrultusunda paraya çevrilerek ortak ihtiyaçların giderilmesinde kullanıldığını, bu durumun tamamen davacının bilgisi ve oluru ile gerçekleştiğini beyan etmiştir. Dolayısıyla davalı taraf dava konusu edilen ziynet eşyalarının bir kısmının evlilik birliği içerisinde bozdurularak harcandığını kabul etmiştir. Dinlenen davacı tanıkları da bir kısım ziynet eşyalarının evlilik birliği içerisinde bozdurulduğu yönünde beyanda bulunmuşlardır. Bu durum, evlilik birliği içerisinde bozdurulan ziynetlerin davacı tarafından rızasıyla, karşılıksız olarak verildiği ve istenemeyeceği anlamına gelmemektedir. Bu durumda davada ispat külfeti yer değiştirmiştir. Davalı, iade edilmemek üzere söz konusu ziynetlerin kendisine verildiğini kanıtlamadıkça iade ve tazmin ile yükümlü olduğundan, bu ziynet eşyalarının geri verilmemek kaydıyla davacının rızası ile bozdurulup, harcandığı hususu davalı tarafından kanıtlanamadığından, davacı davasını tanık beyanları ile ispat ettiğinden, evlilik birliği içerisinde bozdurulan ziynet eşyalarının miktarı ve dava tarihi itibariyle değerleri belirlenerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi doğru değildir.
b. Davacı-birleşen davada davalı vekilinin tasfiyeye konu motosiklete yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, dosya kapsamından davaya konu edilen motosikletin davalı ..."in şahsi malı olduğu gerekçesiyle bu talep yönünden davanın reddine karar verilmişse de, gerekçe dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, söz konusu motosikletin 2007 model olduğu, davalı adına kayıtlı iken boşanma dava tarihinden sonra 19.07.2011 tarihinde dava dışı 3.kişiye satıldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar anılan motosikletin davalı tarafından ne zaman edinildiği belirlenememekte ise de, 2007 model olduğu göz önüne alındığında, evlilik birliği içinde edinilmiş mallara katılma rejimi döneminde edinildiği ve karine gereği davalının edinilmiş malı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumun aksini yani anılan motosikletin davalının kişisel malı olduğunu iddia ve ispat yükü davalı tarafta olup mahkemece bu yönde inceleme ve değerlendirme yapılması gerekirken, hangi gerekçeyle kişisel mal olduğu belirtilmeden kişisel mal olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davacı-birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2-a) ve (2-b) nolu bentlerde yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı-birleşen davada davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 20.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.