3. Hukuk Dairesi 2021/482 E. , 2021/11615 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
MAHKEMESİ : SAMSUN 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen cezai şartın iptali davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ... Hastanesi’nin sahibi olduklarını, göğüs ağrısı şikayeti ile başka bir kurumdan ileri tetkik için hastanelerine gelen 9 hastanın acil bölümünde yapılan tetkik ve değerlendirmesi sonucunda acil hallerinin sona ermesi sebebiyle hastalardan ilave ücret aldıklarını, ancak Kurumun; hastaların acil hallerinin sona ermediğini ileri sürerek ilave ücret alınmasının hatalı olduğundan bahisle 2018 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesi"nin 12.9. maddesi uyarınca toplam 109.256 TL cezai şart uyguladığını, bu cezai şart işleminin taraflar arasında akdedilen sözleşmeye, hukuka, hakkaniyet ve nesafet kaidelerine ve tıbbi uygulamalara aykırı olması nedeni ile kurum tarafından yapılan kesintinin kaldırılmasına veya tenkisine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; başka hastaneden koroner yoğun bakımı ihtiyacı ile davacı hastaneye sevk olan dava konusu hastaların durumlarının ve davacı tarafından verilen tedavi hizmetinin acil hal kapsamında olması nedeniyle, hastalardan ilave ücret alınmasının yasal mevzuata aykırı olduğu gerekçesiyle davacı hakkında uygulanan işlemlerin yerinde olduğundan davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince; davaya konu davacı işlemlerinin alınan heyet bilirkişi raporu ile yerinde olduğunun tespit edilmesi nedeniyle davanın kabulüne, davalı kurumun 07/01/2019
tarih ve 12/10553003 sayılı yazılarına konu 109.256 TL’nin davacı şirketin alacaklarından mahsup işleminin hukuka aykırı olduğunun tespitine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davalının istinaf talebinin reddine dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Somut uyuşmazlıkta; cezai işleme konu 9 hasta, davacı hastaneye 112 acil komuta merkezi aracılığıyla koroner yoğun bakım tedavisi alması için başka bir hastaneden sevk edilmiştir. Davacı ise bu hastalara yapılan ilk tedaviden sonra durumlarının stabil hale geldiğini, acil hallerinin sona erdiğini iddia etmektedir. Ancak dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda hastaların acil hallerinin davacı hastaneye sevk edilmelerinden sonra sona erip ermediği tartışılmamış, sadece hastaların yoğun bakım ünitesi dışında servis bölümünde de takiplerinin yapılıp yapılamayacağına değinilerek Kurumca uygulanan cezai işlemin haksız olduğu görüşü bildirilmiştir. O halde mahkemece yapılması gereken; taraflar arasındaki sözleşme hükümleri, SUT ve ilgili mevzuattan anlayan, uyuşmazlığa konu branşta uzman doktor ve SGK mevzuatından anlayan üç kişilik yeni bir bilirkişi heyetinden; dava konusu 9 hastaya davacı tarafça verilen sağlık hizmetinin tamamının acil hal kapsamında olup olmadığının SUT hükümleri ve ilgili mevzuata göre tartışıldığı, tarafların itirazlarını da karşılayan, tereddüde yer vermeyecek şekilde; ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun rapor aldırılarak, varılacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, itiraza uğramış, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 18/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.