7. Hukuk Dairesi 2015/41311 E. , 2016/6408 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : İşe iade
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı 01.04.2014-14.02.2015 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde ayakkabı imalat ustası olarak çalıştığını, iş akdinin sözlü feshedildiğini, haklı feshi gerektirir davranışının bulunmadığını belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ... isimli işçinin davacının kendisine küfrettiğinden bahisle dilekçe verdiğini, davacının savunması talep edilmişse de davacının savunma vermediğini, işsizlik sigortasından yararlama isteğini iletmesi üzerine de iş akdinin geçerli nedenle feshedildiğini, eylemin haklı neden ağırlığında olmasına rağmen aynı zamanda geçerli neden de teşkil ettiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davacının davalı işyerinde makineci olarak çalışmakta iken, aynı işyerinde çalışan bir diğer makineci arkadaşı ..."e karşı, sataşmada bulunarak, önce sözlü olarak “sana gıcık oluyorum karşıma çıkma sinirime dokunuyorsun” gibi sözler söylediği, ve zaman içinde bu söylemeye ek olarak küfür içeren sözler de söylediği, davacının bu eyleminin 4857 sayılı Yasanın 25/II- d bendi kapsamında haklı fesih nedeni oluşturmakla birlikte, davalı işveren tarafından davacı adına 1.328,39 TL ihbar tazminatı hesaplanıp bu tutarın davacının .... hesabına 11.05.2015 tarihinde havele edilmekle, iş sözleşmesinin işveren tarafından 4857 sayılı yasanın 17. maddesi kapsamında gerçekleştirildiği anlaşılmıştır. İşveren fesih belgeslerindeki fesih sebebi ile bağlı olup, ihbar tazminatı ödenmekle işçinin iş sözleşmesinin 4857 sayılı Yasanın 17. maddesi kapsamında gerçekleştirildiğinden, feshin 4857 sayılı Yasanın 19. maddesindeki şekli şartlara uygun gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda fesih olayı incelendiğinde, davalı yanca, mağdur işçinin yazılı şikayeti üzerine davacının savunmasının yazılı olarak talep edildiğine dair belge ve fesih bildirimi sunulmuş ise de, savunma talep yazısının davacıya tebliğ edildiğine ilişkin bir belge bulunmadığı gibi, davacının tebliğden imtina ettiğine dair şerh altında davalı işveren ve davalı işverenin işyerinde çalışmayan (devlet memuru) eşinin imzasının bulunduğu, bu belgenin her zaman düzenlenmesi mümkün olduğundan ve İş Kanunun 19. maddesindeki usule uyulmadığı gerekçesiyle davacının işe iadesine karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanununun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması rizikosundan kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.
İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı yasanın 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.
İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesih sebebi, işçinin kusurlu bir davranışını şart koşar. 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25"inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.
Somut olayda işveren geçerli nedenle davacıya ihbar tazminatını ödeyerek fesih yapmıştır. İşveren davacıdan yazılı savunma talep etmiştir. Savunma talep yazısı 05.02.2015 tarihli olup davacıya 4 gün süre verildiği ve davacının savunma talep yazısını tebliğden imtina ettiğine dair tutanak tutulduğu anlaşılmaktadır. Tutanak ve fesih bildiriminde imzası bulunan Ayşe Aras davalının işçisidir. ... ise davalının devlet memuru olan eşidir. Davacının tanık beyanıyla doğruluğu ispatlanan eylemi nedeniyle geçerli fesih nedeni oluştuğu ve işakdinin usule uygun şekilde feshedildiği, davalının davacıyla iş ilişkisini sürdürmesinin beklenemeyeceği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş olması hatalı olmuştur.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3.maddesi uyarınca mahkeme kararı bozularak ortadan kaldırılmış ve Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Alınması gereken 29,20 TL harçtan peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 1,50 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine"ye gelir kaydına,
4-Davalı tarafından yapılan toplam 37,60 TL"nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine; davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"ne göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
7-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 16/03/2016 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.