11. Hukuk Dairesi 2017/3114 E. , 2019/2030 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 15/11/2016 tarih ve 2013/129-2016/842 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 12/03/2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalılardan ... vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalıların bankanın... Şubesi’nin eski şube müdürleri olduğunu, 1995-1998 arası bir kısım şirketlere kullandırılan kredilerde koşullara uyulmadığını, yeterli güvencenin alınmadığını, ekspertiz değerlerinin yetersiz olduğunu, istihbarat raporları gereğince verilen talimatlara uyulmadığını, firmalardan kredi borçlarının tahsil edilemediğini, bankanın bu surette zarar uğradığını ileri sürerek, 31.624,12 TL, 62.542.185 DM ve 6.206.620 USD davalılardan tahsili talep ve dava etmiştir.
Davalı ... ve ... vekili, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, tahsil edilemeyen kredilerle ilgili olarak davalıların hangi işlemleri yaptıkları, hangi belgelerdeki imzaları nedeniyle sorumlu olduklarının belirtilmediği, ıslak imzalı herhangi bir kayıt ve belge ibraz edilmediği, davalılara yükletilen sorumlulukların neler olduğu, görev yaptıkları dönemler itibariyle hangi eylemleri ile zarara yol açtıklarının ayrı ayrı ortaya konulması, düzenledikleri ıslak imzalı belgelerin ibraz edilmesi ve oluşan banka zararına ne şekilde yol açtıkları, zararın ne kadarlık kısmından sorumlu olduklarının açıklanması ve belgelendirilmesi gerekirken bu yönde kanıtlayıcı delil ve belge ibraz edilmediği, davalıların
sorumluluklarının somut olarak açıklanmadığı, kredi kullandırılan şirketlerle ilgili olarak tahsil imkanının ortadan kalktığı tutarlar yönünden aciz vesikası veya rehin açığına bağlanmadığı ve bu nedenle davalılara rücu koşullarının oluşup oluşmadığının tespit edilemediği, davalıların farklı tarihlerde görev yaptıklarına göre, görevli oldukları dönemde hangi işlemleri ile bankanın zararına sebep olduklarının somut ve imzalarını içeren belgelerle kanıtlanması gerektiği, ancak bu belgelerin ibraz edilmediği, müfettiş raporu dışında davalıların sorumluluğuna gidilebilecek herhangi bir kayıt ve belgenin bulunmadığı, kaldı ki davalıların ayrı dönemlerde banka şube müdürü olarak görev yaptıklarından, iddia edilen zarar tutarının tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliinin de söz konusu olamayacağı, bu durumun dahi ayrıştırılmadığı, hangi davalının ne kadar banka zararından sorumlu olduğu, kusurlu işlem ve eylemlerinin neler olduğunun somut olarak belirtilmediğinden zarar ile davalıların eylem ve işlemleri arasında illiyet bağının kanıtlanamadığı, bu nedenle zarardan sorumlu tutulamayacakları gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava, davacı bankanın usulsüz kredi verilmesi nedeniyle zarara uğratıldığı iddiasına dayalı eski şube müdürleri aleyhine açılan tazminat davası olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK"nın 342. maddesi uyarınca icracı müdürler bakımından da yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna dair hükümler uygulanacağından davacı banka tarafından aynı Yasa"nın 341. maddesi uyarınca böyle bir davanın açılabilmesi için genel kurulca dava açılması hususunda alınmış bir karar olmalıdır. Davacı tarafından ibraz edilen 04.05.2012 tarihli genel kurul kararı da somut uyuşmazlığı kapsamamaktadır. Bu durum karşısında, işbu dava yönünden alınmış böyle bir genel kurul kararının bulunmadığı anlaşılmış ise de, anılan eksiklik sonradan tamamlanabileceğinden davacı tarafa dava açılması yönünde genel kurul kararı alınması ve ibrazı için süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bu nedenle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı ... vekilinin sair, davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin sair, davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ..."e verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, 12/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.