17. Hukuk Dairesi 2019/4675 E. , 2020/6229 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kırşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan istinaf incelemesi sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı istinaf başvurusunun kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, 26/10/2014 tarihinde meydana gelen kazada davacıların desteğinin vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacılar için için 1000,00"er TL maddi ve 125.000,00"er TL manevi tazminatın, sigorta şirketi maddi tazminattan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile sorumlu olmak kaydıyla, kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile, maddi tazminat talebinin davacı ... için 43.357,05 TL, davacı davacı ... için 43.357,05 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Yerel mahkemece,Davanın Kısmen Kabul Kısmen Reddi ile Davacı ... 21.678,52.-TL ve ... 21.678,52.-TL"nin olay tarihi olan 26/10/2014 tarihinden itibaren (davalı ...Ş. yönünden dava tarihi olan
09/01/2015 tarihinden itibaren ve poliçe miktarı ile sınırlı olmak üzere) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, Davacı ... için 10.000,00-TL ve davacı ... için 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 26/10/2014 tarihinden itibaren davalı ... ve ..."dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi’nce davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Kırşehir 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/79 Esas 2017/74 Karar sayılı 30/01/2017 tarihli kararının HMK"nun 353/1.b.2.maddesi gereğince düzeltirilerek esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına, Davanın Kısmen Kabul Kısmen Reddi ile, Davacı ... 43.357,05 -TL ve ... 43.357,05 .-TL"nin olay tarihi olan 26/10/2014 tarihinden itibaren (davalı ...Ş. yönünden dava tarihi olan 09/01/2015 tarihinden itibaren ve poliçe miktarı ile sınırlı olmak üzere) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, Davacı ... için 25.000,00-TL ve davacı ... için 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 26/10/2014 tarihinden itibaren davalı ... ve ..."dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacılar vekilinin destekten yoksun kalma tazminatına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; 6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 362/1.a maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 Sayılı Kanunun 44. maddesiyle HMK"ya eklenen EK-Madde 1"de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2019 yılı için 58.800,00 TL"dir.
Temyize konu edilen karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1/6/1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davacılar vekilinin vekilinin temyiz dilekçesinin hükmün kesin olması nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacılar vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz talebinin incelenmesinde; 6098 sayılı TBK. md. 56, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir.
Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı anne ve baba lehine takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3-Manevi tazminat yönünden vekalet ücretine yönelik temyiz talebinin bozma neden ve şekline göre şimdilik incelenmesine yer olmadığında karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin kararının BOZULMASINA ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, 3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin manevi tazminat yönünden vekalet ücretine yönelik temyiz talebinin bozma neden ve şekline göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 6100 sayılı HMK 373/2 maddesi uyarınca dosyanın karar veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 26/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.