Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2017/1111
Karar No: 2019/638

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/1111 Esas 2019/638 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2017/1111 E.  ,  2019/638 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 5. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza
    Sayısı : 71-86

    Zimmet suçundan sanık ..."in TCK"nın 247/1, 249/1, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin Boyabat Ağır Ceza Mahkemesince verilen 16.02.2011 tarihli ve 94-12 sayılı hükmün, sanık ve sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 06.06.2013 tarih ve 8108-6197 sayı ile;
    "Mağdurun mahkemede alınan son beyanında suça konu parayı reddiyat tarihinde aldığını ifade etmesinin sanığı suçtan ve cezadan kurtarmaya yönelik beyan olarak kabulü isabetli ise de, bu beyan ve şikâyetteki ifadeler karşısında paranın soruşturmadan sonra mağdura iade edilip edilmediğinin, bu suretle de sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının karar yerinde tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda Boyabat Ağır Ceza Mahkemesince 23.10.2013 tarih ve 71-86 sayı ile; sanığın önceki hüküm gibi cezalandırılmasına karar verilmiş, bu hükmün de sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Ceza Dairesince 20.04.2017 tarih ve 10730-1514 sayı ile onanmasına oy çokluğuyla karar verilmiş,
    Daire Üyeleri V. Dalgalı ve Z. Şahin; “İcra müdürü olan sanığın, haciz masrafı olarak kendisine tevdi edilen 150TL paranın 40TL"sini yedieminlik ücreti olarak mağdur ...’e ödemesi gerekirken, bunu yapmayarak zimmetine geçirdiği kabul edilmek suretiyle hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmuş ise de;
    Mağdur ...’ün Durağan Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği şikâyet dilekçesinde; sanığın kendisini İlçe Emniyet Amirliğine araç satışı için götürdüğünü, dönüşte tellallık ücreti ödeyeceğini söylediğini ancak ödemediğini beyan ettiği, oysa mağdura yediemin olarak teslim edilen aracın İlçe Emniyet Amirliğinde değil İlçe Jandarma Komutanlığında bulunduğu, ödenmesi gereken paranın da tellallık değil yedieminlik ücreti olduğu, mağdurun Cumhuriyet savcısına verdiği 10.11.2009 tarihli ifadesinde; Emniyet Amirliğine avukata ait araçla gidip geldiklerini, bu nedenle evrakta bahsi geçen 80TL taksi ücretinin de ödenmediğini beyan ettiği, ancak haciz tutanağında ...plakalı ticari taksi şoförü olarak imzası bulunan ...’ın yeminli ifadesinde İlçe Jandarma Komutanlığına kendisine ait araçla gidildiğini ve sanıktan taksi ücretini aldığını beyan ettiği,
    Mağdurun Cumhuriyet savcısına verdiği 13.01.2010 tarihli ifadesinde; direksiyonu kilitlenen hacizli araca müdahalede bulunması için jandarmaya götürülen araç tamircisi ...’e ücret ödenmediğini beyan ettiği, ancak ...’in yeminli ifadesinde yaptığı iş karşılığında ücret istemediği hâlde siftah parası olarak 5TL verildiğini beyan ettiği,
    Sanığın savunmasında; mağdura tellal ücreti ödemediğini, zira bu paranın belediyeye yatırıldığını, yedieminlik ücretini ise ödediğini beyan ettiği,
    Mağdurun mahkeme huzurunda alınan beyanında; iki farklı araçla ilgili görev aldığını, bunları birbirine karıştığını, bir aracın emniyet müdürlüğünde satıldığını, o araçla ilgili bir ödeme yapılmadığını, ancak iddianameye konu kendisine yediemin sıfatıyla teslim edilen araçla ilgili olarak takdir edilen 40TL"yi aynı gün veya bir gün sonra aldığını ifade ettiği,
    İcra Müdürlüğü dosyası içerisinde bulunan haciz tutanağının sağ üst kısmında 28,50TL yol tazminatı, 80TL taksi ücreti, 1,5TL pul ve 40TL yediemin ücreti olmak üzere toplam 150TL masraf yapıldığının yazılı olduğu, haciz tutanağında icra müdürü sanık ..., Jandarma Başçavuş..., ticari araç şoförü ... ve yediemin (mağdur) ..."ün imzalarının bulunduğu, ...’ın imzanın kendisine ait olduğunu ve parayı aldığını kabul ederek tutanağı doğruladığı,
    Bunlara ilaveten, Durağan İcra Müdürlüğü tahsilat ve reddiyat kayıtları üzerinde herhangi bir incelemenin yapılmadığı gibi hesap açığı bulunup bulunmadığının da tespit edilmediği,
    Sanığın ödeme yaptığına dair savunması, bunu doğrulayan tanıklar ... ve ..."in beyanları ile harcama detayını gösteren ve mağdurun da imzasını içeren haciz tutanağı karşısında, mağdurun aşamalarda değişen ve yukarıda çelişkileri vurgulanan beyanlarının suçun sübutu için yeterli olmadığı, sanığın yüklenen suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delilin bulunmadığı, bu nedenlerle Boyabat Ağır Ceza Mahkemesinin 23.10.2013 tarihli ve 2013/71 esas, 2013/86 karar sayılı mahkûmiyet hükmünün bozulması gerektiği” düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 16.06.2017 tarih ve 394610 sayı ile;
    “5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun "Zimmet" başlıklı 247. maddesi "(1) Görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
    (2) Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
    (3) Zimmet suçunun, malın geçici bir süre kullanıldıktan sonra iade edilmek üzere işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilebilir. "
    Etkin pişmanlık
    Madde 248- "(1) Soruşturma başlamadan önce, zimmete geçirilen malın aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisi indirilir.
    (2) Kovuşturma başlamadan önce, gönüllü olarak, zimmete geçirilen malın aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi halinde, verilecek cezanın yarısı indirilir. Etkin pişmanlığın hükümden önce gerçekleşmesi halinde, verilecek cezanın üçte biri indirilir." şeklinde düzenlenmiştir.
    Zimmet suçu "Devlet İdaresi Aleyhine İşlenen Suçlar" başlığında yer aldığı ve bu suç ile korunan hukuki yararın kamuya ait değerlerin, dürüst bir şekilde idare edilmesi ve kullanılmasını sağlamak olduğu ve suçun hukuki konusunun, mülkiyet olmayıp kamu hizmetinin korunması olduğu kabul edilmektedir.
    Zimmet suçunun faili kamu görevlisidir. Bu nedenle zimmet suçu özgü suç kapsamındadır. Kamu görevlisi olmayan bir kişinin zimmet suçu işlemesi mümkün değildir. aslında zimmet suçu güveni kötüye kullanma suçunun özel düzenlenmiş bir hâlidir.
    Zimmet suçu failin görevi gereği ve yasal olarak kendisine tevdi edilen veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malları haksız bir şekilde mal edinmesiyle oluşur.
    Zimmet suçunun konusu taşınır ya da taşınmaz maldır. Bu malın zilyetliğinin kamu görevlisine devredilmiş olması veya kamu görevlisinin bu mal üzerinde koruma ve gözetim yükümlülüğünün bulunması gerekir. Malın mülkiyetinin devlete, kamu kurumuna ya da herhangi bir kişiye ait bulunmasının bir önemi bulunmamaktadır.
    Suç konusu malın zimmete geçirilmesi, mal üzerinde malik sıfatıyla tasarrufta bulunulmasıdır. Mal edinme malın amacı dışında kullanılması, tüketilmesi şeklinde olabileceği gibi, bir başkasına satılması ya da devri şeklinde gerçekleşmesinin mümkün olduğu kabul edilmektedir. Zimmet suçu icrai bir davranışla gerçekleşebileceği gibi ihmali bir davranışla da işlenebilmektedir.
    Yapılan açıklamalar çerçevesinde; maddi olayda, Eskişehir 2. İcra Müdürlüğünün 02.04.2008 tarihli ve 2005/6682 sayılı talimatı üzerine yakalanan ve İlçe Jandarma Komutanlığında tutulan...plakalı aracın haczinin Durağan İcra Müdürlüğünden istendiği, 11.04.2008 tarihinde sanık tarafından söz konusu aracın haczedildiği, sonrasında aracın Jandarmada muhafazasının güç olduğu belirtilerek yediemine tesliminin istenmesi üzerine yeniden haczedilmesi ve yediemine teslim edilmesi için Eskişehir İcra Müdürlüğünce 02.06.2009 tarihinde 150 TL avansın Durağan İcra Müdürlüğüne gönderildiği,
    10.06.2009 tarihinde, söz konusu aracın İlçe Jandarma Komutanlığından alınıp yediemin olarak mağdur ..."e teslim edildiği, haciz tutanağının siyah pilot kalem ile yazıldığı ve hacze katılanlar tarafından aynı nitelikteki bir kalemle imzalandığı, tutanağın sağ üst köşesinde masraf dökümünün ise mavi tükenmez kalem ile tanzim edildiği, avans olarak gönderilen 150TL"nin aynı gün reddiyat makbuzu ile çıkışının sanık tarafından yapıldığı,
    Daha sonra, mağdur ..."in 10.11.2009 tarihinde Durağan Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe vererek, İlçe Emniyet Amirliğine kendisini tellal olarak götüren sanığın hak ettiği ücreti ödemediğinden bahisle şikâyetçi olduğu, aynı gün ifadesi alınan mağdurun İlçe Jandarma Komutanlığında bulunan Broadway marka araç için de yediemin olarak görevlendirildiğini, ancak yediemin olarak bırakılan araçla ilgili herhangi bir ödemenin yapılmadığını, söz konusu olaylar nedeniyle sanıktan şikâyetçi olmadığını ifade ettiği, bu ifade üzerine başlatılan soruşturmada beyanına başvurulan sanık ..."in İlçe Jandarma Komutanlığının bahçesinde bulunan araç için mağdur ..."i yediemin olarak görevlendirdiğini, kendisine belli bir ücret takdir ettiğini, hatırladığı kadarıyla yedieminin günlüğünü 6TL olarak belirlediğini ifade ettiği, sanık Mahkemedeki sorgusunda yediemin ücreti olarak mağdura herhangi bir ücret ödemediğini, zira aracın satışı yapıldıktan sonra kendisine tahakkuk eden ücreti ödeyeceğini, aracın satışı talep edilmediği için söz konusu ücreti ödeyemediğini, yedieminlik ücretini kendisinin almadığını savunduğu,
    Tanık ..."ın ifadesinde sanıktan 50-60TL veya bunun üzerinde bir miktar ücret aldığını, sanığın ayrıca tamirci olan ..."e de bir ödeme yaptığını belirttiği, tanık ..., yaptığı iş karşılığında 5 veya 10TL gibi bir para aldığını, bu parayı ise hazırlık aşamasında ifade ettiği üzere tanıklardan ..."dan aldığını ifade ettiği, sanığın Eskişehir 2. İcra Dairesi tarafından gönderilen 150TL"yi çekerek bir kısmını taksi şoförüne verdiği, 28,50TL"sinin yol tazminatı olarak, 40TL"sinin ise yediemine verildiği şeklinde haciz tutanağının sağ üst köşesine not aldığı, ancak haciz tutanağının düzenlenip imzalandığı kalemden farklı bir kalem ile hesap dökümünün yapıldığı, sanığın yediemine herhangi bir ücret ödemediği hâlde tutanağı bu şekilde düzenleyerek reddiyat makbuzunu 150TL çekilmiş ve kullanılmış şekilde imzaladığı,
    Bu olaylardan sonra talimat üzerine 10.03.2010 tarihinde araç satışının yapıldığı, aracın 17.03.2010 tarihinde yedieminden alınarak alıcıya teslim edildiği, satışı yapan Durağan İcra Müdürü tarafından yedieminlik ücreti olarak aracın yediemine ilk teslim tarihi olan 10.06.2009 ile aracın satışının yapıldığı 10.03.2010 tarihleri arasında tahakkuk eden 339TL olarak hesaplanıp mağdura 18.03.2010 tarihinde reddiyat makbuzuyla ödendiği, bu şekilde mağdur ..."in alacağı olan miktarı araç satış ücreti üzerinden tahsil ettiği şeklinde gerçekleyen eylemde,
    Mağdur ..."in bizzat kaleme aldığı şikâyet dilekçesi ile sanıktan şikâyetçi olduğu hâlde aynı gün verdiği savcılık ifadesinde bu defa sanıktan şikâyetçi olmadığını belirttiği, mağdur ..."in 15.12.2010 tarihinde kendiliğinden duruşmaya katılarak önceki ifadelerinde var olan bir yanlış anlaşılmayı düzeltmek için yeniden ifade vermek istediğini belirttiği ve alınan ifadesinde, şikâyetinden sonra yaptığı araştırmada başka bir araç için yaptığı tellallık ücretinin kendisine ödenmediğini ancak sanığın suça konu araç kendisine tevdi edildiğinde sanık tarafından 40TL ücretin o esnada kendisine ödendiğini, haciz işlemi sonrası adliyeye döndüklerinde savcı beyin kendisine ücretini alıp almadığını sorduğunu, kendisinin de tellallık ücretini almadığını söylediğini, bu şekilde olayın yanlış anlaşılmadan kaynaklandığını beyan ettiği,
    Özel Dairece verilen birinci bozma kararı sonrası mağdur ..."in ifadesinin de benzer şekilde olduğu, icra müdürü olan ve iddia konusu eylemin sonuçlarını bilebilecek durumda olan sanığın, 40TL gibi bir miktar için mesleğini ve geleceğini tehlikeye atmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, kaldı ki haciz tutanağında yazılı takdir edilen yedieminlik ücretinin çok küçük olması, söz konusu ücretin mağdura ödenmediğine ilişkin bir belge ya da delilin de bulunmadığı dikkate alındığında olayın kavram kargaşasından ya da icra müdürü olan sanığın mesleki tecrübesizliğinden veya işlemleri usulüne uygun yerine getirmemesinden kaynaklanmış olabileceği, tüm dosya kapsamı ve mağdur ..."in aşamalardaki çelişkili ifadeleri birlikte değerlendirildiğinde, sanık ..."in zimmet suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delilin bulunmadığı, bu nedenlerle sanık hakkında Boyabat Ağır Ceza Mahkemesinin 23.10.2013 tarihli ve 2013/71 esas, 2013/86 karar sayılı mahkûmiyet hükmünün bozulması gerektiğinin gözetilmemesi,
    Kabule göre de; mağdur ..."in yargılama sırasında, 15.12.2010 tarihli duruşmadaki beyanında "sanık bana aracı tevdi ettiğinde, 40TL ücreti ödemişti" şeklinde beyanda bulunduğu, meydana gelen yanlış anlamanın tellallık ücretinden kaynaklandığını beyan ettiği, önceki ifadesindeki çelişkiyi gidererek yeni ifadesinde ısrar ettiği, daha sonra, bozma üzerine 23.10.2013 tarihinde mağdur ..."in alınan ifadesinde, tarafıma takdir edilen 40TL ücreti aynı gün ya da bir gün sonra teslim aldığını, araç satışı sonrasında da yedieminlik ücretinin tamamını aldığını beyan etmesi ve kendisine yapılan ödemenin aksini doğrulayan herhangi bir belge ya da kanıtın bulunmaması karşısında, bu durumun sanık lehine yorumlanarak mağdurun bir şekilde kovuşturma aşamasında zararının giderildiğinin kabulüyle cezasında TCK"nın 248. maddenin ikinci fıkrası uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi" görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
    CMK"nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 5. Ceza Dairesince 21.09.2017 tarih, 4482-3900 sayı ve oy çokluğu ile; itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı zimmet suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Durağan İcra Müdürlüğünün 2008/21 talimat sayılı dosyasının incelenmesinde; Eskişehir 2. İcra Dairesinin 2005/6682 sayılı dosyasının alacaklısının Büyük Alpler Elektrik Turizm. A.Ş. borçlusunun ise ... olduğu, icra takibine konu...plakalı aracın haczine karar verildiğinden kararın icrası için Durağan İcra Müdürlüğüne 31.03.2008 tarihinde müzekkere yazıldığı, Durağan İcra Müdürlüğünce 11.04.2008 tarihinde aracın haczedilerek İlçe Jandarma Komutanlığında muhafaza edilmesine karar verildiği, Eskişehir 2. İcra Müdürlüğünün 02.06.2009 tarihli yazısı ile aracın İlçe Jandarma Komutanlığında muhafazası mümkün görülmediğinden yeniden haczedilerek yediemine teslim edilmesinin istendiği ve bu işlem için avans olarak 150TL’nin Durağan İcra Müdürlüğü hesabına havale edildiği, buna ilişkin 03.06.2009 tarihli ve 03194/000 001 numaralı PTT makbuzunun olduğu, gönderilen 150TL avansın 10.06.2009 tarihinde 341 numaralı tahsilat makbuzu ile sanık tarafından Durağan İcra Müdürlüğünün kasasına girişinin yapıldığı, talimatın icrası için 10.06.2009 tarihinde haciz mahalline gidilerek aracın haczedildiği ve aynı tarihte yediemin olarak ...’ün atandığı, 10.06.2009 tarihli haciz tutanağının sağ üst köşesinde masrafların dökümünün yapıldığı, buna göre, 28.50TL yol tazminatı, 80TL taksi ücreti, 40TL yediemin ücreti ve 1.50TL pul masrafı olmak üzere 150TL masraf yapıldığının belirtildiği, haciz tutanağında icra müdürü ..., yediemin ..., Jandarma Başçavuş... ve şoför...Doğan’ın isim ve imzalarının bulunduğu, 10.06.2009 tarihli ve 236 numaralı reddiyat makbuzunda, icra veznesinden 150TL’yi "Teslim eden" olarak sanığın isim ve imzasının olduğu, "Teslim alan" olarak alacaklı Büyük Alpler El. Turizm. A.Ş.’nin yazdığı ancak imzanın bulunmadığı, Durağan İcra Müdürlüğünce 10.11.2009 tarihli müzekkere ile haczedilen aracın Durağan Adliyesinin bahçesinde atıl hâlde bulunduğundan ve atanan yedieminin de görevine son verilmesi talebi olduğundan Eskişehir İcra Müdürlüğüne yedieminin değiştirilmesi için müzekkere yazıldığı, hacze konu aracın satışının 10.03.2010 tarihinde yapılıp, yediemin ...’den alınarak, aracı satın alan kişiye teslim edildiği, yedieminin atandığı 10.06.2009 tarihi ile satışın yapıldığı 10.03.2010 tarihleri arasındaki dönemde hesaplanan 339TL yediemin ücretinin mağdur ...’e ödendiğine ilişkin 18.03.2010 tarihli ve 107 numaralı reddiyat makbuzunun düzenlendiği ve makbuzda teslim edenin Durağan İcra Müdürü..., teslim alanın ... olduğu,
    Eskişehir 2. İcra Müdürlüğünün 18.09.2013 tarihli yazısına göre; söz konusu aracın haczi için PTT havalesi ile gönderilen 150TL avansın tamamının Durağan İcra Müdürlüğünce kullanıldığının ve herhangi bir iadenin yapılmadığının belirtildiği,
    Durağan İcra Müdürlüğünün 2008/47 talimat sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının Akbank A.Ş. Sinop Şube Müdürlüğü, borçlunun Ramazan Yıldırım olduğu 09.10.2008 tarihinde haczedilen 57 AKA 708 plakalı aracın satışına karar verildiği, İlçe Emniyet Amirliği bahçesinde bulunan aracın satışına ilişkin 12.06.2009 tarihli birinci açık artırmada mağdurun tellal olarak olarak görev yaptığı, mağdura ücret takdir edilmesi konusunda dosya kapsamında bir belge ya da makbuz bulunmadığı,
    Anlaşılmaktadır.
    Mağdur ... 10.11.2009 tarihli şikâyet dilekçesinde; sanığın kendisini araç satışında tellallık yapması amacıyla İlçe Emniyet Amirliğine götürdüğünü, döndüklerinde tellallık ücretini ödeyeceğini söyleyip kendisine imza attırmasına rağmen ödeme yapmadığını,
    Savcılıkta 10.11.2009 tarihli beyanında; Durağan Adliyesinde hizmetli olarak çalıştığını, Durağan İcra Müdürlüğünün 2009/21 talimat numaralı dosyasında yediemin olarak atandığı ve sanık tarafından kendisine günlük 6TL ücret ödeneceği söylenince bu teklifi kabul ettiğini, tanık Abdulkadir’e ait taksiyle İlçe Jandarma Komutanlığına gittiklerini, anılan kurumun bahçesinde bulunan aracı adliyeye getirdiklerini, kendisine bir ücret ödenmediğini ve herhangi imza atmadığını, aynı gün veya bir gün sonra İlçe Emniyet Amirliği bahçesinde bulunan bir aracın satışı için tellala ihtiyaç olduğu söylenince bir avukatın aracıyla İlçe Emniyet Amirliğine gittiklerini, görevini yaptıktan sonra tellallık ücreti olarak 40TL teslim aldığına ilişkin tutanağı imzalamasına rağmen söz konusu parayı almadığını, avukata ait araç ile gittiklerinden araç için yazılan 80TL’lik masrafın gerçeği yansıtmadığını, şikâyetçi olmadığını,
    Savcılıkta 13.01.2010 tarihli beyanında; sanık ve tanık Abdulkadir ile birlikte İlçe Jandarma Komutanlığının bahçesine gittiklerinde kontak anahtarı olmayan aracı çalıştıramayınca tamirci tanık...’ı çağırdıklarını, aracı tanık Abdulkadir’in taksisine bağlayıp çekerek getirdiklerini, tanık...’a bir ödeme yapılmadığını, onun da bir talebi olmadığını, daha sonra ücret ödenip ödenmediğini bilmediğini,
    Mahkemede 21.04.2010 tarihli beyanında; kendisine ödenmesi gereken ücreti sanığın alıp almadığını bilmediğini,
    Mahkemede 15.12.2010 tarihli beyanında; söz konusu yediemin ücretini sanığın tayini çıktıktan ve hacizli araç satıldıktan sonra aldığını, ücreti aldığında günlük 1,5TL’den hesaplandığını, yapılan haciz sonrasında sanık tarafından araç kendisine teslim edildiğinde 40TL ücret ödendiğini, başka bir ödeme yapılıp yapılmadığını hatırlamadığını, çelişki nedeniyle sorulması üzerine mevcut beyanının doğru olduğunu, olayın yanlış anlaşılmadan kaynaklandığını, savcılık beyanında ifade ettiği ücretini alamaması hususunun tellallık ücretine ilişkin olduğunu,
    Mahkemede 23.10.2013 tarihli beyanında; 15.12.2010 tarihli celsede verdiği beyanın doğru olduğunu, daha önce de belirttiği gibi kendisine takdir edilen 40TL’yi aracın yediemin sıfatıyla kendisine teslim edildiği gün veya bir gün sonra aldığını, günlüğü 1,5TL’den hesaplanan yedieminlik ücretini ise aracın satılmasından sonra aldığını,
    Tanık ...; oto elektrikçisi olduğunu, ismini bilmediği ticari taksi şoförünün gelerek İlçe Jandarma Komutanlığının bahçesinde park hâlinde olan aracın çalışmadığını söyleyip yardım isteyince aracın yanına gittiklerini, kontak anahtarı olmadığından aracı çalıştıramadığını, sadece aracın direksiyonunu çalışabilir hâle getirdiğini, daha sonra olay yerinden ayrıldığını, yaptığı iş karşılığında hatırladığı kadarıyla taksi şoföründen 5 veya 10TL para aldığını,
    Tanık ...; taksicilik yaptığını, sanıkla birlikte İlçe Jandarma Komutanlığına gittiklerini, kontak anahtarı olmayan hacizli aracı çalıştıramayınca tamirci tanık...’ı çağırdıklarını, yine çalışmayınca kendi taksisi ile aracı çekerek Durağan Adliyesinin arkasındaki boşluğa götürdüğünü, ücret olarak 50 veya 60TL arasında bir miktarı sanıktan aldığını, sanığın görmediği bir miktarı tanık...’a verdiğini, mağdura da belli bir miktar vereceğini ifade ettiğini, sonrasında para verip vermediğini bilmediğini,
    Beyan etmişlerdir.
    Sanık ... savcılıkta; Eskişehir 2. İcra Müdürlüğünün 2008/21 sayılı talimat dosyasında, İlçe Jandarma Komutanlığının bahçesinde bulunan aracın haczedilerek yediemine teslim edilmesinin talep edildiğini, bulunduğu yere gittiklerinde aracın hasar gördüğünü ve tekerleklerinin patlak olduğunu tespit ettiklerini, daha sonra aracı Durağan Adliyesinin bahçesine çektiklerini, burada hizmetli olarak görev yapan mağduru yediemin olarak görevlendirdiğini, ancak mağdura tahakkuk eden yediemin ücretinin aracın satışı yapıldıktan sonra ödeneceğinden bir ödeme yapmadığını, Durağan İcra Müdürlüğünde çalıştığı zaman diliminde alacaklı tarafın satış talebinde bulunmaması nedeniyle yedieminlik ücretini ödeyemediğini, ayrıca mağdurla birlikte hacizli bir aracın satışı için İlçe Emniyet Amirliğinin bahçesine gittiklerini, tellalın izinde olmasından dolayı mağduru görevlendirdiğini, tellallık ücreti belediyeye yatırıldığından mağdura herhangi bir ücret takdir etmediğini ve bir ödeme yapmadığını,
    Mahkemede 09.02.2011 tarihli beyanında; mağdurun tellallık ücreti ile yedieminlik ücretini birbirine karıştırdığını, mağdura yedieminlik ücretini aynı gün verdiğini, günlük olarak takdir edilecek olan yedieminlik ücretinin de araç satıldıktan sonra ödeneceğini söylediğini,
    Bozma ilamı sonrası alınan savunmasında; ilk ifadesinde mağdura ödeme yapmadığını söylerken günlük olarak takdir edilecek ücretin hesaplanmasıyla elde edilen yedieminlik ücretini kastettiğini, mahkemede verdiği ifade de ise yedieminlik ücretinin tamamının ödenmediğini anlatmak için mağdura ödeme yapmadığını söylediğini, atılı suçlamayı kabul etmediğini savunmuştur.
    Zimmet suçu TCK"nın 247. maddesinde;
    "(1) Görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
    (2) Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
    (3) Zimmet suçunun, malın geçici bir süre kullanıldıktan sonra iade edilmek üzere işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilebilir" şeklinde düzenlenmiştir.
    Madde ile kamu görevlisinin görevi dolayısıyla kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu mallar üzerinde görevinin gerekleriyle bağdaşmayan bir surette tasarrufta bulunması, bu malları kendisinin veya başkasının zimmetine geçirmesi suç olarak tanımlanmıştır. Zimmete geçirme, suç konusu mal üzerinde malikmiş gibi tasarrufta bulunmayı ifade eder. Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere, zimmet suçunun oluşabilmesi için, suça konu malın kamu görevlisinin şahsının veya bir başkasının zimmetine geçirilmiş olması arasında fark bulunmamaktadır.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Durağan Adliyesinde icra müdürü olan sanığın, İcra Müdürlüğünün 2008/21 sayılı talimat dosyası kapsamında icra takibine konu hacizli aracın İlçe Jandarma Komutanlığının bahçesinde muhafaza edilmesinin mümkün görülmemesi nedeniyle yeniden haczedilerek yediemine teslim edilmesinin talep edilmesi üzerine, talimatın icrası için 10.06.2009 tarihinde yediemin olarak Durağan Adliyesinde hizmetli olan mağduru atadığı, icra takibi kapsamında sanık ve mağdurun, taksi şoförü olan tanık Abdulkadir’in aracıyla İlçe Jandarma Komutanlığının bahçesine gittikleri, haczedilen aracın çalışmamasından dolayı tanık Abdulkadir’in oto elektrikçisi tanık...’a haber verdiği, tanık...’ın direksiyonunu çalışır duruma getirdiği aracı tanık Abdulkadir’in taksisinin arkasına bağlayarak tanık Abdulkadir ile birlikte Adliyenin bahçesine götürdüğü, aynı gün yediemin olarak aracın mağdura teslim edildiği, talimatın icrası için Eskişehir 2. İcra Müdürlüğünce PTT vasıtasıyla gönderilen 150TL avansın tahsilat makbuzu ile 10.06.2009 tarihinde sanık tarafından kasaya girişinin yapıldığı, 10.06.2009 tarihli haciz tutanağının sağ üst köşesinde yapılan masraf dökümünün; 28.50TL yol tazminatı, 80.00TL taksi ücreti, 40.00TL yediemin ücreti ve 1.50TL pul masrafı olmak üzere toplam 150TL olduğu, haciz tutanağında icra müdürü olarak sanık, Jandarma Başçavuş..., yediemin ... ve şoför Kadir (Abdulkadir) Doğan’ın isim ve imzalarının bulunduğu, 10.06.2009 tarihli ve 236 sayılı reddiyat makbuzu ile tahsil edilen 150TL’nin çıkış işleminin yapıldığı, reddiyat makbuzunda icra veznesinden parayı teslim alan olarak icra takibinin alacaklısı Büyük Alpler Elektirik Turizm. A.Ş. yazdığı, ancak teslim alana ait imzanın bulunmadığı, makbuzda parayı teslim eden olarak sanığın isim ve imzasına yer verildiği olayda,
    Talimat dosyasının icrası için Eskişehir 2. İcra Müdürlüğünce avans olarak gönderilip sanık tarafından tahsilat makbuzuyla kasaya girişi yapılan 150TL’den yedieminlik ücreti olarak mağdura ödenmesi gereken 40TL’nin zimmetine geçirildiği kabul edilerek sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmuş ise de;
    Mağdurun Durağan Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği şikâyet dilekçesinde; sanığın kendisini İlçe Emniyet Amirliğine araç satışı için götürdüğünü, dönüşte tellallık ücreti ödeyeceğini söylemesine rağmen ödemediğini ifade etmesine karşın, savcılıkta İlçe Jandarma Komutanlığının bahçesindeki hacizli aracı alarak Adliyeye geldiklerini, kendisine bir ücret ödenmediğini, aynı gün veya bir gün sonra İlçe Emniyet Amirliğinde bulunan bir aracın satışı için tellal olarak görevlendirilip buraya sanıkla birlikte gittiklerini, tellallık ücreti olarak 40TL teslim aldığına ilişkin belgeyi imzalamasına rağmen söz konusu parayı almadığını ifade etmesi, mahkemedeki 15.12.2010 tarihli beyanında ise; hacizli aracın yediemin olarak kendisine teslim edildiğinde sanığın 40TL yediemin ücreti ödediğini, ayrıca hacizli araç satıldıktan sonra da günlüğü 1,5TL’den hesaplanan geri kalan yediemin ücretini daha sonra aldığını, çelişki nedeniyle sorulması üzerine de mevcut beyanının doğru olduğunu, olayın yanlış anlamadan kaynaklandığını, daha önce yediemin ücretini almadığını ifade ederken tellallık ücretini alamadığını kastettiğini söyleyerek aşamalarda çelişkili beyanlarda bulunması,
    Mağdurun 10.06.2009 tarihinde İlçe Jandarma Komutalığında yediemin olarak görevlendirildiği olay ile 12.06.2009 tarihinde İlçe Emniyet Amirliğinde tellal olarak atandığı olayları birbirine karıştırmış olmasının sanık ve mağdur tarafından da doğrulanması, tellal olarak görevlendirildiğinde mağdura ücret takdir edilmemiş olması ve tellallık ücretinin belediyeye yatırılmasının gerekmesi, mağdurun yediemin olarak görevlendirilip hacizli araç mağdura teslim edildiğinde 40TL olan yediemin ücretini, hacizli aracın satışı sonrasında da kalan yediemin ücretini aldığını belirtmesi, aracın satışı sonrası 339TL ücret aldığı hususunun reddiyat makbuzuyla doğrulanması,
    Sanığın savcılık beyanında tahakkuk eden yediemin ücretinin, aracın satışı yapıldıktan sonra ödeneceği için mağdura bir ödeme yapmadığını belirtmesi, mahkemede ise mağdurun tellallık ücreti ile yedieminlik ücretini birbirine karıştırdığını, mağdura yediemin ücretini yediemin olarak atandığı gün verdiğini, önceki ifadesinde mağdura yediemin ücreti vermediğini söylerken günlüğü 1,5TL’den olmak üzere aracın satışına kadarki sürede hesaplanacak toplam yediemin ücretini kastettiğini, dosyada mağdura tellallık ücreti takdir edilmediğini ve bu paranın belediyeye yatırıldığını savunması, Durağan İcra Müdürlüğünün 2008/47 numaralı talimat dosyasında mağdura tellallık ücretinin takdir edilmediğinin anlaşılması, haciz tutanağında isim ve imzası bulunan tanık Abdulkadir’in imzanın kendisine ait olduğunu ve kendisine takdir edilen parayı aldığını kabul ederek tutanağı doğrulaması, tanık...’ın da yapmış olduğu iş karşılığında ücret aldığını belirtmesi, 10.06.2009 olan suç tarihi gözetildiğinde ilk görev yeri olan Durağan İcra Müdürlüğüne 03.03.2008 tarihinde atanan sanığın suç tarihindeki mesleki bilgi ve tecrübesi ile Durağan İcra Müdürlüğünün tahsilat ve reddiyat makbuzları üzerinde sanığın cezai sorumluluğunu gerektirecek herhangi bir inceleme yapılmaması ve kasa açığı bulunup bulunmadığının tespit edilmemesi birlikte değerlendirildiğinde; sanığın atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
    Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Dairenin onama kararının kaldırılmasına ve Yerel Mahkeme hükmünün sanığa atılı zimmet suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
    Çoğunluk görüşüne katılmayan bir Ceza Genel Kurulu Üyesi; "Sanığa atılı zimmet suçunun sabit olduğu" düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
    SONUÇ :
    Açıklanan nedenlerle,
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
    2- Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 20.04.2017 tarihli ve 10730-1514 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
    3- Boyabat Ağır Ceza Mahkemesinin 23.10.2013 tarihli ve 71-86 sayılı hükmünün, sanığın atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
    4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 05.11.2019 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi