BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1100 Esas 2019/1038 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2018/1100
Karar No: 2019/1038
Karar Tarihi: 07.11.2019
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1100 Esas 2019/1038 Karar Sayılı İlamı
T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1100
KARAR NO : 2019/1038
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ: 18/09/2018
KARAR TARİHİ: 07/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA
Davacı vekilinin ---- harç İkmal tarihli dava dilekçesinde özetle; "...davalı İle aralarındaki ticari ilişkiden dolayı ---- alacaklı olduklarını, fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğini, alacağın ödenmemesi üzerine İstanbul Anadolu 18. İcra Müd. ---- Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini, açıklanan nedenlerle itirazın İptaline, borçlunun % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini..." talep ve dava etmiştir.
Davalının Savunması ve Karşı Talebi: Davalının cevap dilekçesi bulunmamaktadır.
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı, davalıdan olan alacağının tahsili için İstanbul Anadolu 18. İcra Müdürlüğü'nün ----- Esas sayılı dosyasında davalı aleyhinde icra takibi başlatmış olup, davalının itirazı ile icra takibi durmuştur. Davacı taraf süresinde açmış olduğu bu dava ile itirazın iptalini ve takibin devamını talep etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
Somut olayda davacı, icra takibine konu alacağını mal teslimine dayandırmış, davalı ise akdi ilişkiyi ve borcu inkâr etmiştir. Bu durumda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını ispat yükü davacı taraftadır.
Öte yandan ticari defterlerle ispat ise 6100 sayılı HMK.nun 222. maddesinde düzenlenmiştir. Bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurması, anılan kanun hükmünün 5. Fıkrası uyarınca, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak bunlara dayanmasına bağlıdır. Aynı husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun --- Tarihli. --- E. ------ K. S.lı kararında da vurgulanmış olup, HMK.nun "Tarafların belgeyi ibraz etmesi" başlıklı 220. Maddesinin ticari defter ve belgelerin ibrazında da uygulanması görüşü benimsenmemiştir.
Davacı, davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmış değildir; defterler dışında da deliller bildirmiş ve bunları mahkeme huzuruna getirmiştir. Davacı dava açarken davalının defterlerine münhasıran dayanmadığından, davalının ticari defterlerini hazır etmemesinin aleyhine sonuç doğurması yukarıda bahsedilen içtihat uyarınca mümkün değildir.
Davacı alacak iddiasını ----- tarihli toplam ----TL bedelli fatura konusu malın davalıya satımına dair sözleşmeye dayandırmıştır. Davacı tarafça ibraz edilen defterlere göre davacının ---- TL bedelli 8 adet faturanın ve davalıdan aldığı ---- TL ödemenin defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Davacı, davalı ile aralarındaki ticari ilişkinin ve mal teslim olgusunun ispatı bakımından yazılı bir delil ibraz etmemiş ise de, vergi dairesinden gelen kayıtlardan davalı şirketin, davacı şirketle olan ticari ilişkisinden dolayı --- ve --- tarihli toplam -----TL bedelli fatura haricinde tüm faturaları vergi dairesine bildirdiği tespit edilmiştir. Davalı şirket tarafından tarafından vergi dairesine bulunmuş olduğu bu beyan davalıyı bağlayıcı nitelikte olduğundan, davacı toplam bedeli ---- TL olan -adet fatura ile ilgili ticari ilişkiyi ve mal teslim olgusunu ispat etmiştir.
---- tarihli toplam ---- TL bedelli faturalar ile ilgili olarak ise davacı yemin delilini kullanmış olup, davalıya usulüne uygun meşruhatlı yemin davetiyesi tebliğine rağmen duruşmaya gelmediğinden ve bu nedenle yemin konusu vakıayı kabul etmiş sayıldığından davacı ---- tarihli toplam --- TL bedelli fatura içeriği ile ilgili ticari ilişkiyi ve mal teslim olgusunu ispat etmiştir.
Bu nedenle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile İstanbul Anadolu 18.İcra Müdürlüğü'nün ---- Esas sayılı takip dosyasında davalının İTİRAZIN İPTALİ ile takibin DEVAMINA,
2-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi UYGULANMASINA,
3-Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
4-Karar harcı 1122,83 TL 'nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 198,32 TL harçtan mahsubu ile bakiye 924,51 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, Davacı tarafça yatırılan 198,32 TL harcın istemi halinde davacı tarafa İADESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 41,10 TL ilk masraf, 93,25 TL posta ve tebligat gideri, 900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1034,35 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile DAVACI TARAFA ÖDENMESİNE,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde DAVACI TARAFA İADESİNE,stanbu. Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/11/2019
