8. Hukuk Dairesi 2019/1185 E. , 2019/2930 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı ... vekili, dava dilekçesinde sayılan davalı adına olan taşınmazlar nedeniyle 35.000,00 TL alacağın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle 26604 ada 6 parsel sayılı taşınmaz yönünden taleple bağlı kalınarak 2.000,00 TL alacağın, 26672 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden 1.102,50 TL alacağın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK mad. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağına ilişkindir.
Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK mad.229) ve denkleştirmeden (TMK mad.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK mad.219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK mad.231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK mad.236/1). Katılma alacağı, Yasa"dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur.
Artık değere katılma alacağı miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK mad.227/1, 228/1, 232 ve 235/1). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir.
Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK mad.222).
Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.
Somut olaya gelince; eşler, 02.07.1981 tarihinde evlenmiş, 25.03.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 20.02.2013 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK"nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 Sayılı TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202/1). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179).
Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede;
1.Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekili ve davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.a. Davacı vekilinin 16258 ada 2 parselde 14 nolu bağımsız bölüm ve 26604 ada 2 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, Mahkemece 26604 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davalıya ait olan 26628 ada 1 parsel üzerinde bulunan gecekondular için ... Belediyesince ödenen enkaz bedeli ve babasına ait ... Kalesinde bulunan yerlerin satışından elde edilen gelir ile; 16258 ada 2 parselde 14 nolu bağımsız bölümün de davalının...Köyündeki taşınmazın satışı ile alındığı gerekçesi ile bu taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de bu taşınmazlara yönelik yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir. O halde, Mahkemece dava dışı mallardan kaynaklı elde edilen gelirler (enkaz bedeli, babasına ait taşınmazın satış bedeli ve...Köyünde bulunan taşınmazın satış bedeli) ile bu gelirlerin tam olarak davalı tarafından ne zaman edinildiği tespit edilerek yani gelirlerin elde edilme tarihleri ile tasfiyeye konu 16258 ada 2 parselde 14 nolu bağımsız bölüm ve 26604 ada 2 parsel sayılı taşınmazın edinme tarihlerine yakınlığı, öncelik-sonralık ilişkisi göz önünde bulundurulurak dava dışı mallardan kaynaklı elde edilen gelirlerin tasfiyeye konu taşınmazların alınmasında kullanılıp kullanılmadığının tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi; kullanıldığının kabul edilmesi halinde, dava dışı taşınmazların devir tarihindeki değeri (enkaz bedeli, babasına ait taşınmazın satış bedeli ve...Köyünde bulunan taşınmazın satış bedeli) ile tasfiyeye konu taşınmazların edinme tarihindeki değerleri konusunda uzman bilirkişilerce belirlenerek dava dışı mallardan kaynaklı elde edilen gelirin tasfiyeye konu taşınmazların bedelinin tamamını karşılayıp karşılamadığı tespit edilerek, tamamına yetmemesi halinde bakiye kısmın edinilmiş mallardan karşılandığı (TMK mad. 222/3) kabul edilerek oranlama suretiyle hesaplama yapılarak talep hakkında bir karar verilmesi gerekir.
b. Davalı vekilinin 26604 ada 6 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının incelemesine gelince;
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, Mahkemece 26604 ada 6 parsel sayılı taşınmazda davalının 60/139 olan hissesinin davalı tarafından satış yoluyla 05.05.2004 tarihinde edinildiği, bilirkişi raporunda belirtildiği gibi trampa suretiyle edinilmediğinin belirlendiği belirtilerek, davalı adına bulunan 60/139 hissenin tamamının edinilmiş mal olduğu kabul edilip alacağa hükmedildiği anlaşılmaktadır. Temyiz aşamasında dosya kapsamına getirtilen tapu kayıtları ve resmi senetlere göre, davalının 239/1112 hisseyi 02.10.2003 tarihinde...26628 ada 1 parselde 8 nolu bağımsız bölüm karşılığı trampa suretiyle edindiği, 241/1112 hisseyi de 05.05.2004 tarihinde satın aldığı ve toplam 60/139 hisse sahibi olduğu; ... ili ... ilçesi ... Mahallesi 26628 ada 1 parselde 8 nolu bağımsız bölümü ise davalının arsa karşılığı inşaat sözleşmesi karşılığında edindiği, arsasının davalı tarafından 15.09.1999 tarihinde satın alındığı anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, davalının trampa yoluyla edindiği 239/1112 hisse yönünden davalının kişisel malı (ikame mal) olduğu dikkate alınarak davanın bu hisse yönünden reddine, davalının 05.05.2004 tarihinde satın aldığı 241/1112 hisse yönünden ise katılma alacağına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; davacı vekili ve davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda 1. bentte gösterilen sebeplerle reddine, taraflarca HUMK"un 440/I. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 20.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.