3. Hukuk Dairesi 2017/12541 E. , 2017/13555 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, sulama yolu ile ......İlçesi ....mezrasında 2011 yılı içinde 130, 133, 135 nolu parsellerde mısır ekimi yaptığını, mısır sulamasını trafodan elde ettiği su ile karşıladığını, fakat sezon içinde sürekli olarak davalı kurumun sorumluluğunda olan elektrik akımının sebep olduğu dalgıç pompa yanması nedeni ile elde edilebilecek üründe sulama yetersizliğine bağlı olarak büyük verim kaybı oluştuğunu, kaybın sulama yetersizliğine bağlı olduğuna ilişkin olarak 2011/52 D.İş sayılı tespit dosyasının mevcut olduğunu; bu sebeple, ürünün sulanması gereken zamanda sulanamadığını ve bu durumun üründe verim kaybına sebep olduğunu, davalı kurumun gerekli özeni ve ihtimamı göstermediğini, gerekli bakımı ve onarımı yapmadığı için ağır ihmal sonucu davacının zararına sebep olduğunu; bu nedenlerden dolayı, bu davayı açma gereği duyduğunu beyanla; anılan nedenlerden ötürü, davanın kabulü ile, davalı taraftan 14.500,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, dava konusu olayın meydana gelmesinde kusurunun olmadığını, söz konusu olayda elektrik enerjisi alan abonenin kullandığı elektriğin kompanze edilmesi için gerekli tedbirleri almadığının ortada olduğunu; ayrıca, söz konusu olayın elektrik kullanıcılarının aşırı elektrik tüketimleri ve kaçak elektrik kullanımı nedeniyle enerji nakil hatlarının aşırı yüklenmesi nedeniyle meydana geldiğini, büyük bir coğrafı alanda tehlikeli ve bir o kadar zor kamu hizmetini ifa ettiğini, aşırı elektrik kullanımı ve kaçak elektrik kullanımı nedeniyle sadece kendi işletme olanaklarıyla bu tür olayları önlemesinin mümkün olmadığını; olayda ayrıca, davacının da hasarın oluşumunda müterafik kusuru olduğunun ortada olduğunu, öncelikle davacı tarafın ağır kusurlu halinin gözetilmesini; mahkeme aksi kanaatte ise, Borçlar Yasası"nın 43 ve 44.maddeleri birbirlerini tamamlayan hükümleri çerçevesinde olayın ele alınıp zararın artmasında davacı tarafın müterafik kusurunun olduğunun gözönünde bulundurulması gerektiğini, savunarak; haksız açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Anılan karar, Dairemizin, 17/04/2014 tarihli ve 2013/20854 Esas - 2014/6323 Karar sayılı ilamı ile; " ... Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
1-)Yerel mahkemece bilirkişi raporuna ve hükme dayanak yapılan tespit dosyasında davacı tarafından niza konusu dalgıç pompasıyla sulandığı beyan olunan taşınmazların mülkiyet ve zilyetlik durumuna ilişkin herhangi bir araştırma yapılmamıştır. İlgili taşınmazlar yönünden tapu kaydı, ÇKS (Çiftçi Kayıt Sistemi) kaydı veya herhangi bir kira sözleşmesi aranmaksızın salt davacının beyanları doğrultusunda tespit yapılmış, bu itibarla eksik inceleme ve araştırmaya dayalı tespit dosyası doğrultusunda bilirkişi raporu tanzimi cihetine gidilmiş, ilgi bilirkişi raporu davanın kabulüne yönelik mahkeme kararına dayanak yapılmıştır.
2-)Ayrıca, elektrik gerilim hatlarındaki dalgalanmalar nedeniyle dalgıç pompaların yanması neticesinde sulama yapılamayan arazide meydana gelen zarar iddiasına karşılık, davacının dava konusu edilen taşınmazını yanan dalgıç pompası dışında başka bir şekilde sulama imkanının ya da yandığı iddia edilen dalgıç pompasının tamir edilerek veya yenisi takılarak kullanma olanağının bulunup bulunmadığı, dalgıç pompasının tamir süreci de araştırılarak sonucu dairesinde karar ittihazı ciheti gerekirken, mahkemece açıklanan olgular gözetilmeyerek, hüküm tesisine elverişli olmayan eksik inceleme ve araştırmaya dayalı bilirkişi raporlarına dayanarak, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir... " gerekçesi ile bozulmuş,mahkemece bozmaya uyularak , bozma kararının 1. bendinde belirtilen araştırmalar yapılmış ancak 2. bendinde belirtilen araştırmalar yapılmadan, davanın kabulüne karar verilmiş , hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2 - Mahkemece, her ne kadar bozmaya uyma kararı verilmiş ise de; bozma gerekleri tam olarak yerine getirilememiştir.
Kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep (kazanılmış) hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz.
Bozulan bir hükmün, bozma sebepleri dışında kalan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle; kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Zira, kesinleşmiş olan kısımlar, lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak teşkil eder.
Somut olayda; mahkemece uyulan Dairemizin bozma ilamının 2 . bendinde dalgıç pompasının tamiri ve başka sulama imkanları konusunda araştırma yapılması gerektiği açıklanmış ve bu konuda davalı lehine usuli müktesep hak oluşmuştur.
O halde, mahkemece; Dairemizin anılan bozma ilamında belirtildiği üzere, ayrıntılı inceleme ve tam olarak araştırma yapılarak varılacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, bozma gereği yerine getirilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.