15. Ceza Dairesi 2014/22165 E. , 2017/9713 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs
HÜKÜM : a-Sanık ... hakkında; TCK’nın 158/1-k, 35, 62, 50/1-a, 52/2, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
b-Sanık ... hakkında; TCK’nın 158/1-k, 35, 39/1, 2-b, 62, 50/1-a, 52/2, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
... adına kaydı bulunan ancak sanık ...’nun kullandığı .... plakalı aracın sanık ...’ın yeğeni ...’in sevk ve idaresindeyken 01.01.2012 tarihinde tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası yaptığı, araçta maddi hasarın fazla olması ve ...’in sürücü belgesinin olmaması, alkollü olması ve aracın kasko sigortasının da olmaması nedeniyle sanık ...’nun kazayı resmi kurumlara bildirmediği, kaza sonrasında sanık ...’nun aracı diğer sanık ...’in “ben acenteyi tanıyorum, bu işi hallederiz” diyerek yönlendirmesi üzerine mağdur ... şirketine kasko sigortası ile sigortalattığı ve 13.01.2012 tarihinde saat 23.00 sıralarında ilk kaza yapılan yere aracı götürerek yeni kaza olmuş gibi ihbarda bulunduğu, kolluk görevlilerinin aldıkları duyum üzerine kazanın aslının ne şekilde olduğunu öğrendikleri, bu şekilde sanık ...’nun kasko sigortası bedelini almak amacıyla nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs ettiği, sanık ...’in de yol ve yöntem göstererek suçun işlenmesine yardım ettiği ve .....’ın işini kolaylaştırarak nitelikli dolandırıcılığa teşebbüse yardım etme suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda,
1-Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde:
Sanık, katılan ve tanık beyanları, kriminal raporları ile dosya kapsamına göre, suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a-Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
b-Sanık hakkında belirlenen temel gün adli para cezasının, para cezasına çevrilmesi sırasında uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 50/1-a maddesinin yazılarak CMK"nın 232/6. maddesine aykırılık oluşturulması,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, fakat, bu aykırılığın yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanun"un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;hüküm fıkrasından; adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak sırasıyla ""20 gün"", ""10 gün"", ""8 gün"" ve ""160 TL"" adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "" 5 gün "" , "" 2 gün "", "" 1 gün "" ve "" 20 TL "" adli para cezası ibaresinin eklenmesi ile hükmün ilgili bölümlerinde yer alan “TCK’nın 50/1-a” ibaresinin çıkartılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Suça iştirakten dolayı sorumlu tutulabilmek için ilgili suçun en azından teşebbüs aşamasına varmış olması gerekir" biçiminde düzenlenmiştir. Suçun icrasına iştirak etmekle birlikte, işlenişine bulunduğu katkının niteliği gereği kanuni tanımdaki fiili gerçekleştirmeyen diğer suç ortaklarına "şerik" denilmekte olup, kanunda şeriklik; azmettirme ve yardım etme olarak iki farklı şekilde düzenlenmiştir. Buna göre, kanuni tanımdaki fiili gerçekleştirmeyen veya özel faillik vasfını taşımadığı için fail olmayan suç ortağı, gerçekleşen fiilden, "bağlılık kuralı" uyarınca sorumlu olmaktadır.
TCK"nın 39. maddesi kapsamındaki yardım ise, asli iştirakin dışında kalan, fakat sonucun meydana gelmesi bakımından nedensellik değeri taşıyan hareketi ifade eder. Burada fiil üzerinde hâkimiyet kurulmamakta, sadece suçun icrası kolaylaştırılmaktadır. Yardım edenin hareketi asli faile nazaran suçu yaratıcı ve yapıcı bir nitelik taşımayıp, destekleyici, hazırlayıcı veya kolaylaştırıcı bir durum arzettiğinden yardım eden ikincil bir konumda yer almaktadır. TCK"nun 39/2. maddesindeki düzenlemeye göre, yardım etme; maddi yardım ve manevi yardım olarak ikiye ayrılmaktadır. Bir suçun işlenmesine maddi yardımda bulunma çok çeşitli şekillerde ortaya çıkmakla birlikte anılan maddede maddi yardım; suçun işlenmesinde kullanılan araçları temin etmek, suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında maddi yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak olarak sayılmıştır. Manevi yardım ise; suç işlemeye teşvik, suç işleme kararını kuvvetlendirmek, suçun işlenmesinden sonra yardımda bulunmayı vaad etmek, suçun nasıl işleneceği konusunda yol göstermek, şeklinde belirtilmiştir.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanık ...’in, diğer sanığı teşvik ettiği iddia edilmiş ise de, hasarlı aracın parasının sigortadan alınmasında sanık ...’in herhangi bir menfaatinin bulunmadığı, alınacak sigorta parasından sadece sanık ...’ın yararlanacağı, buna göre, sanık ...’in teşviki ve yardımıyla suçun işlendiğinin kabul edilemeyeceği, aksi kabul edilse bile sanığın aşamalarda değişmeyen beyanlarında suçlamaları kabul etmediği, diğer sanığın soyut beyanından başka sanığın suçun işlenmesine yardım ettiğine dair mahkumiyete yeter kesin ve inandırıcı deliller bulunmadığı ve suça iştirake dair yasal koşulların oluşmadığının anlaşılmasının karşısında, sanığın atılı suçtan 5271 sayılı CMK’nın 223/2-a,e maddesi gereğince beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de;
a-Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
b-Sanık hakkında belirlenen temel gün adli para cezasının, para cezasına çevrilmesi sırasında uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 50/1-a maddesinin yazılarak CMK"nın 232/6. maddesine aykırılık oluşturulması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 24/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.