Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/22085
Karar No: 2017/9709
Karar Tarihi: 24.04.2017

Nitelikli dolandırıcılık - hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - özel belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/22085 Esas 2017/9709 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2014/22085 E.  ,  2017/9709 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, özel belgede sahtecilik
    HÜKÜM : 1-Sanık ... hakkında, nitelikli dolandırıcılık, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, özel belgede sahtecilik suçlarından; beraat
    2-Sanık ... hakkında, özel belgede sahtecilik suçundan; beraat
    3-Sanık ... hakkında;
    a-TCK’nın 155/2, 62, 52/2, 58. maddeler gereğince mahkumiyet
    b-TCK’nın 207/1, 62, 58. maddeler gereğince mahkumiyet
    4-Sanıklar ... ve ... hakkında;
    a-TCK’nın 155/2, 39/1-2,c 62, 52/2, 51, 53. maddeler gereğince mahkumiyet (ayrı ayrı)
    b-TCK’nın 207/1, 39/1-2,c 62, 52/2, 51, 53. maddeler gereğince mahkumiyet (ayrı ayrı)

    Nitelikli dolandırıcılık, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, özel belgede sahtecilik suçlarından sanık ...’in beraatine ilişkin hükümler ile özel belgede sahtecilik suçundan sanık ...’ın beraatine ilişkin hüküm o yer Cumhuriyet Savcısı ve katılan vekili tarafından; hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanıklar ..., ... ve ...’in mahkumiyetlerine ilişkin hükümler sanıklar müdafiileri tarafından, ayrıca sanıklar ... ve ... hakkındaki mahkumiyetler hükümleri o yer Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;

    Sanıkların ortağı oldukları ....ve .... Limited Şirketine ait ve şirketin finansal kiralama yoluyla kiraladığı makine ve ekipmanları, alacaklılardan ve diğer şirket ortaklarından kaçırarak ayrı bir şirket kurdukları ve bu makineleri yeni binaya götürdükleri, şirketi fazla borçlandırdıkları, şirkete ait çek hesabından şirket yetkilisi sanık ...’ye çek keşide ettirmek suretiyle mali olarak şirket kasasını boşalttıkları, şirkete ait karar defterine şirket ortağı olan katılanlar .... ve .... adına sahte imzalar atarak karar aldıkları, şirketin muhasebe işlerine bakan sanığın da bu işlere iştirak ettiği, böylece sanık ...’in nitelikli dolandırıcılık, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve özel belgede sahtecilik suçlarını, sanık ...’ın özel belgede sahtecilik suçunu, sanıklar ..., ... ve ...’in hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda,
    1-Sanık ... hakkında, nitelikli dolandırıcılık, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, özel belgede sahtecilik suçlarından verilen beraat hükümleri ve sanık ... hakkında özel belgede sahtecilik suçundan verilen beraat hükmü ile sanıklar ..., ... ve ... hakkında özel belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde;
    Sanıklar ... ve ...’ın, diğer sanıkların eylemlerine iştirak ettiklerine, söz konusu belgelerin sahte olduğunu bildiklerine ve bilerek kullandıklarına dair mahkumiyete yeter kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, sanık, katılan ve tanık beyanları ile dosya kapsamına göre, özel belgede sahtecilik suçunun sanıklar ..., ... ve ... tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
    Sanıklar ... ve ...’in TCK’nın 37. maddesi kapsamında sahte özel belgeyi bilerek kullandıkları ve suçu asli faille birlikte işledikleri gözetilmeden, aynı Kanun’un 39. maddesi kapsamında yardım eden sıfatıyla cezalandırılmaları suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre;katılan vekilinin ve o yer Cumhuriyet Savcısının; beraat hükümlerinin yerinde olmadığına; sanıklar müdafiilerinin de mahkumiyet hükmü verilen suçların sabit olmadığı gerekçelerine dayanan temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
    2-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde;
    Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması,malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi,failin kendisine verilen malı,veriliş gayesinin dışında,zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi,değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. TCK’nın 155. maddesinin gerekçesinde, bu suçla mülkiyetin korunması amaçlanmaktadır. Ancak, söz konusu suçun oluşabilmesi için eşya üzerinde mülkiyet hakkına sahip olan kişi ile lehine zilyetlik tesis edilen kişi (fail) arasında bir sözleşme ilişkisi mevcuttur. Bu ilişkinin gereği olarak taraflar arasında mevcut olan güvenin korunması gerekmektedir. Bu mülahazalarla, eşya üzerinde mevcut sözleşme ilişkisiyle bağdaşmayan kasıtlı tasarruflar, cezai yaptırım altına alınmıştır. Suçun konusunu oluşturan mal üzerinde belirli bir şekilde kullanmak üzere fail lehine zilyetlik tesisi gerekir. Bu nedenle, güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için hukuken geçerli bir sözleşme ilişkisinin varlığı gereklidir, açıklaması yapılmıştır. Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere yasa koyucu tarafından mülkiyetin korunması amacıyla getirilen güveni kötüye kullanma


    suçu, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyetliği kendisine devredilmiş olan taşınır veya taşınmaz bir mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunulması veya bu devir olgusunun inkâr edilmesiyle oluşmaktadır. TCK’nın 155. maddesinde sözü edilen zilyetlik kavramı 4721 sayılı Medeni Kanun’un 973. maddesinde; “bir şey üzerinde fiilî hâkimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir” şeklinde açıklanmış, asli ve fer’i zilyetlik ise Kanun’un 974. maddesinde; “Zilyet, bir sınırlı aynî hak veya bir kişisel hakkın kurulmasını ya da kullanılmasını sağlamak için şeyi başkasına teslim ederse, bunların ikisi de zilyet olur. Bir şeyde malik sıfatıyla zilyet olan aslî zilyet, diğeri fer"î zilyettir” biçiminde tanımlanmıştır. Güveni kötüye kullanma suçunda malın teslimi, belirli biçimde kullanılmak için hukuka ve yöntemine uygun, aldatılmamış özgür bir iradeye dayanılarak tesis edilmektedir. Söz konusu suçun oluşabilmesi için eşya üzerinde mülkiyet hakkına sahip olan kişi ile lehine zilyetlik tesis edilen fail arasında bir sözleşme ilişkisi mevcut olmalı ve bu hukuki ilişkinin gereği olarak taraflar arasında oluşan güvenin korunması gerekmektedir. Bu amaçla, eşya üzerinde mevcut sözleşme ilişkisiyle bağdaşmayan kasıtlı tasarruflar ve devir olgusunu inkâr yasa koyucu tarafından cezai yaptırım altına alınmıştır. Eğer mülkiyet hakkına sahip olan kişi ile lehine zilyetlik tesis edilen fail arasında hukuken geçerli bir sözleşme ilişkisi yoksa usulüne uygun bir teslim olmayacağı için güveni kötüye kullanma suçu da oluşmayacaktır. Zira, hukuksal anlamda geçerli bir sözleşmeden söz edilebilmesi için tarafların iradelerinin aldatılmamış olması gerekmektedir. Ayrıca bu suçun oluşabilmesi için mağdur tarafından zilyetliğin sanığa tam bir şekilde devredilmesi gerekmektedir.
    Bu hukuksal bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, katılanlar tarafından, aynı şirketin ortakları olan sanıklara herhangi bir şekilde zilyetlik devrinin yapılmadığı, bütün ortakların şirketi birlikte idare ettikleri, sanıklar tarafından kaçırılan malların tam bir şekilde sanıkların uhdesine bırakılan mallar olmadığı, sanıklar ile katılan arasında bir iş ilişkisi değil ortaklık ilişkisinin bulunduğu, bu nedenle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun yasal unsurlarının somut olayda oluşmadığı, sanıkların sahte belge tanzim ederek hileli hareketlerle şirketin diğer ortaklarının zararına haksız menfaat temin etmeleri eyleminin, 5237 TCK’nın 157/1. maddesi kapsamında basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurularak fazla ceza tayini,
    Kabule göre de; sanıklar ... ve ...’in TCK’nın 37. maddesi kapsamında suçu asli faille birlikte işledikleri gözetilmeden, aynı Kanun’un 39. maddesi kapsamında yardım eden sıfatıyla cezalandırılmaları suretiyle eksik ceza tayini ,
    Kanuna aykırı olup, o yer Cumhuriyet Savcısının ve sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, 24/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi