Esas No: 2021/5928
Karar No: 2022/2616
Karar Tarihi: 30.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/5928 Esas 2022/2616 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İlamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemiyle açılan dava sonucu, mahkemece alacaklıyı kötü niyetli bulmadığı gerekçesiyle kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir. Temyiz üzerine dosya Daireye gönderilmiş ve Hukuk Genel Kurulu'nca da aynı şekilde karar verilmiştir. İcra ve İflas Kanununun 67. maddesi uyarınca alacaklının kötüniyetle icra takibinde bulunduğu ve itirazın iptali davası açtığı kanısına varılması gerektiği belirtilmiştir. Ancak, bu koşulların gerçekleşmediği ve davacı aleyhine tazminata hükmedilmemesi gerektiği belirtilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67. maddesi uyarınca kötüniyet tazminatına mahkum edilebilmesi için alacaklının kötüniyetle icra takibinde bulunduğu ve itirazın iptali davası açtığı kanısına varılması gerekmektedir. Ayrıca, kararda belirtilen diğer kanun maddeleri bulunmamaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki dava sonucu mahkemece verilen 26.06.2013 gün ve 2011/285-2013/181 sayılı hükmün (kapatılan) Yargıtay 19. Hukuk Dairesince 08.01.2014 gün ve 2013/15780-2014/788 sayılı ilamla bozulması üzerine yukarıda tarih ve sayısı belirtilen direnme kararına ilişkin dava dosyası 02.12.2016 tarih ve 6763 sayılı Yasa'nın 43 ve geçici 4/1. maddesi uyarınca dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosyadaki kağıtlar okundu gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Karapınar İcra Müdürlüğünün 2010/1373 esas sayılı dosyası ile yapılan ilamsız icra takibine davalı tarafın haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davacı firmanın davalıdan alacaklı olduğu hususunun ticari kayıt ve defterlerin incelenmesi sonucunda tespit edileceğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve %40'dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, icra takibine dayanak belge ve faturalara dayalı olarak davacının herhangi bir alacağının ve akdi bir ilişkinin olmadığını savunarak davanın reddine ve %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyulmayarak, takip dayanağının cari hesap ekstresi ve Bursa 6. Noterliği'nin 23.10.2007 tarihli ve 18630 yevmiye nolu ihtarnamesine bağlı faturalar olduğu, tarafların ticari defterleri getirtilerek yaptırılan bilirkişi incelemesinde, davacı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olmasına rağmen davalı tarafın defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, davacı defter kayıtlarında davalıdan 33.468,20TL alacağının olduğu ancak TTK’nın 85. maddesi anlamında taraf defterlerinin birbirini teyit etmediği, defterindeki kayıtların davacı lehine tek başına delil teşkil etmeyeceği, dosyaya sunulan faturalar ve irsaliyeler üzerindeki imzaların davalı şirket yetkililerince inkârı üzerine davacı şirket tarafından verilen kesin süre içerisinde irsaliye ve fatura asıllarının imza incelemesine esas olmak üzere dosyaya sunulmadığı, davacı tarafın fatura muhteviyatı emtianın davalıya teslimini yazılı bir belge ile kanıtlayamadığı gerekçesiyle, önceki kararda direnilerek davanın reddine, davalı yararına %20 kötüniyet tazminatına karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca direnme uygun bulunmakla davacı vekilinin uyuşmazlık noktasına ilişkin temyiz itirazları reddedilerek, kötü niyet tazminatına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Dairemize gönderilmiştir.
Dava alacağın tahsili amacıyla yapılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanunun 67. maddesinin 2. fıkrasında “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir” hükmü uyarınca alacaklının kötüniyet tazminatına mahkum edilebilmesi alacaklının kötüniyetle icra takibinde bulunduğu ve itirazın iptali davası açtığı kanısına varılması gerekir. Bu koşulların gerçekleştiği dosya kapsamından anlaşılmadığı, ayrıca kötü niyeti kanıtlama yükümlülüğü davalıya ait olup davalı tarafından davacının kötü niyeti kanıtlanmadığı gibi davacının kötü niyetine dair dosya içerisinde her hangi bir delil de bulunmadığından davacı aleyhine tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 30/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.