14. Hukuk Dairesi 2019/4307 E. , 2020/4482 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28/02/2014 gününde verilen dilekçe ile irtifak hakkına müdahalenin önlenmesi ve yıkım talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 28/06/2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, irtifak hakkına yönelik elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 168 ada 88 numaralı parsel üzerinde inşa edilen Sanayi Sitesi C Blok’da bulunan davalı kooperatif adına kayıtlı ve diğer davalı ... tarafından kullanılan dükkanın, 154 kv ... Enerji Nakil Hattı altında müvekkil şirkete ait irtifak hakkını ihlal edecek şekilde yapıldığını beyanla, yapının müvekkil şirkete ait irtifak hakkını ihlal eden kısımlarının yıkılmak suretiyle müdahalenin men"ine, yıkım sonrasında oluşacak yıkıntının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... cevap dilekçesinde, taşınmazın kooperatif tarafından yapıldığını, kullanım hakkının kendisine devredildiğini, sorumluluğunun bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı Kooperatif vekili, taşınmaz üzerinde 1973 ve 2005 yıllarına ait iki farklı irtifak hakkının bulunduğunu, dava konusu dükkanının sanayi sitesine ait proje kapsamında inşaa edildiğini, belediyenin kooperatifin bulunduğu dava konusu taşınmazı imar kapsamına alarak ve yapı ruhsatı verdiğini, eğer ihlal var ise belediyenin bundan sorumlu olduğunu beyanla, müvekkil kooperatif yönünden davanın reddine karar verilmesini ve davanın ... Belediye Başkanlığına ihbar edilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan ... vekili yargılama aşamasında, davanın kurumla bir ilgisi olmadığını beyan etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kooperatif vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 10.12.2018 tarihli 2016/9950 Esas, 2018/8800 Karar sayılı ilamı ile “Davacı vekili dava dilekçesinde 168 ada 88 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki tehlikeli kısımlarda müdahalenin men"i ve kal talebinde bulunmuş, mahkemece 168 ada 117 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, 168 ada 120 parsel sayılı taşınmaz üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. UYAP vasıtasıyla ve dosyada bulunan tapu kayıtlarının geldisi-gittisi üzerinden yapılan sorgulamada, dava dilekçesinde yer alan 168 ada 88 parsel sayılı taşınmazın 25.04.2014 yılında tevhit yoluyla bilirkişi raporunda adı geçen 168 ada 117 parsel haline geldiği, ardından 168 ada 117 sayılı parselin ifraz yoluyla 168 ada 120 ve 121 sayılı parseller halini aldığı, bunlardan mahkemece hüküm kurulan 168 ada 120 sayılı parselin ise 19.01.2015 tarihinde imar uygulamasıyla 25 ayrı parsel numarasına gittiği anlaşılmaktadır. Açıklanan yönüyle tereddüt hasıl olduğundan, anılan taşınmazlardan hangisinin dava konusu olduğu davacıya açıklattırılarak taraf teşkilinin kontrol edilmesi; dava konusu olan taşınmaz başında keşif yapılarak infaza elverişli şekilde bir hüküm kurulması gerekirken eksik araştırma ve incelemeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; “Yargıtay bozma ilamından da anlaşıldığı üzere dava konusu taşınmaz ile ilgili netlik bulunmadığından ve davalıların davanın açılmasında haksız olduklarına dair bir tespit yapılamadığından yargılama giderleri ve vekalet ücretinden davacı tarafın sorumlu olduğu kanaatine varılarak bu hususta hüküm kurmak gerekmiştir" gerekçesi ile davanın konusuz kalması sebebi ile esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına, vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 331. maddesinin 1. fıkrasına göre; "Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder."
Somut olaya gelince; davacı Şirket vekilinin 21.05.2019 ve 27.06.2019 tarihli UYAP üzerinden gönderdiği beyan dilekçelerinde dava konusu parselde EKAT Yönetmeliğine aykırılığın Enerji İletim Hattının yenilenmesi nedeniyle sona erdiğinin beyan edilmesi üzerine davanın konusuz kaldığı anlaşılmıştır. Davanın açıldığı tarihte davalı taşınmaz maliki kooperatif tarafından inşaa edilen dükkanın davacı şirket lehine tesis edilen irtifak hakkına tecavüzde bulunduğu taşınmaz başında yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporları ile sabit olmuştur. Davacı şirketin dava tarihinde dava açmakta haklı olduğu anlaşıldığından mahkemece, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesi, yine hüküm tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T. uyarınca maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı şirkete ödenmesine yönelik hüküm kurulması gerekirken, yargılama giderlerinin davacı şirket üzerinde bırakılması ve davalı lehine vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiş; kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 08.07.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.