2. Ceza Dairesi 2020/9569 E. , 2020/6129 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mala zarar verme
HÜKÜM : Davanın reddi
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;
1- Her ne kadar mahkemece, sanık hakkında aynı katılana yönelik olarak İstanbul 50. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/434 Esas, 2014/315 Karar sayılı dava dosyasında alınan bilirkişi raporunda 04/07/2012 tarihli ve 02/10/2013 tarihli mala zarar verme eylemlerinin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin tespit edildiği, iddianame tarihinin 03/10/2013 olup hukuki kesintinin bulunmadığı, anılan mahkemece zincirleme suç hükümleri uygulanmadan karar verilmişse de kanun yararına bozma yoluna gidilerek TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanma ihtimalinin bulunduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmişse de; dosya arasına alınan gerekçeli karar, iddianame ve 14/04/2014 tarihli bilirkişi raporuna göre, İstanbul 50. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/434 Esas, 2014/315 Karar sayılı dava dosyasında sadece 04/07/2012 tarihli mala zarar verme eylemi nedeniyle kamu davası açıldığı ve anılan mahkemenin 10/07/2014 tarihli kararında, sadece bu eylem nedeniyle TCK’nın 151/1. maddesi uyarınca 2.400,00 TL adli para cezasına hükmedildiği ve kararın kesin olduğu, temyize konu davada ise iddianame ile 02/10/2013 tarihli mala zarar verme eylemi nedeniyle kamu davası açıldığı anlaşılmakla; hukuki kesinti bulunmasa da her iki eylem arasında yaklaşık 1 yıl 3 ay gibi uzun bir zaman aralığının bulunduğu, suç kastının yenilendiği ve 02/10/2013 tarihli eylemin ayrı suç işleme kararı doğrultusunda gerçekleştirildiği gözetilmeden, zincirleme suç hükümlerinin uygulanma koşullarının oluştuğundan bahisle yerinde görülmeyen ve dosya içeriğine uygun olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi,
2- TCK’nın 151/1. maddesinde düzenlenen mala zarar verme suçunun soruşturulması ve kovuşturulmasının, fiilin ve failin öğrenilmesinden itibaren 6 aylık şikayet süresine tabi olduğu, katılan vekilinin 04/08/2014 havale tarihli dilekçesi ile 02/10/2013 tarihli eylem yönünden suç duyurusunda bulunduğu anlaşıldığından, katılan tarafından 02/10/2013 tarihli eylemin failinin sanık olduğunun ne zaman öğrenildiği, şikayetin süresi içinde olup olmadığının araştırılması ve anılan dava dosyasında kamera görüntülerinin incelenmesine dair bilirkişi raporları ile CD’lerin de bulunması nedeniyle delillerin bir bütün halinde incelenmesi için İstanbul 50. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/434 Esas, 2014/315 Karar sayılı dava dosyasının aslının veya denetime elverişli onaylı suretinin getirtilerek incelenmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayininin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
3- Sanık üzerine atılı mala zarar verme suçunun, 5237 sayılı Kanun’un 168/1. maddesi gereğince etkin pişmanlık hükümlerine tâbi olduğu, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesinin 3. fıkrasında “Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez” şeklinde düzenlenen “...etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar...” kısmının madde metninden çıkarılarak, etkin pişmanlık hükümlerine tâbi suçların da uzlaştırma kapsamına alındığı ve böylece sanığın üzerine atılı mala zarar verme suçunun uzlaşma hükümlerine bağlı bulunması karşısında, 5271 sayılı Kanun’un “Uzlaşma” başlıklı 253. maddesi hükümlerinin öncelikle uygulanması suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
4- Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 02/10/2013 yerine 04/07/2012 olarak yanlış gösterilmesi,
5- Kabule göre de;
İstanbul 50. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/434 Esas, 2014/315 Karar sayılı dava dosyasının aslının veya onaylı suretinin getirtilerek incelenmesi, yapılacak inceleme sonucunda aralarında hukuki kesinti bulunmayan sanığın aynı katılana yönelik 04/07/2012 ve 02/10/2013 tarihli eylemlerinin bir suç işleme kararının icrası kapsamında olduğu ve TCK"nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği kabul edildiğinde ise; sanık hakkında TCK"nın 151/1, 43/1. maddeleri uyarınca uygulama yapılarak sonuç olarak hükmedilecek cezadan, İstanbul 50. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/07/2014 tarihli ve 2013/434 Esas, 2014/315 Karar sayılı ilamında 04/07/2012 tarihli suç nedeniyle kesin olarak hükmedilen 2.400,00 TL adli para cezası indirilerek mahsup edildikten sonra, infazı gereken sonuç cezanın tespiti suretiyle uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verlmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 17/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.