23. Hukuk Dairesi 2012/4167 E. , 2012/6964 K.
"İçtihat Metni"
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Av. ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, arsa maliki müvekkili ile yüklenici şirket arasındaki 24.07.2005 tarihli düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yapı ruhsatının alınmasından itibaren 18 ayda müvekkiline isabet eden bağımsız bölümlerin oturma izni alınarak tesliminin kararlaştırıldığını, yapı ruhsatının 18.11.2005 tarihinde alınarak bağımsız bölümlerin eksiklikleriyle birlikte Haziran 2007"de teslim edildiği halde oturma izninin sözleşmede belirlenen sürede alınmadığını, 08.07.2008 tarihli protokolle oturma izninin alması için verilen 3 aylık ek sürenin de 08.10.2008 tarihinde dolmasına rağmen oturma izninin alınmadığını, sözleşmeyle inşaatın zamanında teslim edilmemesi halinde 6 aylık süre ile sınırlı olmak üzere aylık 50.000 Euro cezai şart belirlendiğini ileri sürerek, şimdilik 10.000 Euro cezai şart karşılığı 21.490,00 TL"nin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 21.01.2011 tarihli ıslahla 225.000 Euro karşılığı 474.602,00 TL cezai şart alacağının faiziyle birlikte tahsili istemiştir.
Davalı vekili, sözleşme uyarınca inşaat süresinin yapı ruhsatının alındığı tarihten itibaren 18 ay olduğu, oturma izninin ise teslim tarihinden sonra 6 ay içinde alınacağının kararlaştırıldığını, sözleşmede inşaatın teslimi ile oturma izni alınmasının birbirinden ayrıldığını, sözleşmenin 7. maddesinde oturma izninin alınmaması halinde cezai şart kararlaştırılmadığını, cezai şartın 18 aylık inşaat teslim süresine ilişkin olduğunu, müvekkilinin belirtilen sürede inşaatı bitirerek teslim ettiğini, kat malikleri ve kamudan kaynaklanan nedenlerle oturma izninin geciktiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, taraflar arasında düzenlenen 24.05.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 6. maddesi uyarınca davalı yüklenicinin yapı ruhsatı tarihinden itibaren 18 ay içinde inşaatı bitirerek teslim etmek ve bu tarihten itibaren 6 ay içinde de oturma izninin almak yükümlülüğünü üstlendiği, sözleşmenin 7. maddesinde ise ayrım yapılmaksızın 6. maddede
Kararlaştırılan sürelere uyulmaması halinde ilk üç ay için aylık 25.000 er Euro, sonraki 3 ay için ise 50.000 şer Euro cezai şart kararlaştırıldığı, ek protokole oturma izninin alınmasının 08.10.2008 tarihine kadar uzatılmasına rağmen oturma izninin alınmadığı ve iznin alınması için başvuru dahi yapılmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 21.490,00 TL" nin dava tarihinden yasal faiziyle, 453.112,50 TL"nin ise ıslah tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davacı arsa malikine isabet eden dairelerin sözleşmede belirlenen sürede teslim edilmemesi nedeniyle cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında düzenlenen 24.02.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 7. maddesindeki, 6. maddede öngörülen inşaat ruhsatının alındığı tarihten itibaren 18 ay içinde inşaatın projelerine ve detaylarına uygun olarak bitirilmiş ve oturulmaya hazır olarak teslim edileceği hükmüne uygun olarak,bu süre içinde teslim edilmeme halinde 818 sayılı Borçlar Kanun’unun 158/2. maddesi ( 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 179/2. maddesi) uyarınca ifaya ekli cezai şart kararlaştırılmış ise de, taraflar arasındaki işin Haziran 2007 tarihinde fiilen teslim edildiği ve bağımsız bölümlerin kullanılmaya başlandığı konusunda çekişme bulunmadığından kararlaştırılan cezai şartın iskan alınmama durumuna da teşmil edilerek yüklenicinin iskan ruhsatı almadığından bahisle cezai şarta hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Bunun yanında, yukarıda değinildiği üzere taraflarca sözleşmenin 7. maddesinde hüküm altına alınan cezai şart, hukuki niteliği gereği ifaya ekli cezai şarttır. Alacaklının bu tür bir cezai şart alacağını talep edebilmesi için Borçlar Kanunu"nun 158/2. maddesi gereğince teslim sırasında ihtirazi kayıt ileri sürmesi gerekmektedir. Somut olayda, davacının teslim sırasında inşaatı ihtirazi kayıtla teslim aldığına dair herhangi bir kanıt bulunmadığından, esasen davacının cezai şart isteme hakkı bulunduğu kabul edilse bile açıklanan bu nedenle dahi davanın reddi gerekir.
Kabule göre de, davacı yanca ıslahla talep edilen miktara ticari temerrüt faizi talep edilmiş olmakla, bu faiz mahiyeti itibariyle 3095 sayılı Kanun’un 1/1. maddesi hükmünce yasal faiz uygulanmasını gerektirdiğinden ıslahla artırılan kısım yönünden istem dışına çıkılarak HMUK’nun 74 ve HMK’nun 26. maddelerine aykırı şekilde istemden fazlaya hükmedilmesi de doğru olmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir olunan 900,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 27.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.