4. Hukuk Dairesi 2013/18038 E. , 2013/20152 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı... Başkanlığı"na asaleten .....İl Müdürlüğü vekili Avukat ... tarafından, davalılar ...Bakanlığı vdl. aleyhine 02/05/2011 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 17/07/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere göre davacının davalılardan .......Tic. Ltd. Şti. ile ilgili verilen karara yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalılardan Dr. ... ile ilgili karara yönelik temyiz itirazları açısından;
Dava, yersiz ödenen tıbbi malzeme bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, İş Mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalılardan ... Devlet Hastanesinde uzman doktor olarak görevli olan davalı ..."un dava dışı dokuz hastaya inkontinasta madde enjeksiyonu işlemi yapıldığı, paket fiyata dahil olduğu halde ayrıca temin edilmiş gibi gösterilen tıbbi malzemeler nedeniyle davalı şirkete fazla para ödenmesine neden olunduğu belirterek; bu bedelin tazminini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy.K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.
Davaya konu edilen olayda, davalı doktorun görevi sırasında tedavide kullandığı malzemeler nedeniyle, davacının fazla ödemede bulunmasına neden olduğu iddia edildiğine göre Anayasanın 129/5. maddesi gereğince davalı kamu görevlisi hakkında adli yargı yerinde dava açılamayacağından kast ve kusur aranmaksızın bu davalı hakkında husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken; görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Diğer davalı ... ile ilgili karara yönelik temyiz itirazları açısından;
Davalı ... bir kamu tüzel kişisi olup; kural olarak, işlem ve eylemleri kamusal nitelik taşır. Somut olayda, davalı bakanlığa bağlı çalışan doktorun görevini gerektiği şekilde yapmadığı bu sebeple fazla ödemeye neden olduğu iddia edilmiştir. Görevin gereği gibi yerine getirilmemesi hizmet kusuru niteliğindedir. İdarenin hizmet kusurundan doğan zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince İdare’ye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Görev sorunu, açıkça veya hiç ileri sürülmese de kendiliğinden (re’sen) dikkate alınır. Mahkemece, davalılardan ...Bakanlığına karşı açılan davada yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi yerine işin esasının çözümlenmesi usul ve yasaya mutlak aykırılık oluşturmaktır. Karar açıklanan nedenle yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
Mahkemece bu yön gözetilerek, yukarıda belirtilen davalı hakkında da yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (1) no"lu bentte gösterilen nedenlerle davalı ...... Tic. Ltd. Şti."ne yönelik temyiz itirazlarının reddine; (2) no"lu bentte gösterilen nedenle davalı Dr. ... yönünden; (3) no"lu bentte gösterilen nedenle davalı ... yönünden BOZULMASINA; bozma nedenine göre davacının davalılar Dr. ... ile ...Bakanlığı"na yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 18/12/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13/1. maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabilir. İdare aleyhine böyle bir davanın açılabilmesi, hizmet kusurundan kaynaklanmış, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır. Kamu görevlisinin, özellikle haksız eylemlerde, Anayasa ve özel yasalardaki bu güvenceden yararlanma olanağı bulunmamaktadır.
Dava dilekçesinde belirtilen maddi olgulardan gerçek kişi davalının salt kişisel kusuruna dayanıldığının anlaşılması karşısında öncelikle bu iddia doğrultusunda delillerin toplanıp değerlendirilerek sonuca varılması gerekir.
Öte yandan, davaya konu malzeme bedellerinin tahsil ve teslim edildiği dönem itibariyle 506 sayılı kanun hükümleri uygulanarak uyuşmazlığın çözümü gerektiği (Yargıtay 10. Hukuk Dairesi"nin 2011/1096 Esas, 2011/14217 Karar sayılı ve 2010/914 Esas, 2011/7189 Karar sayılı ilamları emsal gösterilerek) vurgulanarak görevsizlik kararı verildiği gözetildiğinde husumet ve yargı yolu değerlendirmesinin de görevli mahkemece yapılması gerektiği görüşüyle dairemizin bozma kararının (2) ve (3) no"lu bentlerine katılmıyorum.18/12/2013