11. Hukuk Dairesi 2017/5405 E. , 2019/2025 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 7. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 16/11/2016 tarih ve 2014/927 E. - 2016/836 K. sayılı kararın asıl davada davalı ve asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince verilen 19/10/2017 tarih ve 2017/793- 2017/904 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl davada davalı ve asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin ... plakalı özel halk otobüsünün sahibi olduğunu, bu aracı davalı Alp Gıda İnş. Turz. Taş. İnş. Ltd. Şti"ye satışı konusunda şirket yetkilisi ... ile 15/04/2013 tarihinde alım satım konusunda anlaşma yapıldığını, davalı tarafın otobüs ve otobüs hattı için 202.500,00 TL ödemeyi kabul ettiğini, şirket yetkilisinin 122.500,00 TL nakit ödeme yaptığını, aracın trafik tescil kaydı üzerinde kredi borçları nedeniyle mülkiyeti muhafaza kaydı bulunduğundan devir işleminin gerçekleştirilemediğini, davalı tarafın kredi ve vergi borçlarını ödeyerek devrin sağlanması konusunda anlaşmalarına rağmen davalı tarafın kredi borcunun sadece bir taksitini ödediğini, devam eden taksitleri ödemediğini için banka tarafından müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını ve satışa konu aracın bağlandığını, davalı tarafın edimlerini yerine getirmemesine rağmen devir işlemini gerçekleştirilmesi için müvekkiline ihtarname gönderdiğini daha sonra da teminat amacıyla verilen 500.000,00 TL bedelli senedin icra takibine konulduğunu, bu amaçla ... 17. İcra Müdürlüğünün 2013/15176 sayılı dosyasında müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, icra takibinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek icra takibinden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve davalıların İİK 72 madde uyarınca %20"den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Asıl davada davalılar vekili, icra takibinin geçerli bir kambiyo senedine dayalı olduğunu, senedin ne için alındığını müvekkilinin ispat etmek zorunda olmadığını savunarak, davanın reddini ve davacıdan %20"den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı şirket vekili, 27/03/2013 tarihinde ... plaka sayılı toplu taşıma aracının müvekkiline satışı konusunda taraflar arasında anlaşma yapıldığını, satış bedeli ve hat bedeli karşılığında 500.000 TL"nın elden birleşen davada davalıya verildiğini, araç üzerine çekilen krediler, ödenmemiş vergiler ve ipoteklerden kaynaklanan borçlar nedeniyle resmi satış işleminin gerçekleştirilemediğini, aracın zilyetliğinin de müvekkiline devredildiğini, buna rağmen aracın devri yapılmadığından bahisle icra takibi başlatıldığını ileri sürerek, aracın hat ile birlikte davacı şirkete hükmen devrine, bunun mümkün olmaması halinde davalıdan satış bedeli olarak 500.000 TL alacaklı olduklarından bu hususta alınan 27.3.2013 keşide tarihli 500.000 TL bedelli senedin bu alacağa karşılık olarak davalı tarafından tahsil kabiliyetinin olduğunun tespitine ve senede dayalı olarak davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan ... 17 İcra Müdürlüğünün 2013/15176 Esas sayılı dosyasında davalının yaptığı itirazın iptaline, %40"tan az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, ayrıca dava konusu aracın, aracın iade edildiği tarihe kadar hesaplanacak kazanç kaybının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, birleşen davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, tarafların ..."na ait özel halk otobüsünün satışı konusunda adi yazılı ve sözlü anlaşmalar yaptığı, trafiğe tescilli aracın satışına yönelik olması nedeniyle yapılan bu sözleşmelerin 2918 sayılı KTK 20/e, d bentleri uyarınca geçersiz bulunduğu, ayrıca taraflar arasındaki sözleşmeler yönünden ifa imkansızlığının oluştuğu, bu nedenle tarafların karşılıklı olarak birbirlerine verdiklerini talep edebileceği, buna göre asıl davada davacı tarafın dava konusu 500.000 TL bedelli teminat senedinden dolayı, fiilen aldığı 126.275,00 TL"den borçlu olup ve bunun dışında kalan 373.725 TL"den dolayı borçlu olmadığı, aynı şekilde birleşen davada da davacı tarafın fiilen ödediği 126.275 TL"yi talep etmekte haklı olduğu gerekçesiyle asıl davada davanın kısmen kabulüne, takibe konulan 500.000 TL bedelli senedin 373.725 TL tutarından davacının borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne, 126.275,00 TL"nın 25/09/2013 tarihinden itibaren değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazla talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı asıl davada davalı ve asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, asıl sözleşmenin geçersiz sayılması nedeniyle teminat senedinin de geçersiz sayılması gerektiğinin tabii olmasına, bu durumda ise anılan senet dolayısıyla borçlu bulunulmadığının tespitine dair asıl davanın tamamen kabul edilmesinin gerekmesine, mahkemece hem menfi tespit istemine ilişkin asıl davanın hem de esasen aynı bedelin tahsiline ilişkin birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmesi suretiyle mükerrer tahsil tehlikesine neden olunması doğru değilse de, asıl davada davacı tarafça istinaf isteminde bulunulmadığından ve aleyhe istinaf yasağı bulunduğundan, mahkemece yapılan bu yanlışlığın istinaf nedeni yapılamamış olmasına, birleşen davada da otobüsün fiilen asıl davada davacı-birleşen davada davalıda kaldığının sabit bulunması karşısında, mahkemece birleşen davada davacı tarafından, birleşen davada davalıya ödendiği sabit olan meblağın tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizliğin bulunmamasına göre, asıl davada davalı ve asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf itirazlarının esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davalı ve asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı ve asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 25.542,15 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl davada davalı ve asıl davada davalı-birleşen davada davacıdan alınmasına, 12/03/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.