9. Hukuk Dairesi 2021/6065 E. , 2021/10354 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacı işçinin sözleşmesinin davalı tarafından işin bitimi nedeni ile feshediliğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatlarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacı işçinin davalı iş yerinde çalışmasının aralıklı olduğunu ve bu çalışmalarına ilişkin hizmet süresi hesaplanarak davacıya tazminatlarının ödendiğini, bu ödemelerle ilgili iki adet ibraname bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bozma İlamı ve Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemenin davanın kısmen kabulüne ilişkin kararı davalının temyizi üzerine Dairemizin , 14/01/2019 tarih ve 2019/781 esas, 2014/5815 karar sayılı ilamı ile; "…Somut olayda davacının 1967-2008 tarihleri arasında Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre davalı iş yerinde aralıklı çalışmasının bulunduğu ve Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında bazı dönemlere ilişkin dava dışı şirketlerde çalışmasının bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda aynı tespit yapılmış ise de; raporun sonuç kısmında davacının 1967-2008 tarihleri arasında davalı iş yerinde kesintisiz çalıştığının kabulüne göre rapor hazırlanmış ve mahkemece de yazılı gerekçe ile söz konusu bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Mahkemece yapılacak iş davacının Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında davalı iş yeri nezdinde geçen çalışma süresi ve dosya arasında bulunan 1993-1995 yıllarına ilişkin davacının çalışmasını gösterir bordrolar dikkate alınarak davacının hizmet süresinin tespiti ile kıdem ve ihbar tazminatı hakkında karar verilmesinden ibarettir.
3-Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık konusu ise davalı tarafından kıdem tazminatına mahsup edilmek üzere davacıya ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkindir.
Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda 2004 yılından sonra davalı tarafça davacıya yapılan iki adet ödemenin hesaplanan kıdem ve ihbar tazminatından mahsubu doğru olmuştur. Ancak davacı vekili tarafından davacıya 1992 yılında emekli olduğu tarihte davalı işveren tarafından bir maaş tutarında ödeme aldığının belirtildiği görülmüştür. Mahkemece yapılan bu ödemeye ilişkin denetime elverişli olmayacak şekilde, hesaplanan kıdem tazminatından 1,14 TL"nin mahsup edilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece yapılacak iş 92 yılında yapılan ödemenin faizi ile birlikte güncel Türk Lirasına çevrilerek çıkacak sonucun bozma ilamının 2 nolu bendi gereğince yapılacak hesaplamalardan mahsubuna karar verilmesinden ibarettir." gerekçesi ile bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyularak Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre davacının 01.07.1967- 29.07.1992, 01.10.1992-30.08.1995 ve 01.10.2004-20.11.2008 tarihleri arasında aralıklı olarak toplam 7634 gün çalışma süresi olduğu belirlenmiş, bu süreye göre hesaplanan kıdem tazminatından 1992 yılında 1,14 TL olarak ödeme yapıldığı beyan edilen miktarın güncel halinin 1.140,00 TL olduğu kabul edilerek faiziyle mahsup edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde taraf vekillerince tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dosya içeriğinden, davanın 06.05.2013 tarihinde açıldığı, davacının, yargılama aşamasında 10.08.2017 tarihinde öldüğü, davacı vekilinin davacı müteveffanın mirasçıları olduğunu belirttiği kişilerden vekalet aldığı ve veraset ilamını sunduğu anlaşılmaktadır.
Davacının yargılama sırasında vefatı üzerine davaya mirasçılar tarafından devam edilmesi için veraset ilamı ve vekaletname sunulmasına rağmen gerekçeli karar başlığında mirasçıların adlarının yazılmaması ve hükmün mirasçılar lehine oluşturulmaması hatalıdır.
3-Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık konusu ise davalı tarafından kıdem tazminatına mahsup edilmek üzere davacıya ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkindir.
Dosyada mevcut kıdem tazminatı bordrosu ve belgelere göre müteveffa davacı işçi için 29.07.1992 tarihli fesih nedeniyle ödenen kıdem tazminatı miktarı 12.804,452 TL olup liradan altı sıfır atıldığı için ödenen miktarın bugünkü karşılığı 12,80 TL’dir. Bu miktar üzerinden faiziyle birlikte mahsup gerekirken ödenen miktarın varsayımsal olarak bugünkü değerinin 1.140,00 TL kabulü hatalıdır. Ayrıca müteveffa davacı işçiye 2008 yılında 1.011,49 TL kıdem tazminatı ödemesi yapılmış olup bu miktarın da faiziyle hesaplanan kıdem tazminatından düşülmesi gerekir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 16.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.