15. Hukuk Dairesi 2020/2856 E. , 2021/2068 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
- K A R A R -
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı arsa sahibi kooperatif ile dava dışı ...Uluslararası İnş. A.Ş. arasında ... 1. Noterliği’nin 04.01.1994 tarih ve 552 yevmiye nolu inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 10. maddesindeki devir serbestisi nedeniyle inşaat yapım işlerinin şirket tarafından 01.09.2002 tarihinde ...’na, bu kişinin de yapım işlerini tarihsiz devir sözleşmesi ile ...’a devrettiğini, ...’ın yüklenici olarak inşaat işlerini yaparken davalı kooperatifin 2010 yılı Temmuz ayında sözlü olarak sözleşmeyi feshettiğini bildirmesi üzerine ... tarafından ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/816 Değ. İş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını, düzenlenen bilirkişi raporuna göre yüklenici ...’ın 3.322.322,71 TL alacaklı olduğunun belirlendiğini, ...’ın 23.12.2004 tarihli temlik sözleşmesi ile davalı kooperatiften olan hak ve alacaklarını davacıya devir ve temlik ettiğini belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 900.000,00TL’nin tahsilini talep etmiş, 13.10.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 953.169,36 TL artırarak 1.853.169,36 TL’ye çıkartmıştır.Davalı kooperatif vekili cevap dilekçesinde özetle, zamanaşımı süresinin dolduğunu, bu nedenle borçlu olmadığını, tam tersine dava dışı yükleniciye fazla ödeme yaptığı gerekçesiyle alacaklı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, dava dışı yüklenici ...’ın ... 9. Noterliği’nin 07.08.2009 tarih ve 24143 yevmiye numaralı ihtarı ile davalı kooperatiften hakediş alacağı olarak 744.447,00 TL talep ettiğinden, davacı temlik alanın da bu taleple bağlı olduğu gerekçesiyle 744.447,00 TL’nin davalıdan tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmiştir.Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dairemizin 2019/1216 Esas – 2020/2189 Karar ve 08.07.2020 tarihli kararı ile, mahkeme kararının; “ Davalı kooperatif tarafından dava dışı yüklenici ...’a gönderilen 14.09.2009 tarihli ... 7. Noterliği 30083 yevmiye nolu ihtarnamede yüklenicilik işinin fiilen bittiği, yüklenicinin şantiyeden uzaklaştırıldığı, yüklenicinin iş yerine gelmediği bildirilerek eylemli fesih iradesinin ortaya konulduğu, iş bedeli alacağının sözleşmenin feshi halinde fesih iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla muaccel hale geleceği, fesih ihtarının yükleniciye 15.04.2009 tarihinde tebliğ edildiğinden 5 yıllık zamanaşımı süresinin bu tarihte başladığında 15.04.2014 tarihinde zamanaşımı süresinin dolduğu, usulden reddine karar verilen ...3. Asliye Ticaret Mahkeme’sinin 2010/406 Esas sayılı dosyasının zamanaşımı süresini kesici etkisinin bulunmadığı, davalı kooperatifin temlik edene karşı ileri sürebileceği defileri temlik alana karşı da ileri sürebileceği dikkate alındığında davanın zamanaşımından reddine karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle davalı yararına bozulduğu anlaşılmıştır.Bozma kararına karşı davacı temlik alan tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
1- Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre HUMK’nın 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uymayan davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki karar düzeltme taleplerinin reddi gerekmiştir.
2- 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 154. maddesinde zamanaşımını kesen nedenler düzenlenmiştir. Söz konusu maddenin ikinci fıkrasına göre, alacaklı, dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa, icra takibinde bulunmuşsa ya da iflas masasına başvurmuşsa işlemeye başlayan zamanaşımı süresi kesilir. Söz konusu madde de zamanaşımı süresinin sadece dava açılması ile değil, açılan bir davada alacağın def’i yoluyla ileri sürülmesi halinde de kesileceği düzenlenmiştir. Örneğin, iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmede bir tarafın açtığı davada diğer taraf ödemezlik def’ini ileri sürerse kendi alacağına ait zamanaşımı kesilmiş olur. Def’iler kural olarak dava dilekçesinin tebliğinden itibaren yasal süre içerisinde ileri sürülmelidir. Bu aşamadan sonra ileri sürülebilecek def’iler savunmanın genişletilmesi yasağı ile karşılaşabilecektir. Def’inin usulüne uygun olarak ileri sürüldüğü tarih itibariyle zamanaşımı süresi kesilmiş olacaktır.Somut uyuşmazlık bu bakımından değerlendirildiğinde; davalı kooperatif tarafından dava dışı yüklenici ... ile ... aleyhine ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/887 Esas sayılı dosyası ile 07.10.2009 tarihinde icra takibine konulan senetten dolayı borçlu olunmadığının tespitine dair dava açıldığı, dava dışı ...’ın da iş bedelinin tahsili istemiyle 01.09.2010 tarihinde ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2010/406 Esas sayılı davayı açtığı, iş bu davanın asıl davayla birleştirilmesine karar verildiği, yapılan yargılama sonunda mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın da süresinde gider avansının yatırılmaması nedeniyle reddine karar verildiği, kararın davacı kooperatif tarafından temyiz edilmesi sonucunda Dairemiz’in 2012/6445 Esas – 2013/4357 Karar ve 04.07.2013 tarihli kararı ile asıl dava yönünden kararın bozulduğu, bozma sonrasında dosyanın 2014/840 Esas sayısını aldığı ve dosyanın iş bu dava dosyasının sonucunu beklediği anlaşılmıştır. Dairemizin bozma kararında da belirtildiği üzere, dava dışı yüklenici tarafından açılan ve gider avansının yatırılmaması nedeniyle reddedilen birleşen dava, zamanaşımı süresini kesmez ise de davalı kooperatif tarafından açılan asıl davada, davalı yüklenici süresinde verdiği cevap dilekçesinde kendisinin kooperatiften iş bedeli alacağı olduğuna ilişkin defide bulunmuştur. Az yukarıda açıklandığı üzere zamanaşımı süresi sadece dava açılması ile değil, açılan bir davada alacağın def’i yoluyla ileri sürülmesi halinde de kesileceğinden yüklenici bu savunmasıyla iş bedeli alacağı yönünden işlemeye başlayan zamanaşımı süresini kesmiştir. TBK 157. maddesi uyarınca da, bir dava veya def’i yoluyla kesilmiş olan zamanaşımı, dava süresince tarafların yargılamaya ilişkin her işleminden veya hâkimin her kararından sonra yeniden işlemeye başlayacak olup söz konusu davanın yargılamasının halen devam ettiği anlaşıldığından dava dışı yüklenicinin iş bedeli alacağı zamanaşımına uğramamıştır. Dairemizin 2019/1216 Esas, 2020/2189 Karar ve 08.07.2020 tarihli bozma ilamı bu nedenle hukuka uygun olmamış, mahkeme kararının zuhulen bozulduğu anlaşılmıştır.Mahkemece davacı tarafından yatırılan toplam 31.647,50 TL harcın yargılama giderlerine dahil edilerek kabul ve red oranına göre paylaştırılması doğru olmamış ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 438/VII. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer karar düzeltme istemlerinin reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2019/1216 Esas, 2020/2189 Karar sayılı, 08.07.2020 tarihli bozma ilamının kaldırılmasına, hükmün son paragrafında bulunan “34.395,80 TL ile 13.816,79 TL” rakamlarının çıkartılmasına, yerine “2.748,30 TL ile 1.099,32TL” rakamları ile yine aynı paragrafın sonuna “davacı tarafından yatırılan toplam 31.647,50 TL peşin ve ıslah harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” cümlesinin eklenmesine, ayrıca az yukarıda zamanaşımı ile ilgili açıklamanın da kararın gerekçe kısmına eklenmesine, kararın değiştirilmiş ve genişletilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde davacıya iadesine, 29.04.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.