Esas No: 2022/65
Karar No: 2022/15840
Karar Tarihi: 10.10.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2022/65 Esas 2022/15840 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ankara Sulh Ceza Hakimliği, şüphelilerin nitelikli dolandırıcılık suçlamaları nedeniyle yapılan soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına karar vermişti. Ancak Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, bu karara karşı kanun yararına bozma isteminde bulundu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, şüpheliler hakkındaki soruşturmanın genişletilmesi gerektiği yönündeki görüş üzerine karar bozuldu. Kararda, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160. ve 170/2. maddeleri ile 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 58/1. maddesi detaylı bir şekilde açıklandı.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 09.11.2021 tarih ve 2021/14957 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 24.12.2021 tarih ve KYB-2021/138221 sayılı ihbarname ile;
Nitelikli dolandırıcılık suçundan şüpheliler ... ..., ..., ..., ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 06/02/2019 tarihli ve 2017/43766 soruşturma, 2019/15061 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Ankara 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 09/03/2021 tarihli ve 2020/5097 değişik iş sayılı kararının "1- 5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Dosya kapsamına göre, müşteki şikayet dilekçesinde özetle; ortağı olduğu şirketten şüphelilerin, şirketin ortaklarından ve borçlu bulunduğu alacaklılarından mal kaçırmak maksatlı hareket ettikleri, şirket lehine hükmedilen alacağın arada bir sözleşme olmamasına rağmen şüpheli ...'a devrinin dolandırıcılık suçunu teşkil ettiği şeklinde beyanda bulunduğu, başlatılan soruşturma sonunda, suçun icra suçu olduğu dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, müştekinin ... İnşaat Turizm Sanayi Ticaret Anonim Şirketinin ortağı olduğu, ...’ın şirket avukatı olduğu diğer şüphelilerin ise yönetim kurulu üyeleri oldukları, şirketin Ağrı Suçatağı 300 Yataklı Devlet Hastanesi inşaatı işini yüklendiği, inşaat %60 oranında tamamlandıktan sonra İdare tarafından ihale edilen işin tamamlanamayacağı görüşü ile sözleşmenin feshedildiği ve şirket tarafından verilen 3.052.000,00 Türk lirası teminat mektubunun nakde çevrildiği, istihkak bedellerinin ödenmediği, bu nedenle şirket tarafından İdare aleyhine Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde 2012/745 esasa kayden açılan davanın şirket lehine sonuçlandığı, dava sonucunda şirket lehine hükmedilen 3.867.094,06 Türk lirasının şirket adına işlem yapma yetkisi olan ... tarafından Avukat ...’a temlik edilmesi karşısında, bu temliğin şüpheli ...'ın avukatlık hizmetinin karşılığı olarak verilip verilmediğinin, bu çerçevede yaptığı hangi işlerin bedeli olarak verildiğinin araştırılarak, şayet iddia edildiği gibi arada bir vekalet sözleşmesi olmamasına rağmen şirket yetkilisi tarafından Avukat ...'a şirketin malvarlığından yapılan temlik eylemi sebebiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığının araştırılması, anılan şirketin defter, kayıt ve belgeleri usulünce getirtilerek bilirkişi raporu aldırılması gerekirken, eksik soruşturmaya dayalı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itiraz üzerine soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde,
2-Şüpheli ...'ın avukat olduğu ... İnşaat Turizm Sanayi Ticaret Anonim Şirketinin Toplu Konut İdaresinden alacağının muvazaalı şekilde temlik edildiği iddiası ile bu temlikin vekalet ücretine mahsuben yapıldığı şeklindeki savunma karşısında müsnet fiilin görev sırasında işlenmiş bir suç niteliğinde görülerek, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58/1. maddesi uyarınca soruşturma izni verilip verilmeyeceğinin takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığı'na gönderilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden" bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
İncelenen dosya içeriğine göre; kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 06.02.2019 tarihli, 2017/43766 Soruşturma ve 2019/15061 Karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin merci Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 09.03.2021 tarih ve 2020/5097 Değişik İş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA; müteakip işlemlerin mahallinde takdir ve ifasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 10.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.