Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/5056 Esas 2012/6926 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/5056
Karar No: 2012/6926
Karar Tarihi: 26.11.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/5056 Esas 2012/6926 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, bir senetten dolayı alacaklı olan davacının, borçlunun iflas etmesi halinde iflas talebinde bulunması ve davalının itirazının kaldırılması talebine ilişkindir. Mahkeme, davacı ile davalı arasında gerçek bir alacak borç ilişkisi olduğunun ispat edilemediğine karar vermiştir. Karar, davacı tarafından temyiz edilmiş ancak temyiz itirazları reddedilmiştir. İİK'nun 173/2. maddesi hükmü gözetilerek aynı Yasa'nın 166. maddesinde öngörülen usulle iflas talebinin ilan edilerek alacaklılara müdahale ve itiraz imkanı tanınarak bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
İİK'nun 173/2. maddesi, \"Mahkeme, dava dilekçesi ve varsa delillerle birlikte ilan edilen iflas talebini dosyada göstermek üzere kaydeder\" hükmünü içermektedir. İİK'nun 166. maddesi ise \"İflas talebi, mahkemece, bir ilanla toplanacak alacaklıların Kurulu tarafından görülecek bir duruşmaya bağlanır. Bu duruşmada, alacaklılar, takibin usulüne uygunluğunu ve alacağın miktarını ispat etmek zorundadırlar\" hükmünü içermektedir.
23. Hukuk Dairesi         2012/5056 E.  ,  2012/6926 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki iflas davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkilinin 1.5.2009 vadeli 250.000,00 TL bedelli senetten dolayı davalıdan alacaklı olduğunu, davalı aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü iflas yoluyla takibe itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek davalının itirazının kaldırılmasına ve iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, takibe sehven itiraz edildiğini, müvekkilinin davacıya borcu bulunduğunu, takip konusu borcu ödemelerinin mümkün olmadığını, depo emri tebliğine gerek bulunmadığını beyan etmiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesi"nin 21.01.2010 tarih ve 2009/11555 esas, 2010/4040 karar sayılı ilamı ile itirazın kaldırılması ve iflas davasında davalının itirazını geri alması halinde, İİK"nun 173/2. maddesi hükmü gözetilerek aynı Yasa"nın 166. maddesinde öngörülen usulle iflas talebinin ilan edilerek alacaklılara müdahale ve itiraz imkanı tanınarak bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulması üzerine, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacı ile iflas takibini kabul eden davalı arasında gerçek bir alacak borç ilişkisi olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.