Esas No: 2020/7469
Karar No: 2022/2677
Karar Tarihi: 31.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7469 Esas 2022/2677 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı banka, davalılara verilen kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptal edilmesi ve icra inkar tazminatı talebiyle dava açmıştır. Mahkeme, davanın kısmen kabulüyle takibin devamına ve kefillerin sorumluluğunun sona ermesi nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin kabul edilmesine karar vermiştir. Ancak istinaf sonucunda dava tarihi itibariyle yürürlükte olan yasa hükümleri ve yapılan yasa değişiklikleri dikkate alınarak karar değiştirilmiş ve davanın reddine karar verilmiştir. Kanunlar: 6215 sayılı kanun'un 23. maddesi, 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 17. maddesinin 21. fıkrasının b bendi, 5661 sayılı Kanunun 1. maddesinin 6. ve 7. fıkraları.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUKDAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Hadim Asliye Hukuk Mahkemesi verilen 14.07.2017 tarih ve 2007/12 E- 2017/138 K. sayılı kararın katılma yoluyla davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin süreden reddine-kısmen kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nce verilen 14.07.2020 tarih ve 2018/2497 E- 2020/712 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalılara kullandırılan kredinin, keşide olunan kat ihtarına rağmen ödenmemesi üzerine tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkili kooperatifin "Tarımsal Kooperatiflerin Yatırım Faaliyetlerine Yapılacak Devlet Yardımı Yönetmeliği" hükümleri çerçevesinde 2000 ila 2002 yılları arasında yatırım transferi programından toplam 101.672,00 TL kredi kullandığını, müvekkilinin toplam 73.932.023.727.- TL ödeme yaptığı gözetilmeksizin takipteki alacak tutarının ve faizin talep edilmesinin de doğru olmadığını, yapılan ödemeler ana borçtan düşülerek faiz hesabının yapılması gerektiğini savunarak davanın reddi ile her bir davalı yönünden ayrı ayrı %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 6215 sayılı kanun'un 23. maddesi ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda müşterek kefillerin kefaletlerinin sona erdiğinin bildirilmesi üzerine müşterek kefillerin kefaletlerinin sona erdiği kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, Hadim İcra Müdürlüğü 2007/8 Esas sayılı dosyasındaki itirazlarının 77.337,60-TL asıl alacak, 26.254,72-TL işlemiş faiz ve 1.312,74-TL üzerinden iptaline, takibin bu miktarlar üzerinden devamına, davanın kısmen reddi ile, 5661 sayılı Kanun'un 6215 sayılı Kanun değişikliğiyle kefillerin sorumluluğunun sona erdiği anlaşıldığından takibin kefiller yönünden iptaline, davacı vekili icra inkar tazminatı talep ettiğinden ve alacak likit kabul edildiğinden ana paranın %40’ı icra inkar tazminatı olan 30.935,04 TL'nin davalılardan müteselsilen ve müştereken alınarak davacı bankaya ödenmesine, karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili ve davalı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının süresi geçtikten sonra istinaf yoluna başvurduğu, istinaf isteminin reddi gerektiği, davacı banka ile davalı asıl borçlu kooperatif arasında bir örneği dosyada yer alan 21.10.2011 tarihli borç taksitlendirme sözleşmesi imzalandığı, bu durumda işbu sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 6111 sayılı Yasa'nın 6215 sayılı Yasa'nın 26. maddesi ile değişik 17. maddesinin 21/b bendi gereğince davalı tarım kooperatifinin bu kanunun yayımlanmasından önce kullandığı krediler sebebiyle davanın sona erdirilmesi gerektiği, ilk derece mahkemesince bu gözetilmeksizin yargılamaya devam ederek yazılı şekilde davanın esası hakkında karar verilmesinin doğru görülmediği, dosya kapsamı itibarıyla alınan bilirkişi raporlarına göre dava konusu icra takip tarihi itibarıyla davalıların borçlu oldukları, dolayısıyla işbu davanın açılmasına sebebiyet verdikleri, davalıların yargılama giderlerinden sorumlu olması gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin katılma yolu ile istinaf isteminin HMK'nın 347/2. ve 352. maddeleri gereği süreden reddine, davalılar vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüyle kararın kaldırılmasına, davalı asıl borçlu SS Avşar Tarımsal Kalkınma Kooperatifi yönünden 6215 sayılı Yasa'nın 26. maddesi ile değişik 6111 sayılı Yasa'nın 17/21-b maddesi gereği davanın reddine, davalı müteselsil kefiller ..., ..., ..., ..., ... yönünden 6215 sayılı Yasa'nın 23. maddesi ile değişik 5661 sayılı Kanunun 1. maddesinin 6. ve 7. fıkraları gereği davanın reddine, icra inkar isteminin reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava 16.03.2007 tarihinde açılmış olup yargılama sırasında yürürlüğe giren 6215 sayılı Yasanın 23/6 maddesi ile değişik 5661 sayılı Yasanın 1/6 ve 7 maddeleri ile kefillerin sorumluluğu sona erdirilmiş, 6215 sayılı Yasa'nın 26. maddesi ile 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 17. maddesinin 21. fıkrasının b bendinde yapılan değişiklikle de bu kanunun yayımlandığı tarihten önce dava konusu edilmiş ve/veya icra takibi başlatılmış alacaklar için, borçlu kooperatifin bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması halinde davaların sonlandırılacağı ve icra takiplerinin duracağı düzenlenmiştir. Davalı kooperatifin ve kefillerin bu Kanun hükümlerinden yararlanacak olması nedeniyle yargılama sırasında yapılan yasa değişikliği dikkate alınarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi isabetsiz ise de istinaf mahkemesince dava tarihi itibariyle dava açmakta haklı bulunan davacı lehine yargılama giderine hükmedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. madddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 31/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.