11. Hukuk Dairesi 2017/5086 E. , 2019/2022 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ...(Kapatılan) 2. fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 08/12/2016 tarih ve 2015/145 E., 2016/182 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 20/09/2017 tarih ve 2017/407-2017/2734 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Neylan Islamoğlu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin GOLDMASTER markalı batarya, el feneri, akü gibi malları Çin"den ithal ettiğini, uzun yıllardır MASTER GOLD ve GOLDMASTER markasını kullandığını, davalının adına tescilli 2005/42049, 2007/35322, 2006/22980, 2007/50952 numaralı markaları 5 yıldır kullanmadığını ve bu markalar yönünden kullanmama nedeniyle dava dilekçesinde belirtilen sınıflar yönünden kısmen iptallerine, yine davalı adına tescilli esas unsuru Goldmaster olan 2010/43675, 2011/30995, 2011/73262, 2011/16779, 2010/22081, 2010/81341, 2011/71638, 2010/08066, 2013/23726, 2012/96087, 2012/07789, 2012/110899, 2012/96088, 2012/110898, 2011/112841 tescil nolu markaların, davacının gerçek hak sahibi olması ve kötüniyetli tescil nedeniyle dava dilekçesinde belirtilen sınıflar yönünden kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin GOLD ve GOLDMASTER ibareli pek çok seri markası olduğunu, bu markaların ..."de tescilli ve tanınmış marka olduklarını, kötüniyet ve gerçek hak sahipliği iddialarının doğru olmadığını, aksi kabul edilse dahi sessiz kalma yoluyla davacının hak kaybına uğradığını, tüm markaları kesintisiz kullandıklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafından ibraz edilen ticari defterler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde, davalı adına tescilli markalarda yer alan bir kısım malların faturalarda ve ticari defterlerde kullanılmış olduğunun anlaşılmış olması nedeniyle bu emtiaların dışında kalan mallar yönünden 556 sayılı KHK"nin 14.maddesine göre kullanmama nedeniyle 2007/35322, 2007/509523, 2006/22980, 2005/42049 nolu markalara ilişkin bir kısım mallar yönünden davanın kısmen kabulü ile iptallerine; 2010/43675, 2011/30995, 2011/73262, 2011/16779, 2010/22081, 2010/81341, 2011/71638, 2010/08066, 2013/23726, 2012/96087, 2012/07789, 2012/110899, 2012/96088, 2012/110898, 2011/112841 nolu markalar yönünden
davalı tarafın 1996 tarihinden beri "GOLDMASTER" markasını seri markalar yaratmak suretiyle kullandığı, kötü niyetli tescil konusunda herhangi bir delil sunulmadığı ve ispat edilemediği gerekçesiyle hükümsüzlük taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden kanuna aykırı bulunmadığı gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Markanın kullanmama sebebiyle iptali istemine ilişkin olarak, ilk derece mahkemesi kararından sonra, istinaf incelemesi aşamasında, davaya hukuki sebep olarak gösterilen mülga 556 sayılı marka KHK"nın 14. maddesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olması ve bu hususun Bölge Adliye Mahkemesince gerekçeli kararda zikredilmiş olmasının sonuca, usul ve yasaya aykırılık teşkil etmeyecek olmasına göre, yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı tarafların temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 12/03/2019 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, davalıya ait bazı markalar yönünden kullanmama nedenine bazı markalar yönünden ise gerçek hak sahipliği iddiasına dayalı hükümsüzlük istemine ilişkindir.
Mahkemece, kullanmama nedenine dayalı hükümsüzlük istemi yönünden bazı markaların kullanılmış olduğu tesbiti yapılarak dava kısmen kabul edilmiş; davacı vekilinin istinaf talebi üzerine ise Bölge Adliye Mahkemesi, mahkemenin gerekçesini irdeleyip değerlendirmeksizin Anayasa Mahkemesi"nin KHK"nın 14. maddesini iptal ettiği gerekçesiyle davacının istinaf istemini reddetmiştir.
HMK"nın 353/b-2 maddesi gereğince istinaf mahkemesi "... Kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında" duruşma yapmadan karar verir.
Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesi, ilk derece mahkemesinin gerekçesinden (davalının markaları kullandığı) tamamen farklı bir gerekçeyle (Anayasa Mahkemesi"nin KHK"nın 14. maddesinin iptal ettiği) aslında yeni bir karar verdiği halde, davacının istinaf istemini esastan redetmiştir. Esastan ret kararı, ancak HMK 353/b-1 madesi gereğince mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı taktirde verilebilir. Oysa, Bölge Adliye Mahkemesi bu yönde bir inceleme yapmamıştır. Bu nedenle de tamamen farklı bu gerekçeyle kendisinin yeniden esas hakkında karar vermesi gerekir. Hiç kuşkusuz, bu durumda da verilen karar, Bölge Adliye Mahkemesi kararı olacağından, HMK"nın 373. Maddesi gereğince temyizi
sonucu kararın bozulması halinde uyulup uyulmayacağına da Bölge Adliye mahkemesi karar verecektir. Esastan ret kararı verilmesi halinde ise Yargıtayın bozma kararı üzerine dosya ilk derece mahkemesine gidecek ve uyup uymamaya da mahkeme karar verecektir.
Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesi yerel mahkemenin kararını esastan denetlemeyip tamamen yeni bir gerekçeyle ret kararı vermiş olduğundan HMK"nın 353/b-2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında karar vermesi gerektiğinden çoğunluğun aksi yönündeki kararına katılmıyorum.
...