1. Hukuk Dairesi 2019/4363 E. , 2020/199 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : MENFİ TESPİT,TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen menfi tespit, tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istemli temyiz edilmiş ise de masraf yokluğundan duruşma isteği reddedilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, borçlu olmadığının tespiti ve yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteklerine ilişkindir.
Davacı ..., ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki 1/3 oranındaki payının davalı tarafından sahte imza ile düzenlenen bononun icra takibine konu edilmesi üzerine yapılan ihale sonucu alacağa mahsuben davalıya satışının yapıldığını,sözkonusu işlemin geçersiz ve yolsuz tescil niteliğinde olduğunu ileri sürerek borçlu olmadığının tespiti ve istirdat isteğinde bulunmuş, ıslahla davasını borçlu olmadığının tespiti ve tapu iptali ve tescil davası olarak devam ettirmiştir.
Yargılama sırasında davacı ...’in ölümü üzerine davaya mirasçıları tarafından devam olunmuştur.
Davalı, çekişme konusu taşınmaz payını alacağına mahsuben icra dosyasından ihale ile aldığını,icra takibinde yapılan imza itirazı üzerine bonodaki imzanın davacıya ait olduğunun tespit edildiğini ve kesinleştiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne dair karar, Dairece ilk kez; kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisinden bahisle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan inceleme sonucunda davanın kabulü ile ... 3. İcra Müdürlüğü’nün 2000/24414 esas sayılı takip dosyası nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil talebinin kabulü ile ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki davalı adına olan 1/3 oranındaki payın tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tesciline ilişkin karar, Dairece bu kez; ‘’ … çekişme konusu taşınmaz payının davalıya ihaleyle satışı ve davalı adına tescili sonucunu doğuran icra takibine dayanak bonodaki borçlu imzasının davacıya ait olup olmadığı hususunda 3 kişilik grafoloji uzmanı bilirkişi heyetinden rapor alınıp önceki raporlar arasındaki çelişki giderildikten sonra bir karar verilmesi gerekirken çelişkili raporlardan birisine itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. ‘’ gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde yeniden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, bozma ilamına uyulmakla, taraflar lehine usuli kazanılmış hak doğacağı ve mahkemece bozma gereklerinin yerine getirilmesinin gerekeceği kuşkusuzdur.
Ne var ki, mahkemece 13.09.2017 tarihli bozma ilamına uyulmasına rağmen, bozma ilamında açıklandığı şekilde hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme imkanı yoktur.
Şöyle ki; 13.09.2017 tarihli bozma ile icra takibine dayanak yapılan 15.11.1999 tanzim, 15.02.2000 vade tarihli 60 milyar (60.000,00 TL ) bedelli bonoda atılı bulunan imzanın davacının elinden çıkıp çıkmadığına ilişkin daha önce alınan raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesinin istendiği, bozma ilamından sonra dosyanın Jandarma Genel Komutanlığı ... Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği’ne gönderildiği, üç kişiden teşekkül eden heyetin 07.01.2019 tarihli raporunda ilgili senette atılı bulunan imzaların ... eli ürünü olup-olmadığı hususunda müspet ya da menfi bir kanaat bildirmenin mümkün olmadığının tespit edildiği, ancak 07.01.2019 tarihli raporda, daha önce alınan ve aralarında çelişki bulunan 11.03.2002, 15.06.2009 ve 03.06.2010 tarihli raporların tartışılmadığı, çelişkinin giderilmeye çalışılmadığı, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine uygun bir rapor aldırılmadan sonuca gidildiği anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, her biri farklı üniversite bünyesinden olmak üzere 3 kişilik grafoloji uzmanı bilirkişi heyetinden rapor alınarak yukarıda yer verilen raporlar arasındaki çelişkiler de tartışılmak suretiyle icra takibine dayanak bonodaki borçlu imzasının davacı ...’e ait olup olmadığının tespit edilmeye çalışılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bozma ilamının gerekleri yerine getirilmeden karar verilmesi doğru değildir.
Davalı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.