3. Hukuk Dairesi 2021/1712 E. , 2021/11568 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; maliki bulunduğu taşınmazın bir kısmının kamulaştırılması konusunda davalı ile imzaladığı protokolün 4. maddesinin; "Yola dahil edilerek kullanılması planlanan bu alandan dolayı mal sahibine ait tesisin iç yolu daralacağından daraltılan yola ait bu duvar yıkılarak, mal sahibinin belirlediği sınıra rektörlük tarafından yeni bir duvar yaptırılacaktır. Yaptırılan bu duvara karşılık mal sahibi, herhangi bir ödeme mükellefiyetine girmeyecektir." hükmünü içerdiğini, ancak davalının protokoldeki duvar yaptırma edimini yerine getirmemesi nedeniyle 47.200 TL bedel karşılığında duvar yaptırdığını, gönderdiği ihtara rağmen duvar bedelinin davalı tarafından ödenmediğini ileri sürerek, 47.200 TL"nin ihtar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; protokolden kaynaklanan yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın reddine dair verilen hüküm, davacı tarafın temyizi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 31/01/2018 tarihli ve 2015/39757 Esas 2018/1043 Karar sayılı kararıyla; “...Mahkemece, tarafları bağlayıcı nitelikteki ve taraflar arasında imzalanan davaya konu protokolün duvar yapımı ile ilgili maddesine ve geneline yanlış anlam ve yorum getirerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. O halde mahkemece, açıklanan hususlar doğrultusunda, protokolün değerlendirilmesi ve buna göre araştırma yapılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekir...” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13 üncü maddesinin (j) fıkrasına göre; Genel Bütçeye dahil idarelerin bu Kanunun 1 ve 3 sayılı tarifelerine giren bütün işlemleri harçtan müstesnadır.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 3708 sayılı Kanun ile değişik 56/b maddesi; “Üniversiteler ve ileri teknoloji enstitüleri genel bütçeye dahil kamu kurum ve kuruluşlarına tanınan mali muafiyetler, istisnalar ve diğer mali kolaylıklardan aynen yararlanırlar.” hükmünü içermektedir.
Buna göre mahkemece; harçtan muaf olmasına rağmen davalı üniversitenin bakiye karar ve ilam harcından sorumlu tutulması, ayrıca davacı tarafından peşin yatırılan harcın diğer yargılama giderlerine dahil edilerek davalı üniversiteden tahsiline karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlıkların düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması HUMK’nın 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü gereğidir.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının (2) ve (3) numaralı bentleri çıkartılarak yerlerine sırasıyla;
"2- Davalı üniversite harçtan muaf olduğundan, dava açıldığı sırada yatırılan 700,95 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya iadesine,",
"3-Davacı tarafından yapılan toplam 2.406,35 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,,”
bentlerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.