Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/13843
Karar No: 2019/2923
Karar Tarihi: 19.03.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/13843 Esas 2019/2923 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2018/13843 E.  ,  2019/2923 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine/karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi asıl davada davacı vekili ile duruşma talepsiz olarak katılma yolu ile birleşen davada davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19.03.2019 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı birleşen dosya davacı vekili Avukat ... ve karşı taraftan temyiz eden davacı birleşen dosyada davalı vekili Avukat . geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    KARAR
    Asıl dosyada davacı birleşen dosyada davalı vekili, 10829 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların (imar öncesi 871 parsel) vekil edeni, 870 parsel sayılı taşınmazın ise davalı adına tapuda kayıtlı olduğunu, vekil edeninin maliki bulunduğu bahse konu taşınmazlara davalının taşkın yapı yapmak suretiyle müdahale ettiğini belirterek, taşınmazlara yapılan elatmanın önlenmesine ve taşınmazlar üzerindeki muhdesatın yıkımına karar verilmesini istemiş, birleşen davanın ise reddini savunmuştur.
    Asıl dosyada davalı ... vekili, dava konusu taşınmaza müdahalesi olmadığını,poligon noktalarında meydana gelen karışıklıktan oluşan kaymanın kadastro yenileme çalışmaları ile giderildiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
    Asıl dosyada davalı birleşen dosyada davacı ... vekili, maliki olduğu 870 parsel sayılı taşınmazı 30/09/2005 tarihinde asıl dosyada davalı ..."ten satın aldığını, gerek davacıya ait taşınmazların gerekse maliki olduğu taşınmazların çeşitli tarihlerde imar işlemine tabi tutulduğunu, davacının iddia ettiği taşkın yapıların, ada bazında kaymalar sonucu oluştuğunu belirterek, davacıya ait 871 parsel sayılı taşınmaza (imar sonrası 10829 ada 1 ve 2 parsel) taşkın olan bölümün tespiti ile ifraz edilecek miktarın tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tescil edilmesine karar verilmesini istemiş, asıl davanın ise reddini savunmuştur
    Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen ilk karar, davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 02.10.2006 tarihli ve 2000/358 Esas, 2005/147 Karar sayılı ilamı ile “yargılama sırasında davalının taşkın yapının da üzerinde bulunduğu 870 parsel sayılı taşınmazı 3. kişiye satış yoluyla devrettiği dosya kapsamı ile sabittir. HUMK"un 186. maddesi uyarınca işlem yapılarak davada taraf teşkilinin sağlanması ve ondan sonra yargılamaya devamla hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra, taraf teşkili sağlanarak, davalı 870 parselin yeni maliki ..."ya karşı davaya devam edilmiş, yapılan yargılama neticesinde, davalı ... hakkındaki davanın kabulü ile davalının kendisine ait eski 870, yeni 4473 ada 5 nolu parsele inşa olunan 4 katlı binanın davacıya ait 4473 ada 6 nolu parsele 18,14 m2 aynı parseldeki 2 katlı binanın 6 nolu parsele 5,63m2 aynı parseldeki 2 katlı binadaki davacıya ait 4473 ada 7 nolu parsele 15,46 m2 tecavüzlü olduğu anlaşıldığından davalının vaki müdahalesinin men"i ile tecavüzlü olan yapıların kal"ine, taşınmaz temlik edildiğinden davalı ... hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hükmün asıl dosyada davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 23.10.2008 tarihli 2008/9294 Esas 2008/10673 Karar sayılı ilamı ile " ...2859 sayılı yasa uygulamasından önce davalı tarafından kendi taşınmazına inşa edilen yapının 10829 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlara taşkın olduğu ve anılan taşkınlığın 2859 sayılı yasa uygulaması ile giderilerek taşkın bölümün isabet ettiği kısmın davalı taşınmazında bırakıldığı, buna göre sicil kaydının oluşturulduğu, böylece taşkınlığın ortadan kalktığı, nevar ki, yukarıda da değinildiği üzere ... 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.12.2003 tarihli kesinleşen kararı ile 2859 sayılı Yasa gereğince gerçekleştirilen uygulamanın iptal edildiği,ancak iptal hükmünün infaz edilmek suretiyle sicile yansıtılmadığı, halen taşkın olan yapı bölümünün davalının sicil kaydı kapsamında bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir. O halde, uygulamanın iptaline ilişkin kesinleşen karar infaz edilerek sicil kaydı düzeltilmedikçe eldeki davanın dinlenilmesine olanak bulunmamaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, Anayasa"nın 138.maddesi son fıkrası gereğince, yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır, bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesine geciktiremez. 4721 sayılı TMK"nin 1027. maddesi “ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça tapu memuru, tapu sicilindeki yanlışlığı ancak mahkeme kararı ile düzeltebilir. Düzeltme, eski tescilin terkini ve yeni bir tescilin yapılması biçiminde olabilir” şeklindeki hükümler gözetildiğinde ... 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.12.2003 tarihli ve 2001/990 Esas, 2003/1491 Karar sayılı kararının da TMK"nin 1027.maddesinde sözü edilen mahkeme kararı olduğunda kuşku yoktur. Öte yandan kararın infazı için idareye başvurulduğu halde kesinleşen mahkeme kararı aleyhinde olanın idareye müracaat etmemiş olmasının kararın infazına engel teşkil etmeyeceği başka bir deyişle kararın infaz edilmeyişinin haklı ve geçerli bir sebebi olarak kabul edilemez. Bu durumda, sicilin anılan karar doğrultusunda düzeltilmesi ve eski geometrik ve mülkiyet durumunun ihyasının sağlanması bakımından davacıya olanak tanınması ve sicilin ihya edilmesi hususunun eldeki dava bakımından bekletici mesele sayılması, ondan sonra işin esası bakımından bir hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir..."gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemesince, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, temyize konu, davacı-birleşen dosyada davalının, davalı-birleşen dosyada davacı ..."ya yönelik açtığı meni müdahele ve kal davasının reddi ile; dava konusu davalı-karşı davacı ..."ya ait, 4473 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 374,29 m², davacı-birleşen dosyada davalı ..."e ait 4473 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 36,70 m², davacı-birleşen dosyada davalı ..."e ait 4473 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 216,94 m² yüzölçümü ile tapuya tesciline, ayrıca parseller üzerindeki tecavüz belirtmelerinin terkinine, davalı/birleşen dosyada davacının açmış olduğu ifrazen tapu iptali tescil davasının reddine, temlik eden önceki malik ... hakkında esasa ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm asıl dosyada davacı vekili ile katılma yolu ile birleşen dosyada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Asıl dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım, birleşen dava ise temliken tescil isteğine ilişkindir.
    Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden; 871 parsel sayılı taşınmazın 22.04.1996 tarihinde yapılan ifraz işlemi ile bir kısmının yola terki sağlanarak, 10829 ada 1 (217,36 m2) ve 10829 ada 2 parsel (36,51 m2) olarak dava dışı... adına tapuda tescil edildiği, asıl dosyada davacı ..."in 06.09.1996 tarihinde dava konusu taşınmazları satış yolu ile edindiği, aynı tarihte tapuda 870 parseldeki binanın bu parsele 15,92 m2 tecavüzlü olduğu belirtmesinin yapıldığı, 15.02.2000 tarihinde davaya konu taşınmazlarda 2859 sayılı Yasa uyarınca kadastro yenileme çalışmalarının yapıldığı ve taşınmazların 4473 ada 6 (216,94 m2) ve 7 parsel (36,70 m2) olarak tekrar davacı adına tescil olunduğu, yine davalı adına kayıtlı bulunan 870 parselin (381,25m2) davalı ... tarafından HUMK"un 186. maddesi uyarınca kendine dava yönlendirilen davalı ...’ya satış yoluyla temlik edildiği, anılan taşınmazın da kadastro yenileme çalışmaları ile 4473 ada 5 parsel (374,92 m2) olarak davalı ... adına tescil edildiği, dava konusu parsellerde yapılan bu kadastro yenilemesi işleminin ... 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.12.2003 tarihli ve 2001/990 Esas, 2003/1491 Karar sayılı ilamı ile iptal edilerek eski hale getirilmesine karar verildiği, anılan kararın kesinleştiği, kesinleşen bu kararın az yukarıda bahsi geçen Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin bozma ilamından sonra, tapuda infazının sağlandığı ve davacıya ait 4473 ada 6 parsel sayılı taşınmazın eskisi gibi 36,51 m2, 4473 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 217,36 m2, davalı ..."ya ait 4473 ada 5 parsel sayılı taşınmazın ise 381,25 m2 yüzölçümü ile yenilemeden önceki yüzölçümlerine uygun olarak tapuya tescil edildiği, dosya kapsamına alınan bilirkişi raporları uyarınca, yenileme işleminden önce davacıya ait taşınmazlara tecavüzün saptandığı, iptal edilen yenileme işlemi sonrasında ise davacının taşınmazına yapılan tecavüzün ortadan kalktığı anlaşılmaktadır.
    Olayları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ise, 1086 sayılı HUMK"un 74, 75 ve 76. maddeleri (HMK"nin 25, 26, 31 ve 33. maddeleri) gereğince, Hakime aittir. Ancak, 1086 sayılı HUMK"un 74. (6100 sayılı HMK"nin 26.) maddesine göre; hakim tarafların talep sonuçları ile bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez, duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebilir. Talepten fazlaya karar verilebilmesi ancak davalının muvafakatiyle mümkündür (HMK mad.141/2).
    Somut olayda, davacıya ait 10829 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili yenileme işleminin iptaline ilişkin mahkeme kararının tapuda infazı sağlanmış ve çekişmeli taşınmazlar yenilemeden önceki yüzölçümleri ile (davacıya ait 4473 ada 6 parsel 36,51 m2, 4473 ada 7 parsel 217,36 m2, davalı ..."ya ait 4473 ada 5 parsel 381,25 m2) tapuya tescil edilmiştir. Mahkemece, taşınmazların kadastro yenilemesi sonucu oluşan tapu kaydı durumundaki yüzölçümü ile tescil edilmesi gerektiği gerekçesi ile, taşınmazların yenileme sırasında belirlenen yüzölçümleri olan davacıya ait 4473 ada 6 parsel 36,70 m2, 4473 ada 7 parsel 216,94 m2, davalıya ait 4473 ada 5 parsel 374,29 m2 olarak tapuya tescil edilmesine karar verilmiş ise de, bu karar, az yukarıda bahsi geçen 1086 sayılı HUMK"un 74. (6100 sayılı HMK"nin 26.) maddesine aykırılık teşkil etmiştir. Şöyle ki, asıl dosya ve birleşen dosyada davacının dosya kapsamına göre böyle bir talebi olmadığı gibi, Mahkemece talepten fazlasına hükmedilmiş olması yanında, yenilemenin iptaline ilişkin olan ... 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.12.2003 tarihli ve 2001/990 Esas, 2003/1491 Karar sayılı ilamı da yok sayılmıştır.
    O halde, Mahkemece yapılması gereken iş, dava konusu taşınmazların yenileme işleminin iptali sonrasında oluşan son tapu kayıtlarına göre, dosya arasında yer alan 22.11.2004 tarihli dava konusu taşınmazlara yapılan müdahalelerin tespit edildiği bilirkişi raporu uyarınca davacıya ait taşınmazlara yapılan tecavüzün tespit edilerek, asıl dava ve birleşen temliken tescil talebini içeren dava hakkında bir karar vermek olmalıdır. Tüm bu hususlar düşünülmeden, yanılgılı değerlendirme ile talepten fazlasına hükmedilmiş olması, yanlış olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi hükümleri uyarınca 2.037,00 TL avukatlık ücretinin davacı-birleşen dosyada davalı ..."ten alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalı-birleşen dosyada davacı ..."ya verilmesine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi hükümleri uyarınca 2.037,00 TL avukatlık ücretinin davalı-birleşen dosyada davacı ..."dan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacı-birleşen dosyada davalı ..."e verilmesine ve HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 19/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi