Esas No: 2021/704
Karar No: 2022/2670
Karar Tarihi: 31.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/704 Esas 2022/2670 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, bir senet borcunun güncel para değeri üzerinden tahsil edilmesi nedeniyle açılmıştır. İlk kararda mahkeme davacılardan kaynaklı borçların kabul edilse bile senedin tanzim tarihine göre belirlenmesi gerektiği ve davalının 1996 tarihi itibariyle 24.000 TL borçlu olduğu sonucuna vararak kısmen kabul etmiştir. Ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, senet üzerinde yazılan miktara itibar edilerek yapılan para birimi değişikliği dikkate alındığında mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle direnme kararının uygun olduğunu belirtmiştir. Kararda TTK'nın 778. maddesi ile 676/1 maddesi, 5083 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Para Birimi Hakkında Kanun ve 01/01/2005 tarihinden geçerli olmak üzere TL'nin sonundan 6 sıfır atılması da yer almaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasındaki dava sonucu mahkemece verilen 09.07.2013 gün ve 2013/332-2013/1 sayılı hükmün (kapatılan) Yargıtay 19. Hukuk Dairesince 06.01.2014 gün ve 2013/16495-2014/570 sayılı ilamla bozulması üzerine yukarıda tarih ve sayısı belirtilen direnme kararına ilişkin dava dosyası 02.12.2016 tarih ve 6763 sayılı Yasa'nın 43 ve geçici 4/1. maddesi uyarınca dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosyadaki kağıtlar okundu gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalı tarafından davacı ... ile diğer davacıların murisi ... aleyhine icra takibi yapıldığını, takip konusu senet bedelinin gerçek değeri üzerinden ödendiğini, müvekkillerinin borçlu olduğu kabul edilse bile senedin tanzim yılının 1996 olup bono bedelinin de bu tarihe göre belirlendiğini, davalının bu bedeli istemesi gerekirken güncel para değerine göre talepte bulunduğunu belirterek takip konusu borçtan dolayı müvekkillerinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile %20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmayarak, bozma öncesi kararında direnerek, bonoda yazı ve rakamla belirtilen bedellerin arasında farklılık bulunduğu, TTK'nın 778. maddesinin atfıyla 676/1 maddesi uyarınca bonoda yazı ile gösterilen bedelin esas alınmasının gerektiği, 5083 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Para Birimi Hakkında Kanun ile 01/01/2005 tarihinden geçerli olmak üzere TL'nin sonundan 6 sıfır atıldığı, bu durumda davalının davacılardan 1996 tarihi itibari ile 24.000.-TL borçlu olduğu, ancak bu rakamın sonundan günümüz itibarı ile 6 sıfır atıldığı zaman bu rakamın 0,024 TL olduğu, davacıların davacıların ise bu senet bedelini ödediğini yazılı delille ispat edemediği, sonuç olarak davalının davacıların murisinde 0,024 TL borçlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının Serik 2.İcra Müdürlüğünün 2012/4580 esas sayılı dosyasındaki 24.000,00 TL'lik asıl alacak üzerinden olan takibin 23.999,97 TL'sinden davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takibin 0,024 TL üzerinden devamına, 23.999,97 TL asıl alacak üzerinden davalının davacıya %20'i oranında kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmiştir.
Direnme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olup, Yargıtay (Kapatılan) 19. H.D.’nin 30.01.2017 tarih 2016/20479 esas ve 2017/605 karar sayılı kararı ile bozma kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na gönderilmesine karar verilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nun 23.09.2020 tarih ve 2017/(19)11-912 esas ve 2020/662 karar sayılı ilamı ile, senet üzerinde yazı ile yazılan miktara itibar edilip para biriminde yapılan değişikliği de göz önünde bulundurarak 24.000,00 TL asıl alacak üzerinden yürütülen takibin 23.999,97 TL’sinden davalıya borçlu olunmadığının tespitine karar veren yerel mahkeme direnme kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle direnmenin uygun olduğu, davalı vekilinin tazminat yönünden temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.229,58 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 31/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.