18. Ceza Dairesi Esas No: 2015/12643 Karar No: 2016/498 Karar Tarihi: 13.01.2016
Kişilerin huzur ve sükununu bozma - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/12643 Esas 2016/498 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan mahkumiyet hükmü verilen bir davada yapılan temyiz başvurusunu incelemiştir. Yaptığı incelemede, suçun oluşabilmesi için eylemin sırf kişilerin huzur ve sükununu bozmak amacıyla tekrarlanması ve süreklilik arz etmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle, sanık ile müşteki arasındaki karşılıklı arama ve mesajlaşma eylemlerinin sırf huzur ve sükunun bozulması amacıyla gerçekleştiğine ilişkin yeterli delil bulunmadığından, sanığın mahkumiyetine karar verilmesi yanlış bulunmuştur. Ayrıca, TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğuna ilişkin hükmün Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle uygulanma imkanının ortadan kalktığı belirtilmiştir. Bu nedenlerden dolayı kararın bozulmasına ve yeniden yargılama yapılmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri: TCK’nın 125/1, 53/1-b.
18. Ceza Dairesi 2015/12643 E. , 2016/498 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma HÜKÜM : Mahkumiyet KARAR Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma ya da aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunma eylemini bir kez yapmanın yeterli olmadığı, eylemin ısrarla tekrarlanması, süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir. Yargılamaya konu somut olayda ise, sanık ile katılanın karşılıklı olarak birbirlerini aradıkları ve mesaj gönderdiklerinin anlaşılması karşısında, sanığın ne şekilde sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile hareket ettiği açıklanmadan, yetersiz ve yerinde olmayan gerekçeyle sanığın mahkumiyetine karar verilmesi, 2- Kabule göre de, TCK’nın 53/1-b madesinde yer alana hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması, Kanuna aykırı ve sanık ...’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 13.01.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.