23. Hukuk Dairesi 2012/4309 E. , 2012/6910 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının, bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davacı-karşı davalının davasının kısmen kabulüne, davalı-karşı davacının davasının kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-karşı davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Asıl davada, davacı vekili, davalı ile müvekkili arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin davalı tarafça haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, imalat ve ruhsat harçları bedeli ve kâr kaybı olarak 10.000,00 TL"nin tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah ile talebini 224.984.00 TL"ye arttırmıştır.
Davalı vekili, asıl davanın reddini savunmuş, karşı davasında haksız fesih nedeniyle kira kaybına uğradığını ileri sürerek, 10.000,00 TL"nin tahsilini talep ve dava etmiş, daha sonra ıslah ile talebini 19.600,00 TL"ye arttırmıştır.
Karşı davada, davalı vekili karşı davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dava ve karşı davanın ıslah edilen miktarlar üzerinden kabulüne dair verilen karar, asıl davada davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"nce 15.03.2010 tarih ve 2009/1237 Esas, 2010/1435 Karar sayılı ilamı ile; sair temyiz talepleri reddedilmek suretiyle tapu harcamalarının imalat kapsamında olduğu ve imalat bedelinin fesih iradelerinin kesiştiği 26.02.2008 tarihi itibariyle piyasa rayiçlerine göre hesaplanması gerektiği gerekçesiyle asıl davada davalı yararına bozulmuştur. Mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda, 26.02.2008 tarihi itibariyle piyasa rayicine göre imalat bedelinin 126.522,00 TL olduğu gerekçesiyle bu miktar üzerinden asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davacının kira mahrumiyetine dayalı alacak davasının kabulüne ilişkin verilen hükmün temyiz edilmediği için kesinleştiği gerekçesiyle, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, asıl davada davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.