3. Hukuk Dairesi 2021/1707 E. , 2021/11565 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 13/01/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı ...’ın kocası ..."ın vefat ettiğini, hak sahiplerince davalı ... şirketinden destekten yoksun kalma tazminatının alınması için adı geçen tarafından davacı şirkete vekaletname verildiğini, ayrıca sigorta şirketinden tahsil edilecek meblağın %20"sini davacı şirkete temlik ettiğini, davacı şirketin tazminatın alınabilmesi için gerekli tüm başvuru ve işlemleri yaptığını, ancak davalının sigorta şirketinin yapacağı ödemenin %20"lik kısmını ödememek için davacı ... azlettiğini, bu azlin sözleşmede kararlaştırılan bedeli istemesine engel olmadığını ileri sürerek; şimdilik 2.000TL’nin tahsilini istemiş, yargılama sırasında sunduğu ıslah dilekçesi ile dava değerini 22.055TL’ye artırarak, bedelin avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece; görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle verilen görevsizlik hükmü, davacı ve davalı ...Ş."nin temyizi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 08/06/2017 tarihli ve 2016/4529 Esas 2017/7178 Karar sayılı kararıyla; “ Uyuşmazlık, davalı ... açısından sigorta poliçesindeki miktar ile sınırlı olarak ödeme yapılmasına ilişkin olup, zorunlu sigortanın 6102 sayılı TTK’nda düzenlenmesine ve aynı yasanın 4. maddesi uyarınca bu kanunda
düzenlenen işlerden kaynaklanan hukuk davalarının ticari dava niteliğinde olduğunun kabul edilmesine göre, mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece; davanın kabulü ile 22.055TL alacağın ödeme tarihi olan 15/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2)Somut olayda; davacı, dava dilekçesinde faiz talep etmemiş ancak ıslah dilekçesinde, alacağın tamamına ödeme tarihinden itibaren faiz uygulanmasını talep etmiştir.
Buna göre mahkemece; ıslah edilen 22.055TL"ye ıslah tarihi olan 03/07/2018 tarihinden itibaren faize hükmetmek gerekirken, alacağın tamamına 15/01/2015 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nın 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle hüküm fıkrasında yer alan “Davanın kabulü ile, 22.055TL alacağın ödeme tarihi olan 15/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,” ifadesinin çıkartılarak yerine “Davanın kabulü ile 22.055TL alacağın ıslahın yapıldığı 03/07/2018 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,” ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz eden davalılara ayrı ayrı iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.