Esas No: 2021/1648
Karar No: 2022/2679
Karar Tarihi: 31.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1648 Esas 2022/2679 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, bir hukuk bürosunun müvekkiline haksız icra takibi başlatması üzerine açılmıştır. Davacı vekili, icra takibinin dayanağı olan senedin haksız ve yersiz olduğunu savunarak takibin iptal edilmesini ve alacaklı tarafın haksız icra tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ise senedin kambiyo senedi olduğunu ve ticari bir ilişkiye gerek olmadığını iddia ederek davanın reddedilmesini istemiştir. Mahkeme, davacının iddiasının kanıtlanamadığını ve somut uyuşmazlıkta icra takip dosyasında faiz oranlarının düşürülmesine yönelik talebinin mahkemenin görevi dahilinde olmadığına karar vermiştir. Ancak davacının hile iddiası konusunda tanığın dinlenmemesi ve HMK 297 maddesine aykırı bir şekilde karar verilmesi nedeniyle karar bozulmuştur. Kanun maddeleri: HMK 297.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Kahta 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10.02.2016 tarih ve 2013/391 E. - 2016/115 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline geri çevrilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra iade edildiği anlaşılmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının Kahta İcra Müdürlüğü'nün 2013/119 Esas sayılı takip dosyası üzerinden müvekkil aleyhine haksız bir icra takibi başlattığını, ödeme emrinin kendisine tebliğiyle birlikte ilk defa böyle bir borçtan haberdar olduğunu, davalı ile müvekkili arasında herhangi bir ticari ilişki söz konusu olmadığını, müvekkilinin öz yeğenleri olan...’ın 2011 yılının yaz aylarında kendisine doğrudan gelir desteklemesi başvurularının başladığını, dosyanın hazırlanması için kendisine yardımcı olacaklarını söylediklerini, müvekkilinin yaşlı oluşu, kendisine yardımcı olacak insanların da öz yeğenleri olması ve Kahta'ya gidecek durumda bulunmayışı gibi nedenlerle kabul ettiğini, takibe dayanak bonoyu imzalattıklarını, senedin davalıya geçtiğini, vadesi dolunca icra takibine konulduğunu, müvekkilinin yaklaşık 83 yaşında olduğunu, yaşlılığın da beraberinde getirmiş olduğu bazı rahatsızlıklardan ötürü neredeyse duyma ve görme özürlü bir hale geldiğini, yürümekte güçlük çektiğini, akli melekelerinin yerinde olmadığını, okuma yazması olmadığını ileri sürerek haksız ve yersiz bir şekilde açılan takibin iptali ile alacaklı tarafın haksız icra tazminatına mahkum edilmesine, olmadığı takdirde davalı tarafın talep ettiği faiz oranının iptal edilerek mevzuatın öngördüğü faiz oranlarının uygulanmasına, ayrıca yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, takibin dayanağı kambiyo senedi olduğundan, ticari bir ilişkiye gerek olmadığını, müvekkilinin, davacının okuma yazmasının olup olmadığı veya borçlanma ehliyetinin olup olmadığını bilme zorunluluğu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının yaşı itibariyle fiil ehliyetinin bulunmadığına dair iddiasına yönelik olarak, Adli Tıp Kurumu'ndan alınan rapor uyarınca davacının hukuki işlem tarihi olan 01/12/2010 tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğunun belirtildiği, davacının iddiasının kanıtlanamadığı, bu nedenle soyut nitelikte bulunan bonoya ilişkin menfi tespit iddiasının ispatlanamadığı, somut uyuşmazlıkta, davacının icra takip dosyasında faiz oranlarının düşürülmesine yönelik talebinin mahkemenin görevi dahilinde bulunmadığı, uyuşmazlığa bakmakla İcra Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle davacının menfi tespit talebine ilişkin davanın reddine, davacının Kahta İcra Müdürlüğü'nün 2013/1119 Esas sayılı takip dosyasının faiz oranlarının düşürülmesine yönelik talebi hakkında dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, faiz oranlarının düşürülmesine yönelik talebi açısından kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulduğunda dava dosyasının görevli olan Kahta İcra Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine, talep edilmediği takdirde HMK madde 20 gereği davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, hile hukuksal nedenine dayalı menfi tesbit istemine ilişkindir.
Davacı, dava konusu bononun kendisine hile ile imzalatıldığını iddia ederek eldeki davayı açmış, mahkemece davacının işlem tarihinde hukuki ehliyeti haiz olduğu gerekçesiyle hile iddiası konusunda davacı tanığı dinlenmeden ve bu konuda hiçbir değerlendirme yapılmadan karar verilmiştir.
Hile iddiasının tanıkla isbatının mümkün olmasına göre bu konuda davacının eşi olan tanığın dinlenmesi ve dava konusu bononun hile ile düzenlenip düzenlenmediği konusunda karar verilmesi gerekirken HMK 297 maddesine aykırı yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 31/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.